BÖLÜM 42 - II. Kısım

Start from the beginning
                                    

'Sen çağırdığında hep gelirim.' dememek için dudaklarını ısırdı İpar ve aldığı nefesi seslice verdi. "Teşekkür edilecek bir şey değil. Neden çağırdın beni?" Cevabını merak ettiğini soruyu hızla sordu, Emir'in neşeli halleri devam ediyordu fakat huzursuzluğu hissediyordu İpar ve zamanla artmıştı.

"İpar," diyerek derin nefes aldı ve oturduğu yerde biraz dönerek kadının yeşillerine baktı. "Sana ne demezsen, ben bir şey söyleyeceğim."

İpar, adamın sözlerini duyduğunda kaşlarını çatarak mavilere baktı, ona sana ne diyebileceğini nasıl düşünürdü? Emir, İpar'ın kendi üstündeki etkisinden bahsederken, İpar'ın üstündeki etkisini fark etmemiş miydi? İpar bunu düşünerek kızdı.

"Sana, öyle diyeceğimi düşünüyor musun?" diye sordu İpar, adamın ne diyeceği şu an umurunda değildi. Emir başını onaylamazca sallayarak cevapladı. "Güzel, o zaman düşünmediğin şeyleri söyleme. Can yakıyor."

Son cümleyi duyan Emir'in bakışları hızla yeşilleri bulurken pişmanlık tüm bedenini salladı, dudakları özür dilemek için aralandı fakat kadının özür istemediğini bakışlarından anladı.

"Güzelim. Ben delirecek gibi hissediyorum. İpar, sesim çıkmıyor ama duy be kadın. Uzak dur demem ama ben yeni yeni kokunu içime çekmeyi kendime hak görürken o," diyerek dişlerini birbirine bastırdı, şiddetli bir sancı beynine saplanırken gözlerini kapattı.

İpar, adamın içinde olduğu durumu anlarken dudaklarını birbirine bastırdı, karışmak istemiyor ama içi dayanmıyordu Emir'in, bunu anlamıştı. Elini adamın dizine koyarak kendisine bakmasını sağladı.

"O arkadaşça sarılmıyor güzelim." derken başındaki acıya rağmen gözlerini açarak yeşillere baktı, İpar'ın anladığını umuyordu. "Sana uzak dur diyemem asla ama bir çare bul."

İpar gözlerine büyük bir acıyla bakan adamın yüreğindeki yangını görerek adamın dizindeki elini çekerek sıktığı ellerinin üstüne koydu ve hafif dokunuşlarla okşadı, dokunuşlarıyla adamın gevşeyen bedenini hissederken tebessüm etti.

"Emir, bunu çözmem için zamana ihtiyacım var ama seni çok iyi anlıyorum."

Emir dişlerini birbirine bastırarak başını onaylamazca salladı. "Anlamıyorsun İpar. Ben sırf sen rahatsız olma diye kardeşimden farksız Balın'a ya da Nisa'ya sarılmıyorum." İpar'ın kendisine şaşkınlıkla baktığını gördüğünde nefesini burnundan seslice bıraktı, ne sanıyordu ki? Sadece onun bazı şeylere dikkat etmesini beklemiyordu Emir, önce kendi dikkat ediyordu. Her şeyi önce kendi yapıyor, sonra İpar'dan istiyordu. Sevgide verilenler karşılıklı olurdu, sadece bir taraftan beklenmezdi.

"Emir," derken şaşkınlığı sesinin her zerresine işlenmiş kadın yeşillerini denizlere kavuşturdu. Elinin altındaki büyük ellerini sıkıca tutarak sözsüz teşekkür etti. "O benim çocukluğumdan tek arkadaşım, onun arkadaşlığını kaybetmek istemiyorum."

Emir derin nefes alarak tüm olanların geçmesini ve bu olanların altından kalkabilmeyi isterken bakışlarını yere indirdi, gücünün tükendiğini hissediyordu. İpar'ın sözlerinde haklı olduğunu bilirken, kendisinin yüreğindeki yangın nasıl dinecekti?

"O senin arkadaşın olarak kalırsa," diyerek bakışlarını kadının ormanlarına çevirdi ve ellerinin üstündeki eli geniş göğsünü döven kalbinin üstüne koydu. "Ben buradaki yangını nasıl söndüreceğim? Söyle bana güzelim. Nasıl?"

İpar elinin altındaki kalbin Emir'in sert göğsü altında çırpınışını hissederken bakışlarını denizlere kaldırdı, adamın gömleği teninin sıcaklığını İpar'ın duyumsamasını engelleyemiyordu. Kalbi adamın kalbinden farksız göğsünü dövmeye başlarken derin nefes aldı.

KALP YANGISIWhere stories live. Discover now