BÖLÜM 42 - II. Kısım

Começar do início
                                    

İpar, Emir'in yerinde kendinin olduğunu düşündüğünde kalbinde hissettiği ağırlıkla gözlerini kapattı. Kendisi de bir ömür boyu adamı seven birinin Emir'in etrafında olmasını kaldıramazdı. Sürekli aralarında bir yakınlaşma oldu mu sorusu içini yerdi.

"Ben söndürürüm."

Emir kadının sözleriyle şaşkınlıkla İpar'a baktı ve İpar onun daha da şaşırmasına sebep olarak adama yaklaştı, aralarında az bir mesafe kaldığında eğilerek adamın kalbinin üstündeki elini biraz aşağı kaydırdı ve dudaklarını gömleğin üstünden kalbine bastırdı. Emir'in göğüs kaslarının dudaklarının altında kasıldığını hissederken teninin sıcaklığı dudaklarını yakıyordu. Emir'in kokusunu içine derince çekerken titrek bir nefes alan adamın daha önce nefesini tuttuğunu anlamamıştı.

"Yaka yaka söndürürsün."

İpar tebessüm ederek dudaklarını tekrar bastırdı ve başını kaldırarak Emir'in mavilerine baktı, çenesi adamın göğsüne değiyordu. Emir'in hafif kapanmış gözleriyle kendine baktığını gördüğünde midesine giren ağrıyla dudaklarını birbirine bastırdı, adam o kadar güzel bakıyordu ki...

Emir, elini kaldırarak İpar'ın saçlarını okşadı ve başını eğerek burnunu saçlarına dayadı, kokusunu derince içine çekerken birilerinin onları görme ihtimali umurunda değildi. Bu kadının kendisinin olmasını istiyordu, bu kadına kendini vermek istiyordu.

İpar gözlerini kapatmış bulundukları anın tadını çıkarırken ellerini Emir'in göğsüne koymuştu ve sağ eli kalbinin üstünü okşuyordu, burnu adamın boynunun bitiminde âdemelmasına yakın dururken o güzel kokuyu kaynağından içine çekmenin hazzına varıyordu.

"Seni kıskanıyorum." dediğinde Emir, İpar dudaklarını özgür bırakarak gülümsedi. Seni seviyorum, demenin kaç farklı yolu vardı? Emir şu ana kadar kaçını söylemişti? İçi huzurla dolarken bir zamanlar burun kıvırdığı sevgililer arası kıskançlık, şimdi onu mutlu etmişti. Emir tarafından kıskanılmak hoşuna gitmişti.

"Ben de seni kıskanıyorum." diye fısıldadı İpar ve içine çektiği derin nefesle adamın kokusunu solurken huzurla gözlerini açtı, adamın köprücük kemiğinin başladığı yerde küçük bir ben vardı, orayı da öpmek istedi ama buna cesaret bulamadı.

Kadının nefesini boynunda hisseden Emir gözlerini kapatarak sakinleşebilmek için derin nefesler aldı, yüreği dolup taşıyordu. İpar'ı yüreğine saklamak ister gibi sımsıkı sarılmak istiyor ve bir daha bırakmak istemiyordu.

"Dün bir sürü kadın sana baktı." derken sesinden kızgınlığı belli olan İpar'la, Emir kadının saçlarından ayrılarak başını eğdi ve güzeller güzeli hayran olduğu yüze baktı. "Hepsine," diyerek susan kadına sorarcasına baktı bu defa.

"Hepsine?"

İpar yüzünü Emir'in boynuna saklayarak adamın kokusunu solurken sessiz bir tonda konuştu. "Bu adam benim demek istedim." İpar, adamın bütün bedeninin kaskatı kesildiğini hissederken korkuyla başını biraz çekerek adamın mavilerine baktı fakat artık gözleri mavi değil, laciverte yaklaşmıştı, gözleri gece rengi olmuştu.

