-100-

39.8K 1.9K 594
                                    

Rüzgar

Memnuniyetsiz bir şekilde aynadaki görüntüme baktım ve üzerimdeki formayı aşağıya doğru çekiştirdim. Kilo mu almışım ben, yoksa bu formada mı bir tuhaflık vardı. Gözlerimi devirip, derin bir iç çektim ve Deniz'e seslendim. Kendimi yatağın üzerine atıp, "Bu günleri de mi görecektim?" demem ile, güzel karım yatak odasına damladı ve gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

"Çok mu komik?" diye sorduğumda, başını olumlu anlamda salladı ve tek bir kelime bile etmeden yanıma uzandı ve üç günlük sakallarımı okşadı.

" Ben seni her renk ile seviyorum," deyip dudağıma bir öpücük kondurdu. Kendisini sıkıca sarıp, "Bu forma bana dar geliyor, ne yapacağım ben?" diye sorduğumda, hemen kollarımın arasından sıyrılıp bana alıcı gözü ile bakmaya başladı ve eli ile yataktan kalkmamı işaret etti.

"Bu sana en son olmuyor muydu?" diye sorduğunda, başımı salladım ve tekrardan aynaya bakıp, elimi göbeğimin üzerine yerleştirdim ve şakayla karışık, "Evlilik kilo aldırır derlerdi de inanmazdım," diye söylendi. Bunun üzerine Deniz ayağa kalkıp, "Hadi üzerini değiştir de çıkalım," deyince kalın kaşlarımı çatıp, "Nereye?" diye sordum.

"Galatasaray Store'a gidip sana güzel bir forma alacağım."

Bunu derken yüzü bir hayli gülüyordu. Acı çekmem hoşuna gidiyormuş gibi idi. Öteki yandan ise, Deniz'in yüzünün gülmesi beni de mutlu ediyordu, sonuçta onun mutluluğu benim de mutluluğum.
Üzerime yapışan formayı zorla çıkardığımda, rahat bir nefes verdim ve giyinme dolabıma yapışıp, kendime rahat bir tişört çıkardım ve üzerime geçirdim. Yol boyunca Deniz kıkırdamamak için kendisini zor tuttu.

"Rahatça gül Deniz Hanım, son gülen iyi güler," dediğim anda, delice gülmeye başladı, üstüne de gözlerinden pembe yanaklarına doğru yaşlar süzülmeye başladı.

Bize en yakın Galatasaray Store'un içine girmeden önce, etrafıma bakındım ve tanıdık birinin beni görmemesi için dua ettim. İçeri girer girmez, Deniz'in gözlerinin parladığını gördüm. Kendisi hemen formaların arasına girdi ve benim için bir şeyler bakındı.

Memnuniyetsiz bir şekilde etrafıma bakarken, Deniz elime birkaç tane farklı bedenlerle forma tutuşturdu ve, "Dene hadi," dedi. Kabinde üzerimi değiştirir değiştirmez aynadaki görüntüme baktım. Mutsuzdum ama itiraf etmeliyim ki, bu iki renk beni gerçekten de çok açmıştı. Üzerimdeki formayı ışık hızında çıkardıktan sonra, tişörtümü giyindim ve elimde forma ile kalbinden çıktım. Gözlerim Deniz'i bulduğunda, ağzım hafif açıldı ve, "Hayır olamaz," diyerek hızlı adımlarla yanına yürüdüm.

Deniz'in elinde minik bir ayakkabı vardı, bebekler için Galatasaray ayakkabısı.

"Deniz, benim düşündüğümü düşünmüyorsun, değil mi?" demem ile bana bakıp otuz iki diş gülümsedi.

"Şunun tatlılığına bakar mısın?" diyerek ayakkabıları neredeyse ağzıma sokacaktı.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
DENIZ'IN RÜZGARI Where stories live. Discover now