12.Bölüm: Yok

18.2K 1K 65
                                    

Bu kız, onun başına kalmıştı. Derin derin nefes alıp, eğildi. Bir elini bacaklarının altına, diğerini sırtının arkasına bırakıp tek hamlede genç kızı kaldırdı.

Durdu Nehir, hiç böylesine yakın olmadığı adamın soluğunu ve erkeksi kokusunu hissediyordu. Düşmekten korkarak kollarını boynuna doladığında, kalbinin duracak derecede hızla çarptığını da fark ediyordu.

Ne oluyordu? Bu neydi? Kalbi neden, neden böyle atıyordu? Bakışını yüzüne çevirdi, kusursuz ve pürüzsüz yüzü sakalları neden şimdi aklını başından alıyordu.

Daha düne kadar çekindiği ve yüzüne bile bakmayan bu mavi gözler, yakından neden böylesine büyüleyiciydi?

"Ah ayağım"

Dedi sadece bir kez daha yüzüne bakmasını isteyerek. Bir anlık refleksle ona çevirdi genç adam bakışını, kulübeye ilerliyordu.

Tek elini yavaşça boynundan çekti Nehir, genç adamın sakallarının üzerine bıraktı. Gözlerini yavaşça yumup dudağını dudağına değdirdi. Elini sakallarına gezdirirken, genç adamın dudaklarını hissetmeye çalışıyordu. Sert ve etkileyiciydi.

Durmuştu tepkisiz Ali Demir, mavilikleri şaşkınlıkla kendine gelirken, hızla kafasını geriye çekip genç kızı yere indirdi.

"Ahh!"

Haykırdı acıyla, deyimi yerindeyse yere atılmıştı. Sızlayan ayağını hızla kaldırdığında, genç adam gözlerini kısıp kaşlarını çattı.

Az önce yaptığına inanamıyordu, bu baş belası kız onu izinsiz öpmüştü. İşaret parmağını, sessizce dudağını kenarını ısırarak bekleyen kıza çevirdi.

Kömür gözleri, suçlulukla bakıyordu. İyice azarlamak isterken, parmağını sallayamadan indirdi. Derin bir nefes verip arkasını döndü.

Geride duran kadının varlığını hissediyor, olabildiğince uzağa gitmek istiyordu. Aklında ve zihninde sadece dudağında hissettiği yumuşak sıcaklığın etkisi vardı.

Koşmayı andıran adımlarla arka bahçeye geçiş yaptığında, genç kız tek ayakla sendelemeye başladığını hissetti. Ayağında sızı hissediyordu. Yüzünü asıp başını eğse de aklında sadece dakikalar öncesi vardı.

Kalbi ritmini kaybederken, eli yavaşça dudağına yaklaştı. Mavilikler zihninde yer aldı, gülümsemekten kendini alıkoyamadı.

Elini hızla çarpan kalbinin üzerine bıraktı, ilk defa böylesini hissediyordu.

"Mavi.."

Sustu, başını eğdi. Ayağına basmaya çalışınca, bileğinin sızladığını hissetti. Hiç olmazsa kulübeye kadar taşımalıydı, yarı yolda nasıl bırakırdı. Yüzünü buruşturdu.

"Nobran"

Dedi acıyla. Yavaşça ve tek tek attığı adımlarla ilerlemeye başladı.

....

Genç adam, evin önünde durdurduğu kamyonetten hızla indi. Bakışını genç kıza çevirdi, gözlerine ve yüzüne bakmamaya gayret ediyordu.

"Kapıları kilitlediğinden emin ol"

Hızla bahçeye girdiğinde, gözlerini kıstı Nehir, hiç olmazsa inmesine yardım etmeliydi.

Derin bir nefes verdi, çaresine bakmak zorundaydı. Kamyonetin anahtarını eline alıp yavaşça sağlam olan ayağını aşağı sarkıttı. Basamağa basıp diğer ayağını da indirdi. Bastığı gibi sızı hissetti, aldırmadan devam etti.

Bir Davetsiz Misafir - (Bitti) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin