14.Bölüm: Yalanlar

2K 101 31
                                    

⭐⭐⭐

"Beni öper misin?"

Birden afalladım. 

"Ne?"

"Beni öper misin? Lütfen?" dedi ve ağlamaya devam etti. Boynuma doladığı sağ elini yüzüne getirip gözlerini sildi. Kaşlarımı çatıp bana bakmasını izledim. Onu öpemezdim. Sarhoştu ve eğer onu öpersem ondan faydalandığımı düşünecekti. Benden uzaklaşmasını istemiyordum. 

"Ben. Yapamam Jessica. Şuan sarhoşsun." dedim ve yolun kenarında durdum ve bana daha da sokulmasına izin verdim. Boynumda ki elleri sıkılaştı ve yüzünü göğsüme gömdü. Sarsılarak ağlamaya devam etti. 

"O, o beni öptü. Ben onun öpücüğünü istemiyorum." dediğinde içten içe o pisliğe küfür ettim. Böyle birinin değerini nasıl bilemezdi? Hemde iki kez. Piç.

Kucağımda duran sevdiğim kişiye baktım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Onu önceden öptüğümde sevdiği adamın öpücüğünü çaldığımı söylemişti. Şimdi ondan kurtulmak için benden yardım istiyordu. Bu bana garipti. Tüm bu Jessica'yla yaşadığımız şeyler bana farklı geliyordu.

Saçlarına bir öpücük bırakıp arabaya ilerlemeye devam ettim. Koltuğa bırakıp arabayı sürmek için ön koltuğa geçtim. Bana döndü ve tekrar gözlerini sildi. Bir an boynunda ki kolyesine baktı. Gözlerimi ondan aldığımda hemen arabayı çalıştırdım. Ben arabayı sürmeye devam ederken boyundaki kolyeyi çekip kopardı ve acıyla inledi. 

Birden frene bastım. 

"Ne yapıyorsun?" diye bağırdım. Kolyeyi avucuna alıp kapıyı açtı ve fırlattı. Boynunu çizmişti. "Hey sakin ol, bak ne yaptın!" diye söylendim.

Bana döndü ve boynuna baktığımı görünce gözlerini aşağı indirdi. Elini boynuna götürdüğünde eline kan geldi. O kadar hızlı çekmişti ki. Kanadığını görünce endişlendim. 

"Ne oldu?" anlam veremeyip yavaşça sordu. Gözlerini bana dikti. 

"Bir şey yok bekle. Burada bekle tamam mı?" diyerek beni anlamasını bekledim. Ama o kadar sarhoştu ki.

Başını salladı ve hemen arabadan indim, bagajı açtım ve ilkyardım kutusunu çıkardım. İçinden yara bandı ve biraz pamuk aldım. Arabaya döndüğümde çoktan uyumuştu. Elimi saçıma götürdüm. Ne yapmalıyım diye düşünmekten beynim patlayacaktı. Elimdekileri bırakıp tekrar kucağıma aldım ve arka koltuğa oturttum. Diğer kapıdan binip boynunu görebileceğim şekilde saçlarını çektim. Pamuğa oksijenli su döküp sürdüm. Son olarak da çiziğin üstüne gelmeyecek ama görünmemesini sağlayacak şekilde yara bandını yapıştırdım.Ona baktığımda çaresiz yüzü beni kötü hissettiriyordu. Dudağına küçük bir öpücük kondurdum. O piçin izi kalsın istemiyordu ve benim yapabileceğim tek şey buydu. Ondan habersiz de olsa.

Eve götürmeliyim diye düşündüğümde Lou'nun vereceği tepki beni korkutmuştu. Eve götürürsem Liam o piçi sağ bırakmazdı. Gerçi bu işime gelirdi. Burada kalırsa sabah beni görüp korkabilirdi. En iyisi bizim eve götürmek diye düşünüp arabayı eve doğru sürdüm. Yoldayken Zayn'i arayıp olayları anlattım ve çocukları uyandırmasını istedim. Liam'ı da sakinleştirmesini söyledim. Arada bir aynadan ona bakıyordum. Uyurken bile beni kendine nasıl çekebilirdi ki? Tanrı aşkına sadece uyuyordu!

Eve geldiğimde Jess'i kucağıma alıp içeri geçtim. Liam'ın kızgın gözleri herkesi korkutmuş olmalıydı. Kimse konuşmuyordu. 

Jess'i kanepeye bırakıp üstünü örttüm. Niall yanına oturup Jess'e baktı ve biraz saçlarını okşayıp kalktı.

Best Thing I Never Had »» HSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin