03

2.8K 242 71
                                    

Üçüncü kişi Anlatımı

Seokjin nane yeşili saçlı adamı beklerken beyaz,temiz tavanı izliyordu ancak şaşırtıcı şekilde onu ürküten bir kapı tıklaması duydu.

"Hyung, orada mısın? Kahvaltı hazır!" Dışarıdan derin bir ses yükseldi.

Seokjin ayaklanmaya çalıştı. Kapıyı açmak istiyordu ancak yürüyemedi. Bu çaba onun başının dönmesine sebep olmuştu ki nane saçlı adam ona yakalanmamasını söylemişti, değil mi?

"Yah! Odamın önünde ne yapıyorsun?" Seokjin tanıdık pürüzlü sesi duydu.

"Ah, orada olduğunu düşünmüştüm. Herneyse, orası neden kilitli hyung?"

"H-hiç...git ye. Bir süre sonra geleceğim. Duş alacağım."

Seokjin oda açılana kadar bazı ayak sesleri duydu, nane saçlı adam kapıyı kilitleyebildiği kadar hızlı kilitliyordu.

Seokjin'e doğru aniden yürürken rahatlamayla iç çekti. Yatakta emekleyerek küçük çocuğun yanına yattı.

"Kaç yaşındasın?"

"15."

"Çok gençsin... ancak çok güzelsin."

Seokjin yanaklarının yandığını hissedebiliyordu ki bu soğuk algınlığı yüzünden değildi. Neden olduğunu cidden bilmiyordu.

"Bende sana bir soru s-sorabilir miyim?" Kekelememek için çok uğraşırken Seokjin sordu.

"Çoktan sordun, aptal." Adam Seokjin'in alnına hafifçe vurarak onun küçük bir "aw" sesi çıkarmasına sebep oldu.

"Hayır, hayır. Yani sadece adını sormak istemiştim." Tatlı olduğundan haberdar değilken tatlıca sordu.

"Yoongi. Min Yoongi. Ancak sen benden 5 yaş küçük olduğundan Yoongi Hyung demelisin." Yoongi cevapladı.

"Oh, o halde 20 yaşındasın Yoongi?"

"SEN. YOONGİ. HYUNG. DEMELİSİN. ÇOCUK."

"U-uhm... Üzgünüm, Yoongi Hyung. Ben sadece birilerine 'hyung' demeye alışkın değilim. Özellikle yeni tanıştığım kişilere." Seokjin çok garip hissederken ensesini ovaladı.

"Aç mısın?" Yoongi sordu, kesinlikle konuyu değiştiriyordu.

"Oh, hayır. Tokum. İyiyim Hyung." Seokjin Yoongi'ye güven verici şekilde gülümsedi ancak karnı ona ihanet ederek guruldadı.

"Yemek yemeden ilaçlarını içemezsin zaten. Burada bekle, sana yemek getireceğim." Yataktan kalktı ve tekrar Seokjin'i yalnız bıraktı.

"Neden her zaman bana ihanet ediyorsun?" Seokjin midesine sanki cevap verebilirmiş gibi sordu. "Senden nefret ediyorum." Tatlıca dudaklarını büzdü. "Şaka yapıyorum! Hehe." Seokjin sessizce kıkırdadı.

Aklına Yoongi'nin ettiği iltifat geldi. "Çok gençsin... ancak çok güzelsin." Ancak o da bir erkekti. Kendisine güzel demek iyi bir şey miydi? Yakışıklı olması gerekmez miydi?

(Ç.N.= Çocuğum yakışıklılığına ölüyoruz zaten.)

Seokjin hızlıca kafasını salladı. Kafasındaki düşünceleri de sarsıyordu. Biraz önce yaptığı şeyi yapmaya devam etti. Nane saçlı adamı beklerken beyaz tavana baktı.

26.06.18

HYUNGS • Jin × BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin