Ep 18

83 31 1
                                    

Yoongi

"Hala bir şey bulamadın mı Hoseok?!"
Burnumdan soluduğum sırada ellerini havaya kaldırarak gözlerini büyüttü.

"Benim ne suçum var! Mesajı yanıtlamaları gerekiyor."
"Neden hala yanıt vermiyor..."

Kendi kendime sorduğum soruya karşılık Hoseok tuhaf bir şekilde bana bakmaya başlamıştı. Kafamı iki yana sallayıp arkamı döndüm, aklıma gelenlerle duraksadım.

"Beni duydun Yoongi. Ben onunla aynı evde kalmak istemiyorum."
"Pekala... Madem kabullenmeyeceksin. O halde defol git Pole."

Derin bir nefes vererek elimi başıma götürdüm. Koltuğa oturduğumda kampüsteki konuşmalarımız geliyordu aklıma.

"Ben senin yıldızınım Yoongi. Onu mu tercih ediyorsun?"
"Yok ol, gözümün önünden Pole. Seni görmek bile istemiyorum!"

Gözlerimi büyüterek ayağa fırladım. Şimdi aklıma gelmişti söylediklerim. Çok büyük bir yanlış yapmıştım ben, çok büyük...

Hoseok bu ani hareketimle korkmuş olmalı ki geriye yalpalayarak sandalyeye tutundu ve düşmekten son anda kurtuldu.

Elimle kafama vurarak kendi kendime kızmaya başladım. Dışarıdan bakıldığında aptal gibi göründüğümün farkındaydım.

"Tanrım! Sen tam bir aptalsın! Nasıl söylediklerini kontrol etmiyorsun!"

Sinirliyken ne söylediğimin bile farkında değildim. Bir ileri bir geri yürüyerek kendime kızmaya devam ediyordum ki Hoseok'un sorusunu işittim.

"Sen iyi misin?"
Hızla ona döndüm. Kalbime dolan pişmanlık duygusu yüzünden pekte iyi hissettiğimi söyleyemezdim.

Eğer sahibi onlara "Yok ol" derse ışıkları söner, gecenin karanlığına karışırlar.

Hoseok'un koluna yapıştığım gibi aklımı kullandım.
"Mesajı unut gitsin. Bizim kampüsün kamera kayıtlarına sızabilir misin?"

Soruma şaşırsa da sarstığım bedenine karşılık kekeleyerek konuştu. Onu da biraz ürküttüğümü gözlerinden anlayabiliyordum.
"E-Evet. Çocuk oyuncağı."

Elimle bilgisayarı işaret ettim, aynı anda konuşmaya da devam ettim.
"Hadi Hoseok. Dediğimi yap bir an önce."
"Bir teşekkür iyi olabilirdi."

Homurdanarak sandalyesine oturdu ve bir şeyler yapmaya başladı. Bense endişeli olduğumdan yerimde duramıyordum.

Pole'un ölümüne sebep olabilecek o cümleyi nasıl söyleyebilirdim! Mesaja yanıt vermediyse, ölmüş olma ihtimali yüksek miydi? Lütfen ölmemiş olsun...

Telefonum çalmaya başlamıştı. Cebimden çıkararak arayanın kim olduğuna baktım. Bir umut Pole olabileceğini düşünmüştüm ancak Seo Jin arıyordu.

Yanıtlayıp, yanıtlamamak arasında kalsam da aramayı reddettim ve telefonumu cebime yerleştirdim. Dün gece saçma sapan bir olay yüzünden durumlar buraya kadar gelmişti zaten.

Her ne kadar Seo Jin'e yardım ettiğim için pişman olmasam da, Pole'u kırdığım ve o sözcükleri sarf ettiğim için deli gibi pişmandım.

Hoseok'un omzuna elimi koyarak sordum.
"Hallettin mi?"
"Evet."

Ekranı işaret edince izlemeye başladım. İkimizin kavga etmesi de dahil her şeyi izledikten sonra Pole'un birkaç metre ötede biriyle konuştuğunu fark ettim.

Kutup Yıldızı #Wattys2019Where stories live. Discover now