3.6 (johnjae)

477 52 7
                                    

johnny:
hey.
iyi misin?

jaehyun:
evet,
sanırım

johnny:
zor olmalı, öyle değil mi?

jaehyun:
zor.
oldukça fazla.
ama onu suçlayamam,
beni görmüyor değil
beni görmek istemiyor
bana özel değil aslında
onun gözü,
ten'den başkasını görmüyor.

johnny:
jaehyun, bir gerçek var ki
bir süre ten'le taeyong
yalnızca yakın arkadaşlardı
ve taeyong'un cinsel
yönelimini biliyordun,
o dönem neden
hareket etmedin?

jaehyun:
ben kendi sikik
yönelimimden
emin miydim sanıyorsun
hayır, değildim
ama johnny,
kalbim eminmiş.
bunu çok geç fark ettim.

johnny:
bu durumda ne denmesi
gerektiğini inan bana
bilmiyorum.
taeyong...
o cidden ten'i seviyor.
yani...
hayatına devam etmeyi dene,
jae.

jaehyun:
haklısın.
oldukça haklısın.

*görüldü*

johnny telefonu bir kenara bırakıp yatağın üstüne yüz üstü uzandı. kendini aptal gibi hissediyordu, bu durum alabildiğince can sıkıcıydı.

öteki taraftan jaehyun, telefonda birazcık daha uğraştıktan sonra canı sıkılıp onu şarja bıraktı. odasından hem çok fazla çıkmak istiyor, hem de hiç istemiyordu. kararını netleştirince yavaşça kapıyı araladı, gideceği yere doğru kararlı adımlarla ilerledi. johnny'nin mastürbasyon yapması anında içeri dalması gibi tuhaf bir olay yaşanmayacağına emindi, çünkü johnny öyle bir şeye ihtiyaç duymazdı.

kapıyı araladı, sessiz odadan içeriye adımlarını attı.

- keşke öncesinde haber verseydin.

hafifçe başını kapıya doğru kaldırmış olan genç mırıldanıp tekrar yastığına gömüldü.

- üzgünüm... belki, şey, uyuyorsundur diye...

- beş dakika önce konuşuyorduk, ne uyuması? ayrıca, uyuduğumu düşünüyorsan neden odama geliyorsun?

jaehyun hafifçe yatağın başına oturdu, ikisi de birbirleriyle göz teması kurmuyorlardı. aslında jaehyun kurabilirdi ancak, johnny'nin yüzü yastığa gömülüyken bu çok zordu.

- beraber... uyuyamaz mıydık?

bu cümleden sonra johnny başını yine hafifçe kaldırıp jaehyun'la göz göze geldi. ardından yerinde doğruldu. ancak konuşmasına fırsat kalmadan jaehyun tekrar söze başladı.

- taeyong konusunda geç kaldığımı söyledin. duygularımdan emin olmadığım için geç kalmıştım. bu sefer bu hataya düşmek istemiyorum john. bu sefer duygularımdan ben de eminim ve geç kalmak istemiyorum.

aklı karışmış çocuk bir süre konuşmadı, yatağın üstündeki desenleri incelemeye başlamıştı bile.

her şeyi yerli yerine oturtturunca yine konuşmadı, karşısında en yakın arkadaşı jaehyun, mükemmel kusursuzluktaki yüz hatlarıyla sabit bir şekilde yere bakıyor, onunla göz göze gelmemeye çalışıyordu.

öylece aklına gelen ilk şeyi söyleyiverdi.

- gözlerime bak, jae.

en başta biraz çekinmiş de olsa, göz temasını başlattı. bu son hamleydi, daha fazlasına ihtiyaç yoktu.

johnny eliyle jaehyun'un yanağını kavradı ve yüzünü iyice kendisine yaklaştırdı.

- bu sefer gecikmedin.

dudakları birbiriyle buluştuğunda bile, jaehyun kendini yerin kat kat aşağısında hissediyordu. yüzü yanıyor ancak buna engel olamıyordu. johnny'nin kendisi gibi olup olmadığını bile bilmiyordu. sadece ona güvenmeye ihtiyacı vardı.

kendini rahat bıraktı.

off-road ;; renminWhere stories live. Discover now