"Ah İpar." diyerek iç çektiğinde Emir dudaklarını kadının saçlarına sertçe bastırdı, şu sıralar İpar sabrını zorluyordu. Dudaklarıyla o yüreğine şifa olacak dudaklarını mühürlemek istiyordu. Dudaklarını saçlarından kaydırarak İpar'ın kulağının biraz altında durakladı ve o güzel kokuyu kaynağından içine çekti. "Hepsine, herkese söyle. Bu adam benim, de. Herkese duyurayım. Bu kadın benim, diyeyim."

İpar, kulağının hemen altında, Emir her konuştuğunda tenine çarpan nefesiyle karnına giren kramplarla baş etmeye çalışıyordu. Nefesi kesiliyordu, bütün bedeni titriyordu. Kollarını adamın boynuna sıkıca sararak yanağını öptü ve hızla geri çekilerek ayağa kalktı. Öyle hissediyordu ki her an mutluluktan ağlayabilirdi.

Gitmeye yeltenen kadının kolunu tutarak durdurdu Emir ve kendisi de ayağa kalkarak pürüzsüz yanağını okşadı, yeşil gözlerin dolduğunu gördüğünde başını eğerek alnını öptü. "Ben o güzel gözlerinden yaş akmasın diye canımı veririm. Güzelim, benim yüzümden ağladığında içim kanıyor."

İpar başını onaylamazca sallayarak hızla gözlerini kırpıştırdı, Emir'den o gözleri duymayı o kadar çok beklemişti ki şimdi ne kadar ağlasa kendisine hak görüyordu fakat bu Emir'i üzüyorsa yanında asla ağlamazdı.

"Mutluluktan ki." dediğinde İpar, Emir'in telefonuna gelen mesajla gülümseyerek yarım adım geri çekildi. Hiçbir şey şu anki mutluluğunu bozamazdı.

Emir kadının kendisinden uzaklaşmasından mutsuz olurken istemeyerek cebindeki telefonunu çıkardı ve şifresini girerek hızla mesajı açtı. Mesajı okumadan, bakışları kadına döndüğünde yeşil gözlerdeki parıltılar gülümsemesini sağlamıştı.

Gönderen: 054********
İhaleye son iki gün... Karar ver Bozbeyli.

Emir dişlerini sıkarak telefonunun ekranını kilitledi ve cebine atarken bakışlarını İpar'a çevirdi, sanki bir an önce gözlerinde mavi alevleri saklayan kendisi değilmiş gibi kadına tüm ömrünü vermeye hazır olduğunu söylercesine baktı.

"Senden bir şey isteyebilir miyim?" diye sorduğunda başını onaylayan İpar'la sözlerine devam etti. "Sadece iki gün, okula abinler bıraksa seni olur mu?"

Duyduğu soruyla gözleri ifadesizliğe boğulan İpar hissettiği telaşla titreyen ellerini saklamaya çalışarak ikisini birbirine kenetledi. Güçlüydü, sanılanın aksine çok daha fazla güçlüydü ama korktuğu da bir gerçekti ve o korkuyu Emir yeşillerden görüyordu.

"Bir şey olmayacak, sadece dikkat etmek istiyorum." derken elini kadının yanağına götürerek okşadı, dokunuşlarının bir nebze de olsa kadını rahatlatmasını istiyordu. İpar'ın başını sallayarak sözlerini onaylamasıyla kirli sakallarla çevrilmiş yüzünde güzel bir tebessüm oldu. "Ben senin için her şeyi yaparım."




Bakalım neler olacak...

Hâlâ SÜVEYDA isimli hikayemizi okumayanlara tekrar duyuru yapayım dedim. busrayurdakul 'a beraber yazdığımız hikayeye sevval-busra hesabından ulaşabilirsiniz.

İyi ki varsınız. Allah'a emanet olun.

KALP YANGISIOnde histórias criam vida. Descubra agora