CRAFTY -40-

16.9K 1.2K 712
                                    





Yeni bölüm geldi!! Bölümü bir türlü tamamlayamamıştım. Şu an feci rahatladım. Ayıca, bildiğiniz üzere bugün karne günüydü! Eğer aranızda üstün zekalı 'veletler' varsa ortalamalarını aşağı yazabilirler. *ksgdksjgfks*

Keyifli okumalar!






ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

"Belgelerim var, hem de dudak uçuklatıcı cinsten. Ve bunu sana bu gece göstereceğim. Ama öncelikle..." Ben arabayı doğum gününün yapıldığı bahçeli evin önüne park etmek için çabalarken devam etti. "Dün gece neler olduğuna dair hiçbir fikrin yok, değil mi Young?"

İnkar etmek, yalan söylemek için bir hamlede bulunmak istedim. Ancak saçma bir iyilik dürtüsü beni engelledi. Yalan söylememin ne anlamı vardı ki? Karşımdaki Jungkook'tu. Benden hoşlandığını bilmem ve gözlerini irileştirdiği her an kalp atışlarımın bir hayli hızlanmasına rağmen yanında en rahat olduğum yegane kişiydi.

Başımı şüpheyle iki yana salladığımda sırıttı.

"O halde Pa Do Young... Elime düştün demektir."







Hayal ettiğimden de büyük villanın önünde dikilirken kulaklarımı iyice kabartmıştım. Bunun nedeni içeriden tek bir çocuk sesinin dahi gelmemesiydi. Kabul, daha önce pek doğum günü partilerine gitmişliğim yoktu. Ama onlarca çocuğun çığlık çığlığa evde dolanıp oyun oynayacağını bekar bir ayyaş bile tahmin edebilirdi.

Fakat elbette maknae her zamanki gibi aklı bir havada olduğundan bu garip sessizlik dikkatini çekmemişti.

"O zile ne zaman basmayı düşünüyorsun?" diye iri gözlerini üzerime dikerek ters ters sordu. "Ben hayranlarımla bir an önce buluşmak istiyorum."

"5 yaşındaki hayranların." Altyazımı hızla geçip ekledim. "Ama tabii şu an önemli olan bu değil. Şu an önemli olan bu villanın giriş yapacağımız kadar güvenli görünmediği. Ve ben senin menajerin olduğumdan Jeon Jungkook, başına gelebilecek her şeyden de sorumluyum."

Maknae ustaca gözlerini devirdi.

"Boş yere kuruntu yaptığının farkındasın, değil mi? Burası sadece lüks bir villa. Sorun yok, Young. Sadece birkaç saat çocuklarla takılıp çıkacağız. Bu kadar büyültme."

Ah, demesi kolaydı. Oğlan, kız fark etmez tüm bebeklerin ona bayılacağını biliyordum. Ancak benim için aynısı geçerli değildi.

Somurtarak mırıldandım. "Çocuklar benden nefret eder."

"Sen de onlardan nefret ettiğin için olmasın?"

Haklı olabilirdi.

"Ama," dedim. "Sülük gibi yapışkanlar ve her an ağlıyorlar. Nasıl onları sevebilirim ki?"

Jungkook destek vermek istercesine tek elini omzuma koyup hafifçe sıktı. "Söz veriyorum, Young. Güzel bir gün geçireceğiz. Hem, yaptığımız antlaşmayı düşün. Eğer az da olsa çocuklarla iyi vakit geçirirsen bir daha ikimiz hakkında ağzımı açmayacağım. Bence gayet adil bir antlaşma?"

Pekala, en azından bunun için kendimi zorlayabilirdim. Çünkü itiraf etmek zor olsa da maknae tarafından yapılan her ima, garip bir şekilde utanmama neden oluyordu. Tanrım, evet! Durumun berbat olduğunun farkındaydım! Sonuçta Jeon Jungkook benden 6 yaş küçük bir ergendi ve ben onun her iltifatında kızarmamak için kendimi zor tutuyor, aptal aptal konuşuyordum. Sanırım buna bir son vermek zorundaydım. Tabii bunun için maknaeyi kendimden soğutma planına da tam gaz devam etmem gerekliydi. Ki çocukları Tae salağı gibi haddinden fazla sevdiğini düşünürsek, önümde kaçırmamam gereken bir fırsat duruyordu. Sivilceler işe yaramamış olabilirdi ancak birkaç velete bağırıp çağırırsam Jungkook kesinlikle benden tiksinirdi.

CRAFTY |Jungkook| ✓Where stories live. Discover now