39-''Planlar''

15.2K 440 36
                                    

Playlist: Zafer Güler-Ayrılıkta Sevdadandır

Derin bir soluk alıp son saldırımı da yapmak için yumruğumu kaldırdım. Eğer bu yumruklarımda diğerleri gibi olursa hiç şansı yoktu.

‘’Bu kadar korkak olduğunu bilmiyordum, iyi oldu.’’ Diye mırıldandım ve kendimi öne doğru savurup yumruklarımı atmaya çalıştım. Ama o yumrukların geleceğini anladığı için savunmasını doğru bir şekilde yapmış ve sol koluyla tüm yumruklarımı engellemişti. Engellediği gibi de bu sırada bacağıma bir tekme savurmuştu. Güçlü bir tekme. Ben geri iplere doğru kaçarken Mustafa ‘’Beni hafife alma.’’ Dedi kolunu ovuştururken bende bacağımın kızarıklığına bakıyordum.

Gece sürekli bana bakan mavi gözler sabaha kadar acayip rahatsız bir uyku uyumama neden olmuştu. Üstelik Rüzgarın yanımda olması bile gece inleyerek yerimde sıçramama engel olamamıştı. Rüzgar da her seferinde benimle birlikte uyanmış ve ben sakinleştikten sonra ikimizde sürekli aynı anda uykuya dalmıştık. Ama sabah artık daha fazla dayanamayacağımı anladığımda Rüzgarın sıcak ve güvenli kollarından kalkıp, ufak bir not bıraktıktan sonra buraya gelmem çok uzun sürmemişti. Kendimi ölesiye yorgun hissediyordum. O kadar içkiden, çatışmadan, ölümden, yorgunluk ve uykusuzluktan sonra deliksiz uyurum diye hayal ettiysem de bir çift göz beni buralara sürüklemişti.

Üstelik geldiğimden berridir herkese ringde yerleri yalatıyordum. Neden diye soracak olursanız her gözümü açıp kapadığımda elimde beliren, üzerime bulaşan kanları görmek kendimi kaybetmeme sebep olacaktı. Ve benim acilen kendimi kontrol etmem gerekiyordu. Aynı zamanda da dün içimden atamadığım bazı şeyleri de atmam. Bunun için de en ideal yöntem kavga etmekti.

Ve işte buradayım. Tarık Hocanın çalışması olduğu için onunla antrenman yapamıyordum onun yerine kimi bulduysam ringe çıkarıyor ve bir dakika sonra yenmiş olarak başka birisini arıyordum. Çünkü kendini bu konuda aşmış insanlar sabahın köründe burada olmazlardı. Ve zaten genellikle birbirleriyle antrenman yaparlardı. Ve ben kendi dişime göre ancak Mustafa’yı bulabilmiştim. Aslında teorik olarak beni bulan Mustafa olmuştu. Herkesin havada uçarak yere konduğunu izledikten sonra vicdanı bu -terimi yerindeyse- garibanlara acımış ve kendini ringe atmıştı. Yaklaşık beş dakikadır o beni dövüyordu ve bende onu. Mustafa iyi bir rakipti. Neden bilmiyorum onunla elektriklerimiz bir türlü uyuşmamış nedeniz bir yere rekabete girmiştik. Yine de ona ne zaman bana bir şeyler öğretmesi için gittiysem hiç reddetmemiş ve sabırla bana istediğim şeyi vermeye çabalamıştı. Tarık hoca da neden bilmiyorum kendimizi geliştirmeye çalıştığımız, cici öğrenciler olduğumuz zamanlarda sürekli ikimizi eşleştirirdi. Üstelik Mustafa kof bir adam da değildi. Aslında itiraf etmek gerekirse bu kadar gelişmem de Tarık hocam kadar onun da büyük emeği vardı. Sürekli beni zorlayarak gelişmemi sağlamıştı, farkında olmasa da. Ve şimdi uzun zamandır yapamadığımız kavgaların intikamını alıyorduk işte.

Kendimi topladığım da o da kendini toplamıştı. ‘’Asla böyle bir hataya düşmedim.’’ Dedim ellerimi yüzüme kaldırıp savunma pozisyonuna geçtim ve Mustafa o anda saldırıp üzerime atladı. Attığı yumruğu eğilerek savuşturup bende ona vurmaya başladım. Bu sefer de ben ona bir tekme attım ama o beni kolumdan tuttuğunda beni sırtında takla attırarak yere yapıştıracağını anladım. Ama ondan önce davranıp tek bacağımı omzundan indirdim ve kolunu kilitledim. Ardından diğer ayağımla bacağının arkasına geçirip ikimizi de yere düşürdüm. Yumuşak zemine sertçe düştüğümüz anda diğer kolunu da kilitledim ve o on saniye sonra nakavt oldu. Küçüklüğüm onun için dezavantajdı. Rahat ve çevik bir şekilde ona vurabilme imkanım oluyordu ama kasları ve tecrübesi yüzünden normalde başkasını yere serebileceğim yumruklarım onda pek etki etmiyordu. Ve bende böyle zor ve tecrübe isteyen hareketlerle ancak onu nakavt edebiliyordum.

SU VE RÜZGAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin