Bölüm 11 : Olimpos

3.6K 164 7
                                    

Melekler korkunç çığlıklarla üstüme atılmıştı. Sanırım Tanrıça'yı çok kızdırmıştım. Ha ha. Çoktaumrumdaydı sanki. Hepinizin canı cehenneme diye bağırarak Meleklere saldırdım. Pençeleri çoksivriydi. Ve çok hızlı hareket ediyorlardı. Fakat bende hızlıydım.Hah. 

Meleklerden birisi arkamdan hızla dolanıp pençelerini boynuma doladı. Onu diğer meleklerle uğraşmaktan fark edememeiştim. Boynumdaki acıya dişlerimi sıkarak dayanıyordum. Hızla nefesimle ateş püskürterek - doğrusu bu zor bir işti - önümdeki meleklerden bir nebze olsun sıyrılmayı başarmıştım. Ellerimi boynumdaki pençelere doladım ve ellerim alev alnca melek çığlıklar eşliğinde pençelerini boğazımdan ayırdı. Ağzımdan kan sızmıştı. Kanım sıcaktı ve pürüssüzce çenemden aşağı iniyordu. Elimin tersiyle kanı sildim ve diğer meleklerin icabına bakmak için hazırlandım. 

Meleklerden birisini şaşırtma yoluyla geçtim ve arkasından sıkı bir dönertekme yapıştırdım. Bu başbelalarından gerçekten nefret ediyordum doğrusu. Öfke damarlarımda huzursuzca geziniyor ve bende herşeyi patlatma ve öldürme isteği uyandırıyordu.

Tekme attığım melek yerden kalkmadan önce sol elimi sırtına koydum ve odaklandım. Bunu daha önce hiç denememiştim. Bu tanrısal bir güçtü. Kendimi gezegenin merkezinde olarak hayal ettim. Nefes aldıkça evrendeki saf enerji ciğerlerime doluyordu. Bu enerjiyle kendimi doldurduğumda odaklanmak için kapattığım gözlerimi açtım. Görüşüm hala biraz bulanık ve kızıldı. Ellerime baktığımda tenimin bembeyaz olduğunu hatta şeffaflaştığını gördüm. Şeffaf tenimde süzülen az önce evrenden emdiğimi hayal ettiğim saf enerjiyi parmak uçlarıma yönlendirdim. Güç parmaklarımın ucunda mavi ve parlak bir görünüm yaratıyordu. Akaşa kullanıyordum ya hu ! kendime gerçekten inanamıyordum. 

Parmaklarımda gezinen, serbest kalmak için falvaran mavi korduna baktım ve coşkuyla haykırdım. Sanırım kör oluyordum. Bedenim değişiyordu. Ben... Ben olmaktan çıkıyordum. Kendimi kaybediyor ontrol edemeyeceğim bir şeye dönüşüyordum. Korkuyordum. 

İntikam gözümü bürümüştü. Hiçbirşey hatırlayamaz oldum. Delik deşik olmuş duvarlara  baktım. Sanki üstüme üstüme geliyorlardı.  Her şeyden nefret ettim. 

Kapı kırılarak açıldığında Kevin'ın korkudan kocaman açılmış gözlerini gördüm. Kimse umrmda değildi. Tek istediğim herşeyi yakıp  yıkmak sonrada annemin yanına gidip kucağında ağlamak istiyordum hepsi bu. 

Tanrı'nın odasındaydım. Melekler nedense ortalıktan kayboluvermişlerdi.

Tavan aynalarla akplıydı. Kafamı arkaya yatırıp kendime şöyle bir baktım. 

Gözlerim kırmızının koyu tonlarında alev alevdi. Öfkeyle parlıyorlardı. Saydam renkteki Vücudumda mavi parlak kordon ışıldıyor ve beni cazibesi altına alıyordu. Sarhoş olmuştum sanki.  Dizlerim titriyordu. Saçlarımda havalanmış ve tenime oranla dahada kızıla dönmüş parlıyordu. Havada süzüldüğümü o an fark ettim. Yok artık. ... 

Kevin ürkek adımlarla bana yaklaştı. Sesim sanki bana ait değildi. Daha soğuk ve daha ... ne bileyim mekanik çıkıyordu sesim. 

Artık eski Alex değildim. Eski Alex şuan sesinin götüne kaçmış gibi çıktığını söylerdi. Bir an kibirle gülümsedim. Neler oluyordu bana ??

Sanki bedenimde iki ruh birden vardı. Birisi vücuduma hükmediyor ve beni böyle tanınmaz bir hale bürüyordu. Diğeriyse kurtulmak için yalvarıyordu. Ruhum parçalanıyordu adeta.

Kevin seslendiysede kulaklarımdaki uğultudan onu duyamıyordum. Bşraz daha yüksek sesle bağıran Kevin adeta yalvarıyordu.

Kevin- Alex !! neler oluyor !!

Ateş PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin