Dağhan, kulağıma fısıldadığında, istemsizce zıplamış ve hızlıca arkama dönmüştüm. Kaşlarımı çatarak, ''Ben dememiştim ama?'' dediğimde, arkamdan dolanıp, Bilge'nin yanındaki sandalyeyi çekmiş ve oturmuştu.

''Selam Bilge.''

Bilge, tuhaf bir ifadeyle ''Selam.'' dediğinde, Dağhan bana doğru dönüp ''Çıkışta seni bir yere götürmeyi düşünüyorum.'' demişti.

Kollarımı göğsümde bağlayıp, ''Olmayan bir zaman diliminde yani rüyanda falan mı?'' dediğimde, sırıtmış ve ''Olan bir zaman diliminde.'' diyerek düzeltmişti. Bilge, heyecanla çilekli sütünü içerken bir bana bir de Dağhan'a bakıyordu.

''Çıkışta görüşürüz, güzelim.''

Güzelim.

Kalkıp, arka kapıdan dışarı çıktığında, Bilge'de ellerini göğsünde bağlayıp tek kaşını kaldırmış ve ''Aranızda neler oluyor bana hemen anlatıyorsun! Hem geçen de revire götürmüştün.'' demişti. Çikolatalı sütümün pipetini hareket ettirirken, ''Hiçbir şey.'' diye mırıldanmıştım.

''Dağhan'ın hiçbir kıza göstermediği ilgiyi sana göstermesi...Miray Taşer sen benim en iyi arkadaşımsın anlat.''

Omuz silkip, ''Bilge, yemin ederim aramızda bir şey yok ki olsaydı biliyorsun ki sana söylerdim. Ayrıca Dağhan Dumaner ego yığının teki, onunla işim olmaz.'' dediğimde, Bilge bana doğru eğilip gülümsemişti.

''Neden sana bu kadar ilgi gösterdiğini çözdüm.''

Ona yaklaşıp, çakma bir heyecanla ''Nedenmiş?'' dediğimde, ''Çünkü ona ilgi göstermeyen tek kızsın ve sen de değişik bir şeyler var. Sanırım zekandan etkilendi.'' demişti. Kahkaha atıp arkama yaslandığımda, ''Eminim ki aynı zamanda konuştuğu en az on kız vardır.'' demiş ve Bilge'ye bakmıştım.

''Miray, Dağhan'ın senden başka bir kızla konuştuğunu hiç sanmam. Ki zaten diğer kızlar onunla konuşmak yerine biraz yapışıyor.''

Güldüğümde, elimi tutmuş ve ''Ben senin her türlü yanındayım, bestie.'' deyip gülümsemişti.

''Biliyorum.''

Bilge ile kalkıp sarıldıktan sonra, sınıfa çıkmıştık...

*

Gerçekten bizim için kâbus gibi geçen altı ders saatinden sonra, sonunda okul bitmişti. Bilge ile çantamızı toplarken, Bilge beni dürtüp ''Geldi.'' dediğinde, başımı kaldırmış ve kapıya yaslanıp beni izleyen Dağhan'a bakmıştım.

''Seninle bir yere geleceğimi düşünüyorsan, yanılıyorsun.''

İlk defa sırıtmamış ve bir şey dememişti. Onun yerine modu düşmüş bir suratla bana bakmış ve sınıftan çıkıp gitmişti.

''Bence gitmelisin. Güven konusunda sıkıntı yapma ben ona kefilim.'' 

Kaşlarımı çatıp düşünmüştüm. Kısıtlı bir sürem vardı düşünmek için. Annem nasılsa işteydi. O gelene kadar Dağhan ile olurdum ve sonra da gelip ders çalışırdım. Onunla gitmek istiyordum. İçimde bir his bunu her şeyden çok istiyordu. Onunla zaman geçirmek, kulağa güzel geliyordu.

''Görüşürüz! Seni akşam ararım.'' Bilge'ye öpücük attıktan sonra koşarak Dağhan'ın peşinden gitmiştim. Dağhan çoktan okuldan çıkıp arabasına binmişti. O hareket etmeden derin bir nefes alıp arabaya bindiğimde, bana 'biseksüelim ve okul müdüründen hoşlanıyorum.' demişim gibi bakmıştı.

''Hani gelmeyecektin?'' 

''Geldim işte.''

Sırıttığında, nedensizce bunun iyi bir sırıtış olmadığını düşünürken, Dağhan'ın gaza basmasıyla neredeyse ön cama yapışmıştım.

BURSLU #Wattys2020 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now