BÖLÜM 10

56.2K 3.2K 647
                                    

Merhaba, bölümlere isim koysam bu bölümün adı sevgi olurdu...

Telefondan yazdığım bir bölüm, elimi de incittiğim için biraz kısa oldu. Hatalarım varsa mazur görün.

İyi okumalar...



Aslında sadece kimsesiz bir kalpti.

Kalp atışına yoldaşlık eden kalp atışının göğsüne sokuluşuna karşın Emir tebessüm ederken yavru kedinin tüylerini okşayarak ceketiyle onu daha çok sardı. İpar'ın sesi kulaklarında yankılanırken sert adımları eve doğru ilerliyordu.

"Çok üşümüzsün. Sütün de kaldı dışarıda." diye fısıldadığında yavru kedinin başını ceketinin içinden çıkararak kendisine bakıp miyavlamasını tebessüm etti. Büyük eli kedinin tüylerini okşarken girdiği bahçeye bakmaya başlamıştı, Bade Hanım'ın kediyi, pis bir haldeyken eve almayacağını biliyordu.

Kuru olan bir sandalyeyi çekerek oturdu ve kediyi okşamaya devam ederken cebinden telefonunu çıkardı, son aramalardan Alin'in ismini bularak dokundu ve telefonunu kulağına götürdü.

"Efendim abi?" diyen Alin'in sesinden anlaşılan yorgunluk Emir'in içini sıkarken, bu hissi yok sayarak yavru kediye baktı, belki kardeşinin de neşesini yerine getirirdi.

"Bahçedeyim, yanıma gelsene."

"İşe gitmedin mi sen? Bir şey mi oldu abi?" diye sorularını sıralarken sesindeki telaş görkemliydi.

"Gitmedim, kötü bir şey yok. Hadi gel." dedi Emir ve telefonunu kulağından indirerek Alin'in başka sorular sormasına müsaade etmeden aramayı sonlandırdı. Bakışları kedinin yeşil gözleriydeyken içine çektiği derin nefesle gözlerini kapatarak zihnine yansıyan İpar'ın siluetine baktı.

"Abi ne oldu?" diye soran Alin'in sesiyle gözlerini açarak kardeşine baktı ve güzel bir tebessümün yüzüne yansımasına izin vererek ceketinin fermuarını biraz aşağı indirdi, yavru kedi irkilerek ince kazağına tırnaklarını geçirmiş ve Emir'e sığınmıştı. "Ama çok tatlı." diyerek kendisine yaklaşan Alin'in yüzündeki tebessümü görmek Emir'e çok iyi hissettirmişti.

"Sen biraz ilgilen bu bıdikle, ben de bir veterinerden bilgi alıp ihtiyaçlarını alayım. Sahipleniriz ne dersin?" diye konuşurken Emir, kardeşinin gözlerinin uzun zaman sonra parladığını görmüş olmak içine rahatlayan bir nefes çekmesini sağlamıştı.

"Olur." dedi Alin hemen fakat tebessümü yüzünde biraz küçülürken devam etti. "Senin kedin ama, çoğunlukla sen ilgilenirsin."

Emir başını sallayarak onaylarken aslında Alin'in sorumluluktan kaçmayacağını biliyordu fakat kardeşinin artık bağlanmaktan korktuğunu anlamamıştı ve anlayamadığı şeylerin olması Emir'i rahatsız ediyordu.

"Hadi," diyerek yavru kediyi dikkatlice tuttu ve Alin'e uzatırken, "Ben gelene kadar abla ilgilenecek seninle." dedi. Alin'in tebessüm ederek kediyi kucaklayışını birkaç saniye izledikten sonra dudaklarını kardeşinin alnına bastırıp bahçenin çıkışına ilerledi.

Arkasından kedinin ve onu kucaklayan kardeşinin kendisine baktığını biliyordu, fakat penceresinden onun gidişini izleyen İpar'ın varlığını bilmiyordu.

İpar pencerenin tülünü çekerek bedenine bir hastalık gibi yayılan sinirin etkisiyle ayaklarını yere vurarak sandalyeye ilerledi ve oturarak masaya dirseklerini yasladı, başını ellerine bıraktığında şakaklarına vuran ağrının sebebi olan adamı çözmeye çalışmaya başlamıştı. Emir'in tutarsız davranışlarına ve sözlerine anlam veremiyordu.

KALP YANGISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin