.일.

492 31 3
                                    

Güzel yıllara ithafen yazdığım, bitince kilitli çekmeceme koyacağım az sayfalı güzel defter, sahi çok sayfalı olsaydın anılarımızla doldurabilir miydim seni?

Hatırlıyorum senle ilk göz göze geldiğimizde uzunca süre bakıştık, ikimizde üniversitenin kafeteryasındaydık, sen arkadaşlarınla oturacak masa arıyordun. Benle kesişti kahvelerin, uzunca baktık birbirimizin gözlerine. Ben gözlerinde huzuru hissetmiştim geleceğimi görmüştüm ve o an zaman dursun istemiştim ama bunu neden istemiştim bilmiyorum.

O kadar çok dalmıştıkki birbirimize, farkettiğimde utandım, yanaklarım kızardı
-sen öyle demiştin- ama gözlerimi çekmedim bir saniye gözlerinden. Hadi ama o kahvelerden gözlerimi nasıl çekebilirdim ki.

Yanındaki arkadaşın omuzuna vurdu, bulduğu masayı sana gösterdi sen ona bakmadan bana tebessüm edip gözlerini yavaşça grilerimden çektin ve arkadaşlarınla masaya doğru ilerledin.
Gözlerim seni takibe almıştı, istesemde çekemiyordum senden..

Masaya ilerlerken süzdüm seni. Sarı saçlarına siyah bandana takmıştın, üstünde siyah işlemeli bir ceket ve içindeki beyaz gömlek yırtık kot pantolonunun üstünde salaşça duruyordu.

Masa bakış açıma giriyordu ama senin oturduğun yeri göremiyordum ondandır gözlerimi çektim o taraftan ellerime bakıp gülümsedim. Gerçekten tuhaf hissetmiştim.

O bakışmadan sonra sürekli karşıma çıkmanı istemiştim ama öyle yapmadın. Kötü hissetmiştim bir daha o kahvelere bakamayacağım sanıp, ama sen hiç beklemediğim anda o klişe diye adlandırdığımız olayla tekrar karşıma çıktın, şu an hatırlıyor musun bilmiyorum ama okul koridorunda bana çarptın, elimdeki okuma kitabım yere düşmüştü.

O gün dalgındım anlamadım ilk ne olduğunu, sonra kafamı kaldırdım kahvelerinle karşılaştım anladım sen olduğunu yüzüne bakmaya gerek yoktu. Tekrar bakıştık bu sefer uzun sürmedi ama, sen hemen eğilip kitabımı alıp bana verdin.

Ben sadece gözlerine tekrar bakmayı istemiştim aslında sonrasında sesini duymayı değil.
Sesin... kalın ve içten gelen. Özür diledin benden, sonra elini uzatıp adını söyledin. O sahne gözlerimin önünden gitmiyor, Ben Kim Taehyung dediğin...

O an gözlerinle dudaklarının arasında gidip geldi gözlerim, aynı anda sesine odaklanıp gözlerine bakamamıştım. Çok geç kavradım tanışmak istediğini, o uzun parmaklı damarlı büyük ellerin bir müddet havada boş kaldı sonra benim kalın parmaklı küçük ellerime dolandı. Sesim titremesin diye boğazımı temizledim. Hayatımda hiç Park Jimin derken bu kadar zorlanacağımı düşünmemiştim..

25 Mayıs 2015
~JM

Uvv umarım devam ettirebilirim..

Yazarken Zayn~ Good Years dinliyordum zaten başlıktan ve girişten anlayabilirsiniz :)

{{{{ne yazmışım amk,, neyse paylaşamda okurken gözüm kanasın}}} {{ 2018 de yazılmıştır, gördüm dedim taslakta kalması okurken gülelim kcjfkcjfjfj}}}

..Good Years..Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon