Bölüm 44: İnanmak.

En başından başla
                                    

Ebba bunu söyler söylemez korumacı bir tavırla önünde duran Gwen'in bileğinden yakalayıp yanına hatta biraz arkasına doğru çekti. Sakin olması gereken asıl Ebba'ydı. Eartha Ebba'nın arkasını dönmesini fırsat bilerek Ebba'nın taklidini yapıp söylenmekle yetindi.

Vakit kaybetmemek adına öne çıkıp dışarıa açılan kapıyı  tğm sessizliği yırtarcasına bir gıcırtıyla açtım. Dışarıda kimse görünmüyordu. Ama bir noktada yaygınlaşmış olan enerjinin yoğunluğunu ve gücünü damarlarımda hissedebiliyordum. Bu güçle hafifçe ürperirken dışarıya yavaşça çıkıp. Üssümüzün tellerle çevrilmiş - tabikide elektrikli tel - ve tuzaklarla korunmuş bakçesinin  tam ortasına gelesiye kadar ağır ağır yürüdüm. 

Eartha arkamdan ilk gelen olmuştu. Ve ardından diğerleri de bahçeye çıkınca üssümüzün etrafını saran oldukça - evet bayağı uzun - uzun ağaçların üstlerine doğru bakışlarımızı gezdirdik. 

Tanrım !!! bu gergin hava daha fazla sürüp giderse Eartha'nın delirip küfrederek içeriye girmesi an meselesiydi. 

Sesim tahmin ettiğimden de güçlü çıkınca şaşırarak devam ettim.

Leo- Arkadaşlarım ! Bizden gizlenmenize gerek kalmadı. Biz artık iyilerin tarafındayız. Bize yardım etmeye gönülllü olduğunuzu biliyoruz. Ve sizlere teşekkürlerimizi sunuyoruz. 

Ardından başımın yan tarafından havanın ince bir ıslık çalmasıyla gözümü yana çevirdim. Eski usül çelik uçlu bir okun beynimi delip geçmesine saniyeler kala oku elimle yapaladım.Ve hızla oka baktım.

Bu .... Bu Tanrım Dexter'ın okuydu bu ! Güneş krallığından ayrılmak zorunda kalmamla bir daha asla görüşemediğimiz kardeşim.... Çocukluğumuzdan beri birlikte eğitildiğimiz birlikte eğlendiğimiz dostumdu. Dexter....

Gönüllü perilerin saklandığını bildiğim uzun ağaçların arasından ilk çıkan Dexter oldu. Kocaman gülümsemesiyle herzamanki kasılarak yürüyüşüyle yanıma geldi ve omzuma bir tane çakıp - tanrım ! galiba artık bir omzum yoktu !! - bana kocaman sarıldı. Ayrıldıktan sonra gür ve zamanla kalınlaşmış sesiyle konuştu. 

Dexter- Ah dotum ! reflekslerin hala mükemmel... !

Günlerin ardından ilk defa gülümseyebilmiştim. 

Dexter hiç vakit kaybetmeden bağırdı.

Dexter- Dostlarım !!! saklandığınız yerinizden  çıkabilirsiniz ! 

Dexter'ın bu sözünün ardından tüm periler birer bire ağaçlardan indi.Kimisi siyah kimisi beyazdı. Güneş krallığına  ailt parçalar görmek orayı ne kadar özlediğimi bana bir kez daha hatırlatmıştı. 

Dexter sanki ev sahibiymiş gibi kolunu omzuma attı - ve evet böylece benden uzun perilerin de olabildiğini kanıtlamış oluyorduk - Dexter ,Apollo kadar uzundu. Ve neredeyse 2 metreye yakındı. 

Kendimi bildim bileli Dexter benden hem iri hemde uzundu. Üstelik Okçulukta insanın kanını donduracak kadar iyiydi. Hatta mükemmeldi. Ve Dexter'ı tanıdığım günden beri tehlikeli şakalar yapmayı sevmiştir. Dexter iri ve uzun bedenine, kalın sesine rağmen oldukça duygusal bir çocuktu. Ve onu her güce dayalı şeyde yenebiliyordum. Bilmiyorum. Böyle zayıf olmama rağmen güçlüydüm. 

Üstelik insan bir anneden doğmama rağmen ölü doğmamıştım. Tabiki benim gibi periler vardı ama bu pek de yüksek bir rakam değildi...

Dexter beni adeta sürüklerken görünüşe göre Eartha, Jack ve Dacian'da bize yardıma gönüllü olan perilerin arasından tanıdıklarını bulmuştu. Eartha başka bir toprak büyücü çocukla yeteneklerini göstererek şakalar yapıyordu.

Ateş PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin