CRAFTY -65-

9.6K 817 578
                                    






Evet... finale son 5 bölüm!

Keyifli okumalar!



ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
Maknae sertçe dudaklarımızı birleştirirken ona daha 19 yaşına bile girmediğini; öğretmen değil anca öğrenci olabileceğini söylemedim. Onu ittirerek bir başkasının evinde olduğumuzu dahi hatırlatmadım. Sadece ellerimi boynuna doladım ve ona elimden geldiğince karşılık vererek -hergele benden daha iyi öpüşüyordu sanırım- bu anın tadını çıkarmaya çalıştım.

Çünkü artık kendimi kandıramıyordum.

Çünkü Jeon Jungkook haklıydı. Her ne kadar beni görmezden gelmesine olan öfkem hala dinmediyse de gerçekleri reddedemezdim:

Ben demek Jeon Jungkook demek; Jeon Jungkook demek Pa Do Young demekti.







"Yurda dön," Maknae dudaklarımızı ayırarak konuştu. Kullandığı emir kipinin aksine yardım diliyormuş gibi bir hali vardı. "İlk gecende bunlar olmuşken seni tek başına bırakamam."

Onu anlıyordum, benim için endişeleniyordu ama bu isteği seçenekler dahilinde bile değildi. Jung Min'in kısa süre sonra oraya taşınması gerekeceğini adım kadar iyi biliyordum.

"Hayır, maknae." Dedim. "Yurda tekrar dönmem mümkün değil."

"Neden?" Suratımı minik ve tatlı bir köpeğinkiymiş gibi avuçlarının içine aldı. Bazen beni nasıl gördüğünü merak ediyordum. "Young, yanında kalmak istiyorum."

Gerçekten çok tatlıydı. Ancak ona yeterince yüz vermiştim. Zaten birkaç dakikadır öpüşüyor ve maknaenin olur olmadık yerlere girmeye çalışan ellerini zar zor zapt ediyordum. Şu an An'ın mutfağında olmamız bile onu durdurmamıştı. Bir de aynı odada uyuduğumuzu hayal dahi edemiyordum; çünkü uyumayacağımız açıktı. Sonuçta ben de rahibe Teressa sayılmazdım.

"Her şeyin nedenini bilmene gerek yok, maknae."

"O zaman ben sende kalayım?"

İşte bunu beklemiyordum. Kaşlarım istemsizce çatıldı.

"Niye kalacakmışsın acaba?"

Jungkook yüzümdeki ellerini belime indirdi. "Seni koruyabilmek için."

Histerik bir kahkaha attım. "Pekala, buna kendinin bile inanmadığına eminim."

"Ya, ne demek istiyorsun?"

Anlaşılan maknae aptala yatmakta beklediğimden daha ustaydı. Benim evimde kalmayı teklif ettikten sonra buna hala nasıl devam edebiliyordu anlayabilmiş değildim. Sanki az önce göğüslerime el atan kendisi değildi.

"Her neyse..." Gözlerimi devirdim. Hiç laf anlatmaya çalışamazdım. "Sonuç olarak kalamazsın."

Maknaeyle taş zeminde debelendiğimizi hayal ettim. Hoş olmazdı. Sanırım en kısa sürede birkaç mobilya almalı; Jake şerefsizi mapusa düşene veya Amerika'ya kaçana kadar hava kararmadan evde olmalıydım. Zaten iş arayışlarına pazartesi günü sabah erken saatten başlamam gerekiyordu. Planlarım arasında erken uyanıp eski laptopumdan birkaç iş ilanına bakmak ve belki birkaç eski dostu ziyaret etmek vardı.

"Ne düşündüğünü bir anlasam, Young..."

Ne yazık ki bu mümkün değildi.

CRAFTY |Jungkook| ✓Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora