11.Bölüm : Geçmişe Doğru

584 114 102
                                    

   (Vote ve yorum sayısına göre yeni bölüm yarın bu saatler de sizlerle olacak canlarımm❤️🥰)

Ali çok sarhoştu.Sallana sallana gidiyordu sokağa doğru.Yer ayağının altından kayıyor,başı dönüyordu.Kaldırım kenarında ki bir mantara takıldı ayağı ve yere düştü.Rüküş giyimli bir kadın,ona yaklaşıp elini uzattı.Upuzun, dalgalı sarı saçları vardı.Dudakları kıpkırmızı bir rujla süslenmiş,yanakları al aldı.Gözleri karanlık bir çerçevenin içinden bakıyordu Ali'ye.Ali kadının elini tutup ayağa kalktı.Yarım bir tebessüm verdi kadına.

-Herif! Bak bakayım bana,çok içmişsin sen belli.Yürüyemiyorsun daha.Gel şurda bizim mekana götüreyim seni kendine gel.

Ali,kadının yüzüne tuhaf tuhaf baktı.Gözlerini ovuşturup yineledi tuhaf bakışlarını.Sonra onu takmayıp arkasını dönüp yürümeye devam etti.Ama o kadar kötü durumdaydı ki,bir kaç adım sonra yeniden düştü.Kadın kahkaha attı.

-Eh be deli adam! Demedim mi sana sen fena haldesin.

Ali'nin yanına koşup onu yerden kaldırdı,koluna girdi.Az önce girmeye çalıştığı sokağa gidiyorlardı.Az buz anlıyordu kadının söylediklerini.Kadının her sözüne gülmeye başladı sonra.İçinden geçen şiirleri bağıra bağıra yayıyordu sokağa.

-Söyle anam söyle! Dertlisin belli.Aman bu dünyanın yükü de çekilmez be!

Kadın,mekanın önüne gelene kadar  konuşmaya devam ediyordu.Kapının önünde iri yarı iki adam vardı.

-Hayırdır Mehveş ? Kim bu adam ?

-Aman Süleyman.Şu arkada ki sokakta içip içip yere düşüyordu.Öyle sokak da yaşayan biri de değil.Baksana iyi giyimli soylu soplu birine benziyor.Şu kolunda ki saate bak.Aman Süleyman al işte içeri.

-Öyle olsun Mehveş.Girin haydi.

Mehveş,o pavyonda çalışıyordu.Bayağı eski bir geçmişi vardı orasıyla.Otuz yıl olmuştu.Tam otuz yıldır orada haftanın bir kaç günü çıkıp şarkı söylüyordu.Onlar içeri girerken sahnede bir kadın vardı.Ali tam göremiyordu,ışıklar gözünü kamaştırıyordu.Kadını seçemiyordu uzaktı zaten. Ve henüz şarkıya başlamamıştı.İstek parçaları bekliyordu.Ve arkada hafif bir müzik onlara eşlik ediyordu.

Ali,Mehveş ile birlikte bir odaya geçti.Yatağı gördüğü gibi kendini atıp uyudu.

-Eh be adam,hemen de uyudun.Ne güzel dertleşilirdi şimdi senle.

Mehveş,odayı kilitleyip çıktı.Sahnede ki kadın,şarkısına başladı.

"Kimi benim gibi sever gönülden
Kimi senin gibi el olur gider..."

...

Sabah olmuştu.Ceren,arkadaşıyla vedalaşıp evden çıktı.Kafasında binbir düşünce evin yolunu tuttu.O kadını bir şekilde bulacaktı.Belki babasının eskiden yaşadığı yere gidip öğrenirdi.Belki de o kadın hala orada yaşıyordu.Kim bilir,Ali'ye Ceren'i teslim ettikten sonra tekrar dönmüştü yaşadığı yere.Olamaz mıydı ? Olabilir miydi ? Olsa mıydı ? Olmasa mıydı ? Ceren böyle sürüp giden düşüncelerin içindeydi.

Bahçe kapısını açtı,içeri girdi.Şoför Veli Bey,arabayı temizliyordu.

-Veli Abi! Babam henüz işe gitmedi mi ?

Veli şaşırdı.

-Babanız evde değil.Anneniz de bana hiçbir şey söylemedi.

Ceren koşarak anahtarıyla kapıyı açtı.Salonda kimse yoktu,buranın hali berbattı.Sanki savaş olmuştu.Korktu.Hemen yukarı çıkıp anne babasının odasına girdi.Rahatladı,annesi uyuyordu.Annesini uyandırmadı,odasına yürüdü.Telefonunu çıkarıp babasını aradı.Açmıyordu,telefon kapalıydı.Nasıl öğrenecekti Leyla'nın yaşadığı yeri ? Babasının memleketini ? Düşünemiyordu.Aklı almıyordu.Henüz babasının memleketini bile bilmiyordu .

BİR YANGININ KÜLÜ #Wattys2020Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum