|1|.Burslu

177K 4.1K 1.2K
                                    

Öncelikle merhaba arkadaşlar. Kitabın hepsi düzenlenmedi ama artık yayımlamam gerektiğini düşündüm. En azından bir kısmını. Linç tayfa gelmeden iyi okumalar.

Herkesin hayatının bir dönüm noktası vardır. Bazılarınınki bir kayıp, bazılarınınki kendini önemli bir noktaya getirecek bir başarı, bazılarınınki ihanet, bazılarınınki ise aşk. Bunların arasında benim dönüm noktam aslında hiçbiri değildi. Benim dönüm noktam Dağhan Dumaner ile tanışmak ve onun hayatına girmekti. Daha doğrusu onun, benim kimseyi alamadığım hayatıma girmesiydi. Evet, bu saydıklarım arasından bu aşk gibi görünebilirdi ama ben buna aşk diyerek basitleştirmek istemiyordum. Aşk basit bir kavram değildi, farkındaydım. Sadece ikimize göre basitti işte.

Rüzgar yüzümü okşayarak eserken benim tek düşündüğüm bu hale nasıl geldiğimizdi. Ilık havaya nazaran, denizin hırçın dalgaları sanki bir fırtınanın ortasındaymışım gibi hissettiriyordu. Gözlerim yavaşça minik mavi kulübeye takıldığında, yutkunmuş ve gözümden akan yaşı silmiştim. Ağlıyor muydum? Farkında bile değildim. Uzun süredir içimden ağlıyordum ve bunu sonunda dışarıya yansıtmak bana garip gelmişti. Nefesim açık havaya rağmen daraldığında gözlerimi kapatmış, kısa bir süre sonra da açıp beyaz topuklu ayakkabılarımı ayağımdan çıkartmıştım. Yavaşça kumda yürürken üzerimdeki kötü enerjinin kuma aktığını hayal ediyordum. Tüm acının, zorlukların ve uzun bir sürecin bitmesi bana iyi hissettirmesi gerekirken, kötü hissettiriyordu.

Hırçın denizin karaya vuran dalgaları, düşüncelerimi anında tekrar dağıtmıştı. Burası her zaman huzur bulduğum tek yerdi. Burası bize ait yerdi. Burası sorunlarımın çözüleceğine inandığım tek yerdi. Acımı dindirecek tek yer...

3 Yıl Önce:

'Uyan, Miray!''

Annemin sesiyle yüzümü buruşturarak gözlerimi araladığımda kendi kendime homurdanıp, ''Beş dakika daha, anne!'' diye bağırmış ve gözlerimi kapatıp yatakta sola dönüp yarım bıraktığım Jensen Ackles'lı rüyamı devam ettirmeye çalışmıştım.

''Miray!''

Annem odama hızlıca bir giriş yapıp, battaniyeyi üstümden çektikten sonra ''Yatağınla ve Jensen'lı rüyalarınla vedalaş. Aşağı inmen için bir dakikan var. Yok inmem diyorsan, keyifle okuldan kaydını alabilirim.'' demiş ve odamdan çıkıp aşağı inmişti.

Sinirle gözlerimi açıp yatakta tepindikten sonra, yeni okulumu düşünmüştüm. Burs kazanmıştım ve İstanbul'un neredeyse en iyi koleji olan Bulut Kolejine gidecektim. İyi bir koleje gideceğim için sevinçli olsam da bir yanım eski okulumdaki arkadaşlarımı ve çevremi özleyeceğim için buruktu. Düşüncelerime ara verip, bir dakikaya aşağı inemezsem annemin gerçekten dediğini yapacağını biliyordum. O yüzden yataktan kalkıp banyoya girmiş ve yüzümü yıkamıştım. Kedili pijamamı çıkartıp, okul formasını giydikten sonra hızlıca çantamı hazırlamış ve aşağı inmiştim. Mutfaktan mis gibi krep kokuları geliyordu.

''Oh Şebnem Hanım, döktürmüşsünüz yine.''

Annem bana gülümseyip yanağımdan öptükten sonra, ''Her zamanki yetenekli annen işte! Hadi soğutma da ye.'' demişti. Masaya oturup, tabaktan bir krep aldıktan sonra içine nutella sürüp, sarmış ve büyük bir iştahla yemeye başlamıştım.

''Heyecanlı mısın?''

Omuz silkip, ''Okula yeni başlamadım sonuçta. Pek de heyecanlı olduğum söylenemez.'' dediğimde, annem de yanıma oturup çayından bir yudum almış ve ''Ben de iş için başvuru yaptım. Kabul edilebilme ihtimali çok yüksek.'' demişti.

Annem normalde mimarlık okumuş ve babamla tanışana kadar da mesleğini daha iyi yapmak için kendini oldukça geliştirmişti. Babam bir subaydı ve annemle evlendiklerinde ikisi de yirmi beş yaşındaydılar. Annem bir süre mesleğini yaptıktan sonra evde kalmaya karar vermiş ve babam da bu kararını desteklemişti. Babamı on yaşımda kaybetmiştim. O zamandan beridir sadece annem ve ben vardık. Bir süre babamın maaşı ve annemin çizdiği ufak tefek çalışmalardan geçimimizi sağlamıştık ki durumumuz da gayet iyiydi. Ama artık annem evde durmak değil, mesleğine devam etmek istiyordu. Babamın yokluğu ikimizi de çökertmişti. Hem evde sürekli düşündüğü şeylerden kurtulmak hem de daha fazla para kazanmak ve kariyerine devam etmek istiyordu. Onu bu konularda her zaman desteklemiştim ve destekleyeme de devam edecektim. Tek varlığım annem kalmıştı ve baba özlemimi kapatmak için gerçekten kendinden fedakarlık etmişti. Şimdi mutlu olma sırası ondaydı.

BURSLU #Wattys2020 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin