-55-

63.4K 2.6K 328
                                    

Rüzgar'ın bakış açısı

Annem'in endişeli sesini duyar duymaz telefonuma daha da sıkı yapıştım. "Bir sorun mu var sultanım?" diye sorduğumda, titrek sesiyle "Baban fenalaştı oğlum, doktor burada. Babanın kalp krizi geçirdiğini söyledi. Çok korkuyorum Rüzgar, ne olur gel. Çınar'da evde yok ve kendisine ulaşamıyorum.

"Tamam sultanım, sen sakın korkma. Ben hemen geliyorum," dedim ve telefonumu kapatıp, Deniz'e tedirgince baktım.

 "Gitmemiz gerekiyor güzelim, babam kalp krizi geçirmiş," dedim.

Deniz anında gözlerini büyütüp "Ne, kalp krizi mi? Durumu nasıl peki?" diye sorduğunda ayakkabılarımı giyinmek için koridora doğru koştum.

"Bilmiyorum güzelim, ama annemin sesi iyi gelmiyordu."

"Sen ayakkabılarını giyin, ben de şu mumları çabuk söndüreyim," dediğinde başımı onaylarcasına salladım.

Beş dakika sonra, Deniz ile hızlı adımlarla arabaya doğru yürüdük. Arabayı çalıştırır çalıştırmaz, gaza kökledim.

Arabayı eve doğru hızla sürerken bakışlarımı Deniz'e çevirdim. Elini kalbinin üzerine koymuş, derin derin nefes almaya çalışıyordu.

"Deniz, iyi misin?" dedim ve sinyal vererek arabayı sağa çektim.

Göğsü hızlıca inip kalkıyor, gözyaşları ise çenesinden aşağıya süzülüyordu. Kemerimi çözüp kollarımı ona sardım. Başını boynuma koymuş, hıçkırmaya başladı.

"Rüzgar..:" dedi titreyen sesi ile. "Ben hıza gelemiyorum,lütfen arabayı biraz daha yavaş kullan."

Parmaklarımı Deniz'in saçlarınının arasına daldırıp, koklamaya başladım.

"Geçti bebeğim, özür dilerim."

Geriye kalan yolu hızı abartmadan sürdüm. Eve varmadan önce, son bir kez daha Deniz'e bakış attım. Durumu az öncekinden çok daha iyi görünüyordu. Pek istemesem de kendisini bir sokak geride arabadan indirdim.

Aracı kapının önüne park eder etmez, eve doğru kostüm. Anahtarımı kapının deliğine sokmadan, kapı açıldı.

Annem kızarmış gözleri ile bana bakıp sıkıca sarıldı.

"Babamın durumu nasıl?" diye sorduğumda, annem nefesini dışa doğru vererek "İyi çok şükür. Doktor az önce gitti," dedi.

"Çok şükür. Odasında mı?"

"Odasında oğlum."

Yatak odasına girdiğimde, parmaklarımla yanan gözlerimi ovuşturdum ve yatağın kenarına oturup babamı izledim.

"Korkuttun beni," diye fısıldadım ve ensemi ovuşturdum.

Annemin yanına döner dönmez, alnından öpüp "Geçti sultanım," dedim.

"Bugün çok strese girdi, kalbi sonunda dayanamadı," dedi melülçe.

"Hadi bahçeye geç, sana rahatlatıcı bir bitki çayı yapayım," dedim ve elinden tutup kendisini bahçeye çekiştirdim.

Çay hazırlamak için mutfağa geçtiğimde, cebimden telefonumu çıkarıp, Deniz'i aradım.

Telefonu açar açmaz, kaygı dolu "Baban nasıl?", diye sordu. Evdeki durumu anlattıktan sonra, Deniz'in evde yalnız olduğunu öğrendim.

"Annemle bahçede oturacağız. Sen de gelsene. Sanırım annemin biriyle konuşmaya çok ihtiyacı var," dedim.

***

DENIZ'IN RÜZGARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin