49.BÖLÜM

5.7K 294 87
                                    

Bu lanet kapı nasıl kitlenmisti bir anda?....sinirle baruttan tarafa dönerek " senmi kitledin?....bak senle aynı ortamı bile solumak istemiyorum aç kapıyı gideyim" derken bile elim titriyor baruttan utaniyordum...galiba beni Çizmesi hoşuma gitmişti yoksa neden utanip çekineyim ki

Ne hoşuna gidiyor belki kaleme alınmış resim sensin...benim ama gerçekler dila

İlla bi şeyi yüzüme vurmak zorundamisin iç ses....Sağol yaa bana hatirlattigin icin, boğazıma oturan o koca yumruğu öksürükle temizlerken barut bana çatık kaşlarla bakıp " senle beraber bende girip direk buraya geçtim sence mümkün mü?" Evet biraz mantıksız oluyordu düşününce nede olsa o benim gözümün onundeydi

"bodrum katındaki Kapılar falan hep bozuk belki kendiliğinden ruzgarla falan kapandiysa kirlenmesi normal" ayy bu çocuk ne ara bu kadar mantıklı konuşmaya başlamıştı allahasen?

Sıkkınlıkla nefes alıp verip kapının köşesindeki duvar ucuna çöküp oturdum ve gözlerimi kapayip" ara gelsin kurtarsinlar bizi ben biraz bu vakitte kaytariyim bari"dedim.
Bir iki adım sesinden sonra yanımda bir kıpırdanma olduğunda barut olduğunu bildiğim için gözlerimi bile açmadim.

En az iki üç dakikanın sonunda ellerin saçıma deģdiğini fark ederek çatık kaşlarla gözümü açtım.
O kadar dedgimden sonra hala sırıtarak bana bakması hayret verici"napiyorsun sen" hayır hayır benim burada fisildamam değil bağırmam gerekti.

" Cansu...özledim" diyip bir anda gözleri dudaklarıma kayinca utanarak ani refleksle elimj dudagimin üstüne koydum.
Barut sesli bir şekilde gülüp " bana bu kadar hem yakın hemde uzak olmak ne kadarda trajik" demesiyle mal mal anlamaz bir şekilde ona bakmaya devam ettim.
Barut dudagimjn üstündeki elimi çekip"merak etme artık sen demedigin sürece öpmicem"demesiyle şaşkınca ciddimi diye ona baktım.

" Ama şunu bilki polat bendende piç....onlaysan ayr-" derken bir anda öfkeyle yüzüne tokat yapıştırdım...onla kendini nasıl ayni kefeye koyabilirdiki?
"Onu senin kendi şerefsizliklerinls karıştırmayin barut bey" bastıra bastıra söylediğim bu kelimeler ardından barut ciciklayarak ayağa kalkıp " se...sen polatin gerçek yüzünü görmediğin için böyle davranıyorsun....Nasıl gözünü böyle kör edebildi bu çocuk"  bende ayağa kalkıp onun gibi bağıra bağıra " ikidir söylüyorsun....benim yanımda olup bana destek çıkmaktan başka naapmis bu çocuk"dedim

Barut etrafında bir iki tur dönüp kafasını öfkeyle kasidiktan sonra sertce omuzlarimdan tutup " kızım polat sana nasil onuncu sınıfta piskopatca baglandiysa ve okuldan atildiysa benu buldu....biz çocukluk arkadaşiyiz zaten....ve o zamanlar sevdiğimi sandığım tutulduğum kadını kaçırdı sonrada senle çıkıp kalbinle oynamam karşılığı tehdit etti beni o şerefsiz" şu an beynim durmuş algılayamıyordu...bu ne dediğinin farkindamiydi?

" Bba-" derken barut sözümü kesip devam etti" o zamanlar aman bur kız kabul edeyim onun bi kalp kırıklığı benim dilamla birmidir dedim....ki zaten iskencede uygulanmış orda dilaya buda ayrı bişey...herneyse ben o uyun oynayacagim kıza aşık olacağımı nereden bileyim...sikeyim böyle işi sende o pici seviyorsun"  diye bağırıp beni az bu geri itip başka yöne dönerken benle beraber donup kalmış göz yaşlarım gözümü kapayip açmamla ortaya çıktı.

Çıkrt... kapı sesi daha yeni bir iki saneyilek durulan ortamda yankilanirken barutun benden cevap bir haykirma isteğini beklediği gözlerinden okunuyordu....ama şimdi değil....Şimdi olmaz.

Koşa koşa bodrum katından çıktım....üst kata geldiğimde soluk soluğa kalirken duvara yaslayıp öksürerek göğsüme vurup bir yandanda delirmişcesine gulerek agluyordum...benim Karşima neden düzgün adam gibi adam çıkmıyor hep bir karmaşa pişmanligin içinde kaliyordum.

Arkadan gelen ayak sesleri barutunda yaklaştığını hissettirdiği için heyecanla koşarak oradan uzaklastim....şuan bu olanlar hakkinda onla yuzlesip biseyelr soracak ne yüzüm nede mecalim vardı.

Kapının önüne gelmemle birlikte hızlı yağan yağmura ve bu kara bahtli sansima küfredip elimi sanki üstümu kapatiyormus gibi başımın üstüne koyup islana islana bos cadde koşturdum.

Bütün yolu kostra yürüye hastalanmaya yakın hapşuruklarimla gelirken ulaştığım bilmem ne sahilinin etrafına baktim....yağmura rağmen çok insan vardı....genelide sevgili....sarmas dolaş

Tabiki kimseyi umuramiyordum ve içimden geldiği gibi bağırmaya başladım" neden benimde karşıma adam akilli biri çıkmıyor? " demmemle bütün gözler üstüme dönmüştü nirmalde takıp utanirdim simdj ise bu halimden dahada güç alıp"herkezden....bu boktan hayattan nefret ediyorum....keşke barutun dedikleri şeyleri duymasaydim....belji bilmeden mutlu yasardim" kimi kandiriykrum....o söylemese polatin yalani elbet birgün ortaya çıkacaktı nasıl olsa

"Hep şerefsizlerin tekini buldum bu hayatta. ..halbuki tek istediğim bu küçük kalbimde birazcık mutluluk"  diyip etrafimda tahminen benim hakkimda konuşan insanlara baktım.
Aralarında bir sarılmış ikili dikkatimi çekerken dudak buzup sahile doğru kollarımı açıp gözlerimj kaparken" benimde menfaatsiz, icindeki tüm ilgi ve samimiyetiyle sarilan sevgilim yada...dostum...her ne boktansa olsaydı keşke....ne güzel olurdu" dedim aon kelimem ümitsiz bir miriltiyla çıkmıştı ki geri arkama donmeden birinin  bana sarilmasina kadar.....sımsıkı hiç birakmicak gibi.....

SERSERİ (barca) - TAMAMLANDI-Where stories live. Discover now