Bölüm 15

762 40 5
                                    

 "Hadi ama, Gökalp Peker'le arkadaşsın ve bu güzel kardeşlerini onunla tanıştırmıyor musun?" dedi Selin pes etmeye yaklaştığını hissettirerek.

"Ben tanıştım." dedi Erem thug life ifadesiyle. "Voleybol bile oynadım oğlum."

Selin ona dik dik baktı ve yeniden bana döndü. Konuşmaktan yorulmuş olacak ki, Çınar'a bir dirsek attı, dinlenirken sırasını ona devrediyordu.

"Yani tanıştırsan ne olacak ki, Selin bir iki dedikodu öğrenince peşini bırakacak zaten."

Biliyordum bir iki dedikodu öğrenince bırakacağını da, öğrendiği dedikodular Hazar hakkında olursa diye endişeleniyordum. Telefonumu çıkarıp Hazar'a mesaj attım.

Ezrak: Gökalp'e hayran bir arkadaşım var, tanıştırayım diye tutturdu.

Mesajın görülmesini beklerken önceki mesajlarımıza göz gezdirdim, üç kişilik buluşmamızdan beri pek konuşmamıştık. Sadece Hazar'ın teşekkürü ve benim 'rica ederim'im.

Hazar: Ee tanıştır?

Hazar: Gökalp sergiye çıkmış gibi hissetmekten gocunmuyor, sırf gay diye tanışmak isteyen o kadar çok insan var ki...

Ezrak: Benim arkadaş popüler diye tanışmak istiyor, gay olmasıyla ilgili değil :D

Diğer bir arkadaşımın öyle olduğu için tanışmak istediği gerçeğini görmezden geldim, o çoktan tanışmıştı. Şimdi arkadaşlık bağlarını geliştirip hayatını örnek almayı planlıyordu.

Ezrak: Tanıştırayım madem.

Hazar: Numarası 05x

Hazar: Ya da direkt şimdi buluşalım, Gökalp'i sizin sınıfa getireyim?

Ezrak: Tamam, teşekkürler.

Numarayı kaydederken "Gökalp ve ortak arkadaşımız bizim sınıfa gelecek birazdan." dedim ısrarı kesmeleri için.

Birkaç dakika sonra kapıda göründü Hazar ve Gökalp, içeri bakıp beni görmeye çalıştılar. Yerimi belli etmek için hiçbir işaret vermedim, gözlerimi dikip bulmalarını bekledim.

Sonunda beni gördüklerinde Selin de Gökalp'i fark etti, Çınar'ı dürtüp ikisine gözlerini dikti.

Hazar ve Gökalp yanımıza ulaştığında sınıftakilerin bakışları tamamen bizdeydi. Neyse ki öğle arasındaydık da sınıfın çoğu dışarıdaydı.

"Ee, selam." dedi Gökalp konuşmayı başlatarak.

Selin mutlulukla cevap verirken Çınar eliyle selamlamıştı, her zamanki donukluğu. Erem'se Melisa'nın sırasında oturmuş izliyordu, farkında mı bilmiyordum ama yüzü kızarmaya başlamıştı.

Diğerlerinin konuşmalarına –ve Hazar'ın kenarda boş boş dikilmesine- ilgimi kaybedip Erem'in dibine girdim, fısıltıyla "Sevde işini hallettin mi?" diye sordum.

"Hayır, soğuk davranıyorum sadece." dedi sonunda gözlerini Gökalp'ten bana çevirirken. "Ama hiç rahat değilim ya, onu kırıyorum gibi hissediyorum, hem hoşlanıyorum gibi zaten."

Dışarıdan çoktan belli olan gerçeği söylesem mi diye düşündüm, belki karar vermesini kolaylaştırırdı. Sonraysa vazgeçtim, onun işine karışmayacaktım.

Cevap vermeden yeniden sandalyeme yerleştim, sadece bir adım atmam gerekmişti.

Yeniden neler olduğunu incelediğimde anlık bir şok yaşadım, Çınar'ın telefonu ortalıkta değildi ve Selin ve Gökalp'in konuşmasının içindeydi. Gökalp'in sosyal yetenekleri gerçekten iyiydi belli ki, hem ben onu arkadaşım sayabiliyordum, hem de Çınar'ın eğlenmesini sağlayabiliyordu.

SineWhere stories live. Discover now