08

2K 163 29
                                    

Jungkook'un Anlatımından

Bugün okulun ilk günü. Wow,çok heyecanlıyım. Lütfen iğnelememi fark edin.. Aish.

"Oh,Jungkookie. Erken uyandın,hah? Okul için heyecanlı mısın?" Hoseok-hyung pankeki çevirirken sordu. 

Ellerimi heyecansız şekilde çırparken " Evet hyung. Yehey!" dedim.

"Ah,Tanrım, kimi kandırıyorsun. Okuldan nefret edersin." Hoseok-hyung pankeki önüme koyarken iç geçirdi. "Ama Taehyung daha erken kalktı. Belki de çoktan okuldadır. Garip ama çoktan yaşandığına göre asıl soru neden."Hoseok-hyung omuz silkti.

Ayağıma odaklandım. Pankekime çikolata ve çırpılmış krema döktüm. Son dokunuş olarak ta üzerine bir kiraz koydum.

"Yoongi-hyung odasında mı?"

"Tae'yi okula götürdü."

"Oh, teşekkürler hyung."

Dikkatli bir şekilde elimde pankekle  Yoongi-hyung'un odasına ilerledim. Kapıyı açtım ve şaşırtıcı şekilde Seokjin odada değildi. Neredeydi?

"Belki Yoongi-hyung onu ailesine geri götürmüştür?" Bu düşünceyle derince iç çektim.  Neredeyse yeni tanışmıştık. 

"Günaydın, Jungkookie!" Bir selamlama duydum, Jimin-hyung olduğunu bildiğim kişinin arkamda olduğunu düşündüm.

"Aynen, günaydın." Geri selamladım ancak suratım duvar gibiydi. "Herneyse, al şunu. Okula gideceğim."  Biraz hoşnutsuz şekilde pankeki ona verdim.

"Çok erken,Jungkook."

"Biliyorum,hyung."

Çantamı hazırladım daha sonra da sırtıma astım. Saçımı düzelttim. Spreyledim. Parfümümü sıktım. Sanırım şu an iyiydim.

Okula kadar yürüyecektim. Evimizden yürüme mesafesindeydi, Yoongi-hyung Taehyung-hyung'u neden bıraktı anlamıyordum, hasta mı hissediyordu?

Okul kapısına ulaştığımda okulun boş olması benim için şaşırtıcı değildi. Jimin-hyung'un da dahil olduğu çoğu öğrenci geç gelirdi.

Esnedim. Biraz uykulu hissederken sınıfıma yürüdüm ve şaşırtıcı şekilde birini gördüm.  Kafası sandalyenin koluna yaslıydı. Sabahın erken saatleri olduğundan uykusunu çok alamamış gibi görünüyordu.

"Hey." Omzuna dokundum ama hala biraz sesli uyuyordu."Danışman yakında içeri dalar. Ders başlayacak yirmi dakika içerisinde." Omuzlarına yeniden dokundum.

Yukarı doğru baktı sonra da gözlerini  tatlı şekilde ovuşturdu. Esnedi ve en sonunda kollarını açarak gerindi."Seokjin?" Sordum,  çocuğa daha yakından bakarken daha çok kendime soruyordum.

"O-oh, s-selam hyung." Alt dudağını ısırdı,aşağıya baktı. Ellerini utangaçça bana sallıyordu.

"Sen de mi burada okuyorsun? Ne tesadüf." Sırıtırken söyledim. Tavşan dişlerim görünüyordu.

"O şekilde gülümserken mal gibi görünüyorsun,hyung!" Kıkırdadıktan sonra söyledi.

Tanrım,  tavşan dişlerim gözükünce gerçekten mal gibi mi gözüküyordum? Onu gizli silahım sanıyordum. Tanrım.

"Alındım." Onun yanındaki sandalyeye otururken tatlıca surat astım.

"N-neden? Ü-üzgünüm,hyung..uhm. B-ben h-herkesin kendine ö-öyle denmesini i-istediğini düşünmüştüm. so-sonuçta t-tatlı demek de-değil mi?"

"Yani malın ne demek olduğunu bilmiyor musun? Oh Tanrım, çok masumsun."

"K-kötü bir şey m-mi? D-demek ist-istediğim.."

"Hayır, tatlı aslında."

Yanaklarının pembeye döndüğünü gördüm yani yanaklarını okşadım ama bu hareketim yüzünden yanakları neredeyse kırmızı olmaya başladı. Aww, çok tatlı.

"Büyüdüğünde,belki benim yaşlarımdayken, sana malın ne olduğunu gösteririm, tamam mı?" Sırıttım ve o da heyecanla kafa salladı. "Ama sen burada ne yapıyorsun?"

"Burada okuyacağım, hyung."

"Hayır, demek istediğim.. 3. sınıfta olman  gerekmiyor mu?

"Hızlandırılmış okudum, nedeni bu."

"Oh, bu iyi."

***

-Şimdi yavrularım ileriki bölümlerde bu dick kelimesi işi çok zora soktuğundan burada buna bir son vermek istiyorum. Türkçede mal zorlarsak hem penis hem de hakaret olarak kullanılabildiği için o kelimeyi kullanıyorum. Öneren kişi kendini biliyor, teşekkür ederim.

-26.06.19

HYUNGS • Jin × BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin