SU VE RÜZGAR (TAMAMLANDI)

31-''Yok Oluşlar Ülkesi''

Herkese İyi Geceler!

Yeni bölüm sizlerle.Bu bölüm de 25.000 okunmaya yaklaştığımızı duyurmak isterim.İnanın çok mutluyum.Yorum atan atmayan herkese teşekkürler.Sizleri seviyorum

‘’Geçmiş olsun. Düşün bakalım oradan dört puan daha.’’ Dedi Cüneyt ve sabahtan berri Devrim, Ulaş, Rüzgar ve kendisi arasında geçen oyunu bitirmiş oldu. Yani Devrim ve Rüzgarı yenmiş oldular. Cüneyt ıstakasını devirirken Devrim ve Rüzgarın suratı turşu satıyordu.

‘’Tebrikler.’’ Dedim kahkahalarla gülerken.

Rüzgar dik dik baksa da gülmeme engel olamıyordum. Toprak mangal istediği için tekrar geçen Devrimlerle birlikte geldiğimiz yere gelmeye karar vermiştik. Kahvaltımızı yapmış, canımız sıkıldığı için okey oynamaya karar vermiştik.

Bir iddia ortaya atmıştık. Ben yakan top oynamak istiyordum ama Rüzgar bunun çocukça olduğunu söyleyip izin vermemişti. Ayrıca çok sakarmışım ve mutlaka bir yerlerimi yaralarmışım.

Cüneyt’ te ne kadar istekli olduğumu görünce okeyi kazanırlarsa herkesin yakan top oynayacağını söylemişti. Ve kazanan da onlar olduğuna göre oynayacaktık.

‘’Ulaş da bizden, sizde Cüneyt, Devrim, Batu ve Rüzgar bir grupsunuz.’’ Dedim topu alıp belimin altına koyarken. Rüzgar dik dik bakıyor ve beni bu isteğimden vazgeçirmeye çalışıyordu. Ama yerler miydi? Yemezlerdi arkadaşlar. Yemedik zaten.

‘’Satış demek?’’ dedi Cüneyt aralığı belirlerken. ‘’Eee. Kusura bakmayın. Ulaşı tabi ki alacağız.’’ Dedim tatlı tatlı gülümserken.

Ulaş yanıma geldi ve elini omzuma atıp saçımı karıştırmaya başladı. Tabi bu sırada ‘’Bu kız bana hayran.’’ Dedi gülerken.

Saçımı kurtarmaya çalışırken Rüzgar bana çok net bir şekilde yardımcı oldu.

‘’O elini hemen karımın üzerinden çekmezsen hayran olunacak bir Ulaş kalmayacak ortada.’’ Diye tısladı.

Ben gözlerimi devirirken Ulaşın kolunu omzumdan çekmesi bir oldu. Rüzgara baktığımda halen dik dik Ulaşa baktığını gördüm. Bu yüzden ortamı yumuşatmaya karar verdim.

‘’Hadi bakalım, ilk biz ortadayız.’’ Dedi topu Rüzgara doğru sert bir şekilde atarken. Rüzgar topu hemen yakaladı ve tuttuktan birkaç saniye sonra gözlerini bana dikti. Bende yüzümü buruşturdum ve dil çıkardım ona inat. O sen şimdi görürsün bakışlarını atıp yerine geçerken bizde ortada ki yerimizi aldık.

Rüzgar elinde ki topu sektirdi. Başını kaldırdı ve bize baktı. Ardından gözünü bile kırpmadan topu üzerimize fırlattı. Ben gülerek toptan uzaklaşmaya çalışırken onlar erkek olmanın verdiği gücü kullanarak hızlı ve sert bir şekilde topları üzerimize fırlatıyorlardı.

Birkaç dakika içeride dolandıktan sonra geriye sadece Ulaş ve ben kalmıştık. Ulaşın arkasına geçiyor kendimi saklıyordum. Üstelik o kadar çok turluyordum ki araziyi ‘’Kızım çıkmasana sahadan.’’ Diye bağıran Devrimin uyarısını almıştım.

Yine de aynı şekilde oynuyordum işte.

Top Rüzgara geçti ve göz göze gelmemizle topu üzerime doğru fırlatması bir oldu. Ben bacağımı açıp zıplamaya çalışırken top bacağıma sert bir şekilde çarptı ve yere sekerek düştü. Bacağım acı içinde yanarken sinirle Rüzgara bağırdım.

‘’Hayvan mısın ya sen? Bacağımı morarttın resmen.’’ Diye bağırdım. Çünkü top çok sert çarpmıştı.

‘’Ne var kızım? Oynayalım dedin vurduk işte.’’ Dedi Rüzgarda bana doğru yaklaşırken. Gözlerim çakmak çakmak acıdan yanarken ‘’Hayvan.’’ Dedim ve bana gelmesini önemsemeden oyundan çıktım. Ulaşı da Cüneyt vurunca bizim hakkımız bitmiş oldu.