"Ah be kardeşim neleri sustun kim bilir? Neleri biriktirdin içinde de dışa vurması bu kadar acı oldu. Neden sustun be ablam? Neden açmadın bana içini? Hadi sustuklarını anlat bana."

Ablasından ayrılıp koltuğa geçti Menesse. Zorda olsa gülümseyerek konuştu. "Boş ver ablam ben yaşadıklarımı imtihanımdır deyip taşıyorum. Ama sen taşıyamazsın. Senin yüreğin çok nahif abla kaldıramazsın."

"Yapma Menesse." Doğru tahmin etmişti. Kardeşi acılarını tek başına sırtlanmış, içi kan ağlarken gülümsemişti.

"Abla ben geçmişte ki acılarımı konuşmak istemiyorum."

"Acıların geçmişte mi kaldı, yoksa geçmişini mahvedip geleceğine mi göz koydu?"

"Acılar aynı belki ama ben alıştım abla artık canım yanmıyor." Yine gerçeği gizliyordu Menesse. Acıya alışmak canının yanmaması demek değildir. Alışmak etraftan yardım istemeyi kesmektir. Yaşadığın acıyı tek başına sırtlanabilmektir.

"Küçükken annem elini kesmişti. Oluk oluk kan akarken canım yanmıyor demişti."

Menesse ayağa kalkıp ablasının elini tuttu. Gözlerini ablasının gözleriyle birleştirdi. Anlasın istiyordu, daha fazla uzatmak istemiyordu. "Bırak abla. N'olur bırak da yaralarım sadece benim canımı yaksın. Zaten bıktım artık insanlara acı çektirmekten."

"Ama Menesse…"

"Lütfen abla beni seviyorsan susalım artık." dedi Menesse ablasının sözünü kesip.

"Tamam Menesse sen ne zaman konuşmak için hazır hissedersen ablan burada. Peki gerçekten evlenecek misin? Yoksa bir planın mı var?"

"Plan falan yok abla evleneceğim."

"Sen ne yaptığının farkında mısın Menesse? Tanımadığın adamla nasıl evlenirsin?"

'Başka çarem mi var?' diye içinden geçirdi Menesse. Çaresiz kalmıştı. Ailesi için bu evliliği yapmak zorundaydı. Sıra ona gelmişti, vakit vefa borcunu ödeme vaktiydi.

"İlgar çok iyi birisi. Bence çok güzel bir birlikteliğimiz olacak. Abla bunları sonra konuşalım mı? Bak saat dokuz olmak üzere. Hadi yardımcı ol da hazırlanayım." dedi Menesse elinden geldiğince inandırıcı olmaya çalışarak.

"Benden kaçamazsın ama dönüşte konuşacağız." işaret parmağını Menesse'ye doğru sallayarak konuştu Yağmur.

"Tamam tamam söz."

Menesse ablasının yardımıyla hazırlanmıştı ki kapı çaldı. Ablasını düşünceleriyle odada yalnız bırakıp kapıyı açmaya gitti. Kapının açılmasıyla İlgar nefesinin kesildiğini hissetti. İlk günden beri Menesse'yi her gördüğünde nefesi kesiliyor, aklı hükmü kalbe bırakıyordu. Bir şeyler vardı bu kızda, anlam veremiyordu ama kalbini hızlandıran bir şeyler vardı. Öyle çokta şık giyinmemişti. Yüzünde makyaj bile yoktu ama gözlerini bir türlü Menesse'den alamıyordu. Bilmiyordu ama aslında Menesse'ye bakan gözleri değil kalbiydi.

"İllgar iyi misin?" diye sordu Menesse eliyle İlgar'ın omzuna dokunup.

"İyiyim. Ne oldu ki?"

"Bir saattir sana sesleniyorum. Bir sorun mu var?"

"Yok ben sana… Yani öyle dalmışım sadece." Eliyle ensesine dokunup gözlerini hızla başka yöne çevirdi İlgar.

ODA ARKADAŞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin