35.Bölüm: Tatmin

1.2K 72 59
                                    

Kısa olduu çok özür dilerim, ama yarın hemen yb gelir :3

⭐⭐⭐

"Burası evim-" daha cümlemi tamalamadan söze girdi.

"Bugün seni yalnız bırakamam. Olmaz Jessica." dedi.

"Neresi burası?"

"Üvey babamın yazlığı."

"Harry evime gitmek istiyorum." diye sızlandım. Şu an en saçma şeyi düşünüyor olabilirim ama Harry'le tek başıma duramazdım.

"Senden yapmanı istediğim şey bu. Tüm gün seni öpmedim. Sende yapmak zorundasın." dedi ve kendi kapısını açıp çıktı.

Ah lanet olsun!  Kapıyı açtım ve bende indim. Gözümü her kapattığımda gözümün önüne o pisliğin yüzü geliyordu. Belkide Harry'le durmak en iyisidir diye düşündüm. Sonuçta Gemma Harry'nin asla beni incitmeyeceğini söylemişti. Haklıydı. Şimdi bile bana birşey oldu diye korkmuştu ve bunun farkına şimdi varsam da bu hoşuma gidiyordu.

Yanına gittim ve onaylarcasına başımı salladım.

"Pekala ama ya Lou?"

"Ona Perrie'de kalacağına dair mesaj at." diyince başımı salladım. Kahrolası ayakkabılar yüzünden acıyla yüzümü buruşturdum. Eğilip ayakkabıları çıkardım ve elime aldım.

Başımı kaldırınca Harry bana baktı ve birden kucağına aldı.

"Harry?" diye ciyakladım.

"Ne var? Ayağın acıyor biliyorum." dedi ve eve ilerledi. Kapının önüne gelince kapının önünde durdu ve beni hafifçe yere indirip küçük bir saksıyı kaldırdı. Altından anahtarı alıp kapıyı açtı. Beni tekrar küçük bir bebek gibi kucağına aldı. Sesimi çıkarmadım. İçeriye girince zifiri bir karanlıkla karşılaştım ve Harry'ye daha çok sokuldum. Harry ise nereye gideceğini bildiği için o karanlıkta emin adımlarla ilerledi ve üst kata çıkmaya başladı. Bir yerde durdu ve ışığı yakmak için dirseğini kullandı. Işıklar yanınca üst katı inceleme fırsatım oldu. Beş kapı vardı ve çok, çok beyaz bir ortamdı. Merdivenin solundaki kapıya ilerleyince kapıyı ayağıyla ittirdi. Oda siyah ağırlıkta, ortada kocaman bir yatakla beraber bir dolaptan oluşuyordu. Beni yatağa bıraktı ve ışığı açıp çıktı. Şimdi etrafta ne var daha iyi görmüştüm. Odanın köşesinde mor yapma bir çiçek ihtişamlı bir vazonun içindeydi. Dolabın yarısı aynayla kaplıydı ve camlar yere kadardı. Tabii perde çekili olduğu için nereye baktığını göremiyordum. Ama oda, eşyalar, renklerin uyumu harikaydı. Odayı incelemeyi bırakınca gözlerimi kapıya dikip Harry'yi bekledim.

Su sesi gelince Harry'nin ellerini yıkadığını düşündüm. Elimdeki ayakkabıları yatağın kenarına bıraktım ve ayaklarıma baktım. İğrenç! Ayağım kanamış ve kan kurumuştu.

Bir çarpma sesiyle irkildim ve hemen Harry'ye seslendim.

"H-harry?" dedim ürkekçe. Bu sırada sert bir şekilde yutkundum ve bu da Paul'un ellerinin dokunduğu yerlerde keskin bir acı hissetmeme neden oldu. Harry beni duyunca hemen elinde birkaç malzemeyle içeri geldi.

"Buradayım güzelim." diyip yanıma geldi. Gömleğini çıkarmış ve o harika vücudunu, dövmelerini sergiler gibi yanıma gelmişti. Malzemeleri yatağa bıraktı ve dolabı açtı. Bir tişört kaptı ve onuda yatağa bıraktı. Odadan tekrar çıktı ve iki dakika sonra elinde bir eşofmanla döndü.

"Bu Gemma'nın. Tişört de benim. Bunları giy. Ben dışarıda bekliyorum. Giyinince seslen." dedi ve çıkıp kapıyı kapattı. Hızlıca üstümü batırmadan kıyafetlerimden kurtuldum. Siyah eşofman altını giydim ve Harry kokan tişörtü üstüme geçirdim. Aynaya baktım. Tişörtün üstünde 'Kiss'  yazıyordu. Bunun şarkı grubu olduğunu bilmesem bilerek verdi derdim.

Best Thing I Never Had »» HSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin