Nefes telefonu Tahir'in elinden alıp baktı.Gördüğü şeyle gözleri kocaman oldu.
"Tahir bunlar ne?"
"Nefesim-"
"Ne Nefesim ya naptın sen?"
"Ama çok tatlıydın"
"Pisliik"
"Aşk olsun"
"Ya insan bi haber verir di mi ama?"
"Ne gerek vardı ki?"
"Tahir çok kötüsün"
"Kırılıyorum ama"
"Ben paramparçayım şuan"
"Oy kıyamam sana"diyip Nefes'e sarıldı Tahir.
Tahir Nefes başını Tahir'in dizlerine koyup gözlerini kapattığında fotoğraflarını çekmişti.Bazı fotoğraflar Nefes konuşurken çekildiği için biraz komik çıkmıştı.
"Sil"
"Asla"
"Evet hadi"
"Hayatta silmem"
"Ya of"
"Şşş sakin ol"
"Gerizekalı"diyip omzuyla Tahir'i itti.
Tahir kahkaha attı.
"Kes sesini"
"Tamam"
Tahir hala gülüyordu.Nefes kötü kötü baktı.
"Kahve?"
"Ver"
Tahir gülerek Nefes'in kahvesini verdi.Nefes kahvesini alıp Tahir'e baktı ama Tahir o kadar tatlıydı ki Nefes'te güldü.Önüne baktı.Tahir iyice Nefes'in dibine girdi.
"Ama bu çok güzel çıkmış"
Nefes fotoğrafa bakınca gülmemek için kendini çok zor tuttu ama sonunda güldü.Tahir'in omzuna vurdu.
"Biz ne zaman dönüyoruz?"
"Ne zaman istersen?"
"Yarın dönelim artık bence"
"Neden?"
"Neden acaba?"
"Trabzon'u mu özledin?"
"Yani evet hem işler falan birikiyor sonra"
(Sanki doğru dürüst işe gittiği var)
"Haklısın"
"O zaman kahvelerimiz bitsin yavaştan toparlanalım"
"Tamam"
"İyi"
"Güzel"
"Peki"
"Ok"
"Uzatıcak mıyız daha?"
"Bilmem"
"Tahir biz çok salağız ya"
Tahir güldü.
"Valla bak"
"Ee tencere kapak"
"Sağol"
"Rica ederim"
"Salak"
"Sen mi diycem ama biraz terbiyesizlik olur bu sana karşı ama kendin dedin salağız diye"
