45-''Yemek''

11.1K 403 43
                                    

Kalabalık masaya son kez baktım. Pekala, her şey güzel ve lezzetli görünüyordu. Misafirlerimi ağırlamak için hazır gibiydim. Kendim hariç. Üzerime baktığımda acayip berbat görünüyordum. Eşofman takımım ve terliklerimle bu gece için hiç ama hiç hazır değildim. Rüzgarı tatlı alması için pastaneye yollamıştım. Ayrıca gelirken de içecek bir şeyler alacağını söylemişti. O gelene kadar bende hazırlanabilirdim. Son bir işim kalmıştı. Çöpleri de kapıya koyduktan sonra işim bitiyordu. Mutfağa geçip çöp kutusundan çöp poşetini alıp kapıya yöneldim. Daha açmadan bağırış seslerini işitebilmiştim ama ses hiç tanıdık değildi.

Kapıyı açtığımda aynı anda karşıdan bir adam çıktı. Çok sinirli görünüyordu. Kapının arkasında ki kadın ''Defol git adi herif. Seni pislik.'' Diye bağırırken kadın beni gördü ve aynı anda sustu. Adam da beni çoktan fark etmişti ve sinirli gözlerini biran olsun üzerimden çekmemişti.

Sessiz ortamda yankılanan asansör sesini duyunca herkesin gözü asansöre kaydı. Rüzgar elinde poşetlerle çıktığında bizi fark etti ve ifadesiz suratı üzerimizde gezindi. Adam ve kadına bir saniye daha baktıktan sonra gözünü bana çevirdi. Adam da aynı anda asansöre yöneldi ve karşıda ki kapı kapandı. Rüzgar yanıma geldiğinde çöpü kenara koymuş ona bakıyordum.

''Sorun nedir?'' dedi kaşlarını çatıp merakla sorarken. Bilmiyorum anlamında omuzlarımı silktim ve ''Sanırım bir aile tartışmasının üzerine denk geldim.'' Diye mırıldandım elinde ki poşetlerden alıp ona yardım ederken içeri geçtik. Kapıyı örttü ve benimle mutfağa geçti.

''Sen içecekleri buzluğa yerleştir misin? Ben üzerimi değiştireyim.'' Dedim onu süzerken. Siyah bacaklarına yapışan kot pantolonu ve beyaz kollarını kıvırdığı, karın kaslarını belli eden gömleğiyle o harika gözüküyordu.

''Olur, git sen.'' Dedi çoktan poşettekileri çıkarmaya başlamışken. Bir şey demeden odamıza geçtim ve gardırobun başına geçip elbiselerimi taramaya başladım.

Bugün yeni evimizin şerefine ve biraz insanlara, bize moral olsun diye tüm arkadaşlarımızı yemeğe davet etmiştik. Bir arada bu evde ilk buluşmamızdı ve güzel geçsin istiyordum.

Üç gün önce gördüğüm o rüyanın etkisinden halen kurtulamamıştım ve bu Rüzgarın dikkatinden tabi ki kaçmamıştı. Kendimi ders çalışırken, okulda ki müzik çalışmasındayken, voleybol kursundayken ya da araba sürerken sırılsıklam bir halde terlemiş olarak buluyordum. Hatta evde yemek hazırlarken Rüzgara bu halde yakalanmıştım. Üşütüp üşütmediğim hakkında Rüzgarla sıkı bir tartışma yaşamıştık. İkna olduğunda neden diye sormuş bende bilmediğimi söylemiştim.

Ve o günden sonra da o rüyayı unutmadığımı, halen etkisinde olduğumu teyit etmiş oldu. Sıkıntılı bir nefes aldım. Bu gece hepimiz için güzel geçmeliydi. Bu geceye ve etrafımdaki herkesin sesine, gülüşüne ihtiyacım vardı.

Rüzgarla o geceden sonra durağan bir üç gün geçirmiştik. İkimizde genellikle suskunduk. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya karar vermiştik. O gece Rüzgarın göğsünde sabaha kadar ağlamıştım. O ise en sonunda beni azarlamış ve kollarıyla sarmaladıktan sonra yorgunluktan uyuya kalana kadar saçlarımı okşamış beni o boğuk fısıltılarıyla rahatlatmıştı.

İlgili bir eş, sevgi dolu bir aşık gibi.

Zamanın daraldığı aklıma gelir gelmez tekrar kıyafetlerime odaklandım. Dantel transparanlara sahip bembeyaz elbisemi giyinmek istedim o anda. Bu gece siyahlara sahip olmak istemiyordum. Saçlarım örgüyle topuz olduğu için hemen açıp omuzlarıma dalga dalga yayılmasını izledim. Onları doğal bir şekilde bırakıp ayağıma beyaz kemerli topuklu ayakkabılarımı geçirdim. Kalın bir eyeliner'la gözlerimi süsleyip şeftalili dudak balmımla da dudaklarımı nemlendirdim. Parfümümü de üzerimde gezdirip yemek kokusundan kurtuldum.

SU VE RÜZGAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin