-108-

33.1K 1.4K 275
                                    

Deniz:

Gözlerimi büyüterek karşımdaki şeye baktım ve ardından bakışlarımı Rüzgar'a doğru yönelttim. İşaret parmağım ile devasa şeyi gösterip, "Bu da ne?" diye sordum ve şaşkınlıkla anneme baktım. Kendisi bize bakıp gülüyordu.
"Hayatım gidip örtüyü çekersen ne olduğunu anlayacaksın."
Selma anne hemen yanımıza gelip, "Ay geldi mi?" dedi heyecanla ve beni dürtüp, "Hadi git kızım," dedi.
Heyecanla üstü örtülü hediyeme doğru ilerlerken, dudaklarımı ısırdım. Tahminimdeki şeyi almıştı Rüzgar, örtünün altında olsa bile belliydi yani. Hediyenin yanındaki adam, "Deniz Sancaktaroğlu siz misiniz ?" diye sorduktan sonra başımı salladım.
"Şuraya hediyenizi aldığınızda dair bir imza atar mısınız?" diye sorduğunda, arkamı bizimkilere döndüm. Annem videomu çekerken, Rüzgar imzalamam için başını salladı ve yanıma doğru ilerledi. İmzayı atar atmaz, adam bana gülümsedi ve, "Güle güle kullanın," diyerek elime bir küçük kutu verdi ve yanımdan ayrıldı. Rüzgar yanıma gelip, "Çek şu örtüyü," dediğinde, heyecandan elimin titrediğini hissettim.

"Beraber çekelim."

Başını salladı ve, "Peki," dedi ve elini örtüye doğdu götürdü. Ben de örtünün diğer kenarını tuttuktan sonra, Rüzgar bana bakıp keyifle gülümsedi.

"Hadi çekelim!"

Onu dedikten sonra, ikimiz aynı anda örtüyü çektik. Karşımda siyah Jeep'i görmem ile, gözlerimi iyice büyüttüm ve, "Sana inanamıyorum Rüzgar," deyip arabayı okşamaya başladım.

"Beğendin mi güzelim?" diye sorduğunda, gözlerim çoktan sevinç gözyaşları ile dolmuştu. Rüzgar'a sıkıca sarıldım ve boyalı boynuna ve yüzüne öpücükler kondurdum. "Çok çok güzel, teşekkür ederim," diye yanıt verdim ve arkamı arabaya doğru dönüp, "Bu fazla güzel," diye ekledim.

Selma anne elini omuzuma atıp, "Güle güle kullan güzel kızım benim, dediğinde, hala şaşkınlıkla arabaya bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selma anne elini omuzuma atıp, "Güle güle kullan güzel kızım benim, dediğinde, hala şaşkınlıkla arabaya bakıyordum.
"Teşekkürler anneciğim," demem ile, elimdeki kutuya baktım ve, "İçinde anahtarları olması gerek, diyerek heyecanla açtım. Tahminim doğru çıkmıştı, içinde iki tane anahtar vardı. Heyecanla arabanın kilidini açar açmaz, sürücü koltuğuna oturdum.
" Maşallah, kızıma da pek yakıştı," diyen annem, hemen fotoğrafımı çekti.
Arabadan inmek isterken, yüksek olduğu için bayağı bir zorlanmıştım. Rüzgar elimden tutup, "Senden ufak bir ricam var hayatım," dedi ve beni arabadan indirdi.
"Nedir?"
" Arabayı lütfen doğumdan sonra kullan. Bak inmekte zorluk çekiyorsun, dün sancıların da geldi..." demesi ile annelerimiz aynı ağızdan, "Ne, sancı mı?" dediler.

"Yalancı sancı, önemli bir şey değildi. Azıcık acı çektim, o kadar. Şimdi iyiyim."

Beraber içeri girdikten sonra, Selma anne başını iki yana sallayıp, "Bunu bize neden söylemediniz çocuklar?" diye bize kızdı.

"Panik yapmanızı istemedik, bakın Efe hala karnımda, hiçbir sorun yok. Sadece birazcık aceleci davranıyor, o kadar."

O sırada oğlum karnıma şiddetli bir tekme attı. Birden gülümsedim ve elimi karnımın üzerine koydum. "Nasıl da tekme atıyor," demem ile, Rüzgar karnıma bir öpücük kondurdu ve, "Baba senin odayı boyamaya devam etsin o zaman seni gidi aceleci çocuk," dedi ve bir öpücük daha kondurdu.

DENIZ'IN RÜZGARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin