36. Bölüm "Her Şey Ortada"

14.5K 616 105
                                    

Gözlerimi açtığımda koltukta uyuyakaldığımızı anladım. Televizyon açık sehpanın üzerinde bir sürü çikolata vardı. Hemen ayağa kalktım.

"Mira uyan!" dedim Mira'yı dürterek. Uyanmayınca daha çok sarstım.

"Mira uyan ben gidiyorum." dedim.

Gözlerini açıp " Nereye?" dedi uykulu uykulu.

"Eve, belki Demir evdedir. Ona her şeyi anlatmam lazım." dedim.

"Tamam, ara beni merakta bırakma." dedi. Kafamı salladım. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Saçımı toplayıp bağladım. Üstümü düzeltip banyodan çıktım. Çantamı bulup evden çıktım. Bir taksi durdurup evin adresini verdim.

                                        ✾

Eve vardığımda taksinin ücretini ödeyip indim. Eve girdim. Merdivenlerden yukarı çıktım ve Demir'in odasına girdim. Burada yoktu. Acaba gelmemiş miydi? Odadan çıkıp Ada'nın odasına girdim. Banyodan yeni çıkmış üstünü giyinmiş saçını kurutuyordu.

"Ada, Demir hiç eve geldi mi?" dedim.

"Hayır, ne oldu ki? Ben siz birliktesiniz diye biliyordum." dedi. Tam bu sırada evin kapı sesi geldi, gelmişti. Hemen odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Gelen kişi Demir'di. Beni gördü.

"Demir bak gördüğ..." dememe kalmadan sözümü kesti.

"Alya eminim akşam çok güzel bir senaryo kurmuşsundur ama dinleyemem zamanım yok. Haa unutmadan serbestsin. Artık istediğin yere gidebilirsin. Seni tutan bir şey yok! Sevgilin ile mutluluklar!" dedi. Nasıl bu kadar acımasız oluyordu? Neden anlamıyordu?

"Demir neden anlamak istemiyorsun? Olanlar tamamen farklı. Neden dinlemek istemiyorsun?" dedim.

"Her şey ortada dinlenecek bir şey yok." dedi. Bu sırada tekrardan kapı çaldı. Demir kapıyı açtı. İçeri bir kadın girdi. Daha önceden hiç görmemiştim. Kısacık bir eteği ve göğüslerini ortaya koyan bluz vardı üstünde.

"Seda sen odama çık ben geliyorum." dedi Demir. İşte şimdi yıkılmıştım, bitmiştim. Gözlerim aniden doldu. Adının Seda olarak öğrendiğim kız yanımdan geçerek yukarı çıktı. "Başka bir şey yoksa gidebilirsin." dedi Demir ve yukarