4. Bölüm "Doruk ve Ada"

39.7K 1.1K 275
                                    

İyi okumalar.

Medya: Alya

                                       ❁

"Ne? Kim yaptı? Hangi şerefsiz sana dokunmaya kalkıştı!?" dedi bağırarak. Eyvah, ben sinirle onuda mı söylemiştim? Hay ağzıma.... "Çabuk arabaya geç evde halledeceğiz." dedi. Daha çok sinirlenmesin diye arabaya bindim. Dik başlılığın zamanı değildi.

Yol boyu hiç konuşmadık. Şimdi daha önce görmediğim bir villanın önündeydik. Çok büyüktü. Acaba sorsam mı hiç vakti değil ama soracağım.

"Burası neresi?" dedim.

"Eve geç, Emre sende bütün korumaları topla gel." dedi. Büyük siyah kapıdan geçtikten sonra evin kapısını çaldı Demir. Kapıyı mini etekli güzel bir hizmetli açtı.

"Hoşgeldiniz Demir bey." dedi. Demir hiç bir şey demeden içeri girdi. İçeri girer girmez koca bir salon karşımızdaydı.

"Ne dikiliyorsun? Otursana koltuğa." dedi Demir. Hemen oturdum.

"Abi getirdim, bütün adamlar burda." dedi Emre. Hepsi karşımızda dizildi. Aralarında Serhat'ta vardı. Bana 'sakın ölürsün' dedi ağzını oynatarak. Korkuyordum, konuşmalı mıydım onu da bilmiyordum.

"Hangisi Alya, kim yaptı?" dedi sakince. Adamlara göz gezdirdim. Serhat'a geldiğimde çatık kaşlarını gördüm. Gözleri kararmış bir şekilde sinirle bana bakıyordu.

"B-bilmiyorum" dedim. Sesimin titremesine lanet ettim.

"Söyle burda ben varken kimse sana bir şey yapamaz!" dedi bağırarak. Bu sırada merdivenlerden ayak sesleri duydum ve o tarafa çevirdim odağımı, bir kız iniyordu. Benim yaşlarımda gibi duruyordu. Upuzun saçları vardı. Gülümseyerek aşağı indi. Bizi görünce kaşlarını çattı.

"Ne oluyor ya?" dedi.

"Ada çabuk yukarı çık lafımı ikiletme hadi!" dedi. Adının Ada olarak öğrendiğim kız sesini çıkarmadan geldiği gibi arkasını dönerek tekrardan merdivenlerden çıktı.

"Hadi Alya söyle, korkma." dedi Demir. Yaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı.

"Se-serhat" dedim hıçkırarak. Hemen Serhat'a döndü ve bir yumruk geçirdi.

"Emre bu piçi götürün depoya bunun icabını ayrı göreceğim." dedi. Serhat yalvarıyordu ama Demir çok sinirliydi. Artık ağlamaktan halim kalmamıştı. Kendimi karanlığa bırakmadan önce duyduğum son şey, "Alya iyi misin?" oldu.

                                        ✾

Bu yastık neden bu kadar sert gözlerimi araladım. Bugün dersim yoktu yatacaktım. Dün olanlar aklıma geldi. En son ne oldu?Bayılmıştım. Bu koku neydi? Gözlerimi tamamen açtım. Kafamı kaldırdım. Demirin göğsünde miydim? Hayır birlikte mi yattık?!

"Ne bakıyosun çok mu yakışıklıyım?" dedi Demir sırıtarak. Ne yani uyanık mıydı? Benimle beraber nasıl uyurdu?

"Şey...Dün ne oldu ve neden benim yatağımdasın?" dedim.

"Korkma sana bir şey yapmadım. Serhat'ta artık yapamaz, ben varken sana kimse bir şey yapamaz." dedi. Gözlerim dolmuştu. Ağlamak istemiyordum ama yaşlarım yanaklarımı çoktan ıslatmıştı. Bu yaşadıklarım bana fazla gelmişti. Göz yaşlarımı silerek, "Ağlama" dedi. Kalkıp odadaki banyoya girdim.

Beni neden bırakmıyorlardı? Babam beni terk etmekle kalmamış pisliğini de bana bulaştırmıştı. Hayatım alt üst olmuştu. Bir eve hapis kalmıştım ve annemle tehdit ediliyordum. Tüm bunları düşünürken odadan kapı sesi geldi ve Demir'in çıktığını anladım. Bir duş almak iyi gelecek diye düşündüm.

Mafya'nın Tatlı Belası (DÜZENLENİYOR)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant