Ağlamak

1K 196 86
                                    

(Yukarıda koyduğum şarkıyla okumanızı tavsiye ederim güzel insanlar❤️)

Ali ayağa kalktı.Pencerenin  kenarından dışarıyı izleyen karısına yaklaştı.Pembenin en güzel tonuyla bütünleşmiş tenine dokundu.Zümrüt ona baktı.Gözlerinin içinde yatan onlarca sözle Ali'ye baktı.Yutkundu,elini tuttu.Ona sarıldı.Ona sarılırken içinde açmaya yeltenen çiçekleri sulamaya başladı.Ona sarılmak bir çiçeğin açmasına vesile olmaktı içinde.

"Zümrüt,seninle bir şey konuşmak istiyorum."
"Tabi ki,konuşalım Ali ama şimdi değil.Bu anın büyüsünü bozmak istemiyorum.Şuracıkta sana sarılıp uyumak istiyorum."
"Zümrüt..."

Zümrüt,tüm sözcüklerini yutmasını ister gibi baktı,ardından eliyle Ali'nin dudaklarına dokunup sus işareti yaptı.Gözlerini kaçırdı ve yatağa doğru yürüdü.Yatağın kraliyet odalarında ki yataklardan bir farkı yoktu.Rengi kahve tonlarında,kocaman bir yatak.İnsanın sürekli uyuyası gelir,sanki o yatağa kıvrılırsa,hayal ettiği tüm düşler gerçekleşecekmiş hissi verir insana.

Ali,tekrar söze koyuldu.

"Zümrüt ben dayanamıyorum."

Zümrüt ışıkları kapadı.Ali'nin konuşmasını o kadar çok istemiyordu ki sırf o konuşmasın diye elinden gelen herşeyi yapıyordu.Çünkü biliyordu,o söyleyecekleri asla kabullenmek istemediği tek bir gerçekti.Ona kalsa,bu gerçekle ömür boyu bir yalanı sürdürürdü.Ona kalmayacaktı.

Işıkları açtı.Yatağın karşısına dikildi.

"Zümrüt ! Bugün burada herşeyi konuşacağız,ve ona herşeyi anlatacağız.Bilmesi gerek.Öğrenmesi gerek.ben kızımı bir ömür yalanla yaşatmak istemiyorum.Ben kızıma bunu yapmak istemiyorum.Kızım benim herşeyim."

Bir hücumla yataktan kalktı.Ali'nin gözlerinin içine doğru yaklaştı.Onu itti,elleri titriyordu.Başı döndü,Ali'ye tutundu.Kenarda ki koltuğa attı kendini.Ağlamaya başladı.İçinde fırtınalar kopuyordu.Ona rağmen cümlelerini toparladı ve Ali'ye döndü ;

"Ali! O bizim herşeyimiz.Ya onu kaybedersek ? Ya gerçeği öğrenince bizi istemezse ? Bak Ali,dur dur lütfen sadece dinle.Ben kaybetmek nedir herkesten iyi bilirim.Senden önce yaşadığım acıyla yoğrulmuş bu bedenim,kaybetmenin o iğrenç tarafıyla yüzleşmiş bu bedenim bir kaybı daha kaldıramaz.Bir acıya daha siper edemez kendini.Bir yara daha açılamaz bu bedende.İyi ki varsın sen,sen iyi ki varsın ve asla gitmezsin benden biliyorum ama o gider Ali.Eğer bu gerçeği öğrenirse bir dakika durmaz gider ve ben bir kaybı daha kaldıramayacak kadar güçsüzüm.

Gözyaşları damla damla akıverdi her bir hecesinin ardından.O sarı saçlarının alımlı dansı yerini buruk bir masal kadınına bırakmıştı.

Ali hiçbir şey demeden odadan çıktı.Bu hiçbir şey dememenin ardında,onlarca sözcük yatıyordu aslında.O kapıdan çıktıktan sonra tutamadığı gözyaşlarına teslim olmuştu çoktan.Kapının dibine oturup,bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu.Kapının bir tarafında Zümrüt,bir tarafında Ali hüngür hüngür ağlıyorlardı.Sanki çocuklardı,sanki ellerinden en sevdiği oyuncakları alınmıştı da onun içindi bu gözyaşları.

Bazen ağlamak ister insan,sadece ağlamak ister.Gözyaşlarına teslim olduğundaysa,içini saran her şey ile yüzleşir.Aynanın karşısına geçip ağlamak,çaresizliğin adıdır.Bir köşede kıvrılıp ağlamak yalnızlığın.Bir sahil kenarında denize doğru ağlamak,sevgisizliğin.Ve bu koskoca şehirde içine içine ağlamak yalnızca yalnızlığın adıdır.

Zümrüt'ün ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleri daha fazla dayanamadı,uyudu.Ali de kapının diğer tarafında uykuya yenik düştü.

Sabah uyandığında babasının kapının köşesinde uyuduğunu gören Ceren babasının yanına koştu.Bu duruma bir anlam veremedi.Onu uyandırmaya çalıştı.Ali uyanırken dilinden dökülen kelime Ceren'i kuşkulandırdı.

"Leyla..."

...

BİR YANGININ KÜLÜ #Wattys2020Where stories live. Discover now