Bölüm 17

636 39 4
                                    


 "Sıra tersine döndü." dedi Çınar çektiği tahta parçasını en üste yerleştirirken. "Gökalp'in sırası."

Gökalp bir süredir oynadıkları oyunda delik deşik edilmiş kuleye baktı, kendi dengesini bile sağlamakta zorlanırken muhtemelen oyunun sonunu getirecekti.

Şansına bir tane çekmeyi başarıp birine komut verme hakkı kazandı.

Sadece oyuncuları değil, herkesi kapsayabilecek bir komut hakkı olduğundan yerimde küçülmeye çalıştım, basit bir izleyici olarak kalmak istiyordum.

Etrafta izleyen sarhoş güruh tezahürat ederken –ya da diğer oyuncuların kıyafetlerini çıkarıp sokakta dolaşması gibi şeyler önerirken- Gökalp etrafa göz attı.

Gözleri Hazar'da durdu sonra, az kişinin yer aldığı bu oyunda sevgilisini zor duruma sokmaz diye düşünmüştüm ama sokacaktı.

"Ailene bizi anlat." dedi geveleye geveleye.

Kalabalık neyden bahsettiğini bilmediğinden olacak yuhladı, heyecanlı şeyler beklemişlerdi.

Hazar yerinde kıpırdanırken "Mantıklı düşünemiyorsun." dedi kısaca.

"Oyun böyle, anlat." dedi Gökalp oyun dışı bir shot daha atarken. Arkadaşı Batu onun burada kalmasına sorun çıkarmaz diye umuyordum, cidden kafayı bulmuştu çünkü.

"Ailemin nasıl olduğundan bahsetmiştim." dedi Hazar kısık sesle, dudak okuma yeteneğim olmasa duyamazdım gürültüden.

Gökalp cevap vermezken Selin "Yeni komut! Yeni komut!" diye bir tezahürat başlatmaya çalıştı. Kalabalık zaten heyecanlı şeyler arıyordu, eşlik etmeleri zor olmadı.

Selin ve Çınar Hazar'ın eşcinsel olduğunu muhtemelen böylelikle anlamışlardı, Selin'in durumu anında kavrayıp kurtarması dahiceydi.

Az sonra Gökalp kahkaha atarak tanımadığım bir çocuğun evin dışına çıkıp karşı eve yumurta fırlatmasını istedi, klasiklerden seçmişti.

Çocuk ve Gökalp kalabalık eşliğinde dışarı çıkarken Hazar oturduğu yerde kaldı, huzursuz görünüyordu.

Alıştığımız gürültü uzaklaşınca bir gariplik dolaştı aramızda, göz göze geldik.

"Ben gitmeliyim." dedi sonra Hazar, ayağa kalkmaya çalıştı sendelemeden hemen önce.

Partideki en ayık insan olarak yardımına koştum, koluna girdim.

Evin dışına çıkarken mutfak kapısını tercih ettik, ana kapı yumurta şölenine dönmüştü zaten.

Evin bahçesinde Hazar durdu, "Telefonum..." dedi ceplerini yoklarken.

Arka cebinde buldu sonra, bir sürü arama olduğunu gördüm o ekranını süzerken.

Hazar mesaj bölümüne girerken onu bir kenara oturttum, zaten bahçe kapısı doluydu.

Mesaj sekmesinden annesini açtı Hazar, bir süre işkence çekti sonra yazmak için.

"Ben yazayım mı?" dedim sonunda katlanamadığımda. Yumurta festivali şiddetlenmiş, karşı evdekiler fark etmişti. Bir süre daha dursak parti zaten bitecekti, daha fazla zaman kaybetmek istememiştim.

Hazar telefonu bana uzatırken "Burak'ta kalıyorum bu akşam, haber vermeyi unutmuşum der misin?" dedi.

"Onda mı kalacaksın peki?" dedim yazarken. Burak'ın kim olduğunu da sorardım ama sorguya çekme hissi vermek istemedim.

SineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin