26.Bölüm : "GGİ"

16.1K 953 274
                                    

Seradaydı genç kız, evden Rüya'yla birlikte çıkmıştı. Biri okula biri de seraya gelmişti. Kulübede oturuyor, bakışı tam solunda bulunan pencereye kayıyordu ara ara. Genç adam bahçedeydi, çiçekleriyle ilgileniyordu. Sabırlıydı adam, günün tümünü hiç sıkılmadan onlarla geçirebilirdi.

Tebessüm etti kız, yavaşça ayağa kalktı. Kapıya yaklaştı, sırtını pervaza yasladı. Kollarını göğsünde birleştirdi, onu böyle bir ömür izleyebilirdi. Geçen her günde daha fazla bağlanıyor ve kalbi onu daha çok istiyordu. Bakışını eğdi, ellerine kaydı bakışları.

Derin bir nefes aldı, bir gün eline dolunabilecek miydi? Bir kendi ellerini, adamın ellerinin içerisine kenetlenmiş görebilecek miydi? Bakışını kaldırdı, adamla bakışları buluştu. Karşılıklı durmuşlardı, aralarında üç dört metrelik mesafe vardı. Mavilikler kavurucu sıcağa rağmen parıldıyordu.

Derin derin nefes aldı Nehir, elini kalbinin üzerine bıraktı. Biliyordu, adam bazen gözlerine bakmasına izin veriyordu artık ama bu yetmiyordu ona. Daha fazla yakın olmak ve hissetmek istiyordu. Gözlerini kapayıp açtı ve hızlı adımlarla yanına yaklaştı, önüne dikildi. Aralarında mesafe yok denecek kadar azdı, kız kafasını çok az kaldırmış yüzüne bakıyordu.

Elini yavaşça kaldırıp yüzüne bıraktı, sakallarını yavaşça okşadı. Kalbi duracağının sinyalini veriyordu.

"Sen kaçtıkça, bu kalbim daha çok istiyor"

Yavaşça parmak uçlarında yükseldi, öncekilerinin aksine daha yumuşak bir öpücük bıraktı duraklarına. Tepksizdi adam, kapattıpı gözlerini araladı ve elini kızının koluna yaklaştırdı. Sıkıca tutup yavaşça geriye çekildi. İşaret parmağını salladı.

"Bunu.. Bir daha yapma!"

Nehir şaşkındı, adam ilk defa ona tepki veriyordu bunun için. Yüzü asıldı, hala değişen bir şey yoktu. Yine aynı şey olmuştu, o öpmüş ve adam geriye çekilmişti. Gözleri doldu, halbuki bu aralar ümidi daha çoktu.

"Sen.. Bana aşık değilsin!"

Genç kız kafasını iki yana salladı, bundan nasıl bu kadar emin olurdu. Halbuki artık emindi, annesinin babasına hissettiklerini bu adama hissediyordu. Sevgisinin büyüklüğü ile kocasının evlilik dışı olan çocuğunu kabul eden annesi gibi seviyordu.

"Aşığım"
"Değilsin! Sen sadece abinde göremediğin ilgiyi benim Rüya'ya gösterdiğimi gördün. Belki imrendim, belki kıskandın, belki özendin. Başka bir şey değil bu!"

Genç kız gözlerinden usulca yaşın süzüldüğünü hissetti. Gerçekten de ağabeyiyle onu çok kıyaslamıştı. Rüya'yı kıskandığı zamanlarda çok olmuştu ama bu hissettiği değildi. Bu hissettiği aşktı, düşündükçe tüm bedenini titreten, kalbinin ritmini bozan karşılıksız bir aşk.

Genç adam öfkeliydi, kızın duygularından emin değildi. Özellikle hayat hikayesini öğrendikten sonra duygularına inancı kalmamıştı. O sadece, onun ağabeyliğine imreniyordu. Başka açıklaması yoktu. Arkasını döndü, elini saçlarından geçirip hızla kulübeye ilerledi, Nehir de ona döndü. Adamın kaçar adımlarla ilerleyişini izledi, derin bir nefes aldı. Yavaşça yere çöktü, zorlanıyordu artık. Gücü, cesareti tükeniyordu. Dizlerinin üzerine oturdu.

"Ben sana aşığım!!"

Haykırışı adamın adımını durdurdu ve seranın giriş kapısındaki Rüya'nın kulağına ulaştı. Şaşkındı Rüya, yavaşça geriye çekildi. Dışarı çıkıp sırtını duvara yasladı. Derin derin nefes aldı, gözlerini kapadı. Az önce şahit olduğu her şeyi zihninde yeniden tarttı, düşündü. Kafasında taşlar yerine oturmaya başladı, şüphe ettiği fakat hiç ihtimal vermediği şey gerçekti. Bakışını yola çevirdi, ağır adımlarla eve ilerledi.

Bir Davetsiz Misafir - (Bitti) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin