84. Bölüm "SÖZ"

7.2K 291 65
                                    

~MİRA~

Güney birden bu soruyu sorunca donakaldım. Cevap veremedim.

"Söyle!" dedi.

"Bileklikler birbirine benzeyebilir." dedim.

"Bu bilekliği özel yaptırmıştım. Kimse de olmayan bir bileklik. Ayrıca bilekliği geçtim. Doğum izi aynı yerde aynı şekilde." dedi.

"Güney aslında ben...." deyip durdum.

"Söyle artık!" dedi. Gözlerim doldu. Bana böyle ilk defa bağırıyordu. Gözleri kırmızıydı.

"Anlatacağım." dedim.

"Anlat." dedi.

"Nereden başlayacağım, bilmiyorum." dedim.

"Beni ilgilendiren kısmından başlayabilirsin." dedi.

"Güney ben aslında Miray değilim. Senin Mira'nım ben. Bak hayattayım, ölmedim." dedim.

"Ne saçmalıyorsun?" dedi.

"Senin bana çarpacağın zaman ben anneme her şeyi açıklamaya gittim ama beni dinlemedi." dedim.

"Mira öldü, bana yeniden umut verme." dedi. Onunda gözleri dolmuştu. İnanmak istiyordu ama inanacağı şeyin yalan olmasından korkuyordu.

"Güney bana aşkını ilan ettiğini günü hatırlıyor musun? Beni bir eve çağırıp geldiğimde arkana dönüp bana seni seviyorum demiştin. En son sana öyle dediğim için çok üzgünüm. Araba da sana 'seni sevmiyorum' demiştim. Keşke demeseydim. Keşke bunlar olmasaydı." dedim. Gözlerinden yaşlar süzüldü. Kitlenmiş beni dinliyordu. "Siz beni öldü bilirken ben hep sizin etrafınızdaydım. Doktorlar size benim öldüğümü söylemiş. Bunu Yağız istemiş ve kimsenin beni tanımaması için yüzümde bir kaç estetik oynamalar yapılmış. Öğrendiğim zaman çıldırmıştım. Yüzümde değiştiği için beni istemezsin." dedim. Cevap vermedi. Sadece bana odaklanmış bakıyordu. İstemiyordu işte, o da istemiyordu. Ayağa kalktım ve ilerlemeye başladım. Aşağı indim ve evden çıktım. Yağmur delicesine yağıyordu. Sırılsıklam olmuştum. Biri kolumdan tutup çekti ve öpmeye başladı. Gözümü açınca Güney olduğunu anladım. Beni öpüyordu. Karşılık vermeye başladım. Sanki daha önce yaşamıyordum. Şimdi kalbim atmaya başlıyordu sanki. Onun dudaklarını hissetmeyi özlemiştim. Kokusu burnuma geldikçe huzur doluyordum. Yağmurun altında baya ıslanmıştık. Ayrılınca gözlerine baktım. İkimizde nefes nefeseydik.

"Eskisi gibi, yağmurda ıslandığımız o gün." dedim.

"Eve gir, ben geleceğim." dedi ve arabasına doğru ilerledi.

"Nereye?" dedim.

"O iti bulmaya." dedi.

"Güney seni yeni bulmuşken gidecek misin? Beni burada bırakıp gidecek misin?" dedim.

"Geri geleceğim." dedi.

"Lütfen gitme. Şu an sadece sana ihtiyacım var." dedim. Yanıma geldi ve alnımdan öptü.

"Gel içeri girelim." dedi. Birlikte içeri girdik. İkimizde çok ıslanmıştık. "Sıcak su ile duş al hasta olacaksın." dedi.

"Gitmeyeceğine söz ver." dedim.

"Söz gitmeyeceğim, hadi duş al." dedi. Merdivenlerden yukarı çıktım. Banyoya girdim ve sıcak su ile duş aldım. Rahatlatmıştım. Duştan çıktıktan sonra Güney'in bornozunu giydim. Kokusu vardı ve bu benim çok hoşuma gitmişti. Çıkarmak istemiyordum. Yatağa uzandım. Hem yastık hemde bornoz onun kokusuyla doluydu. Azıcık dinlensem iyi olurdu. Gözlerimi kapattım.

Mafya'nın Tatlı Belası (DÜZENLENİYOR)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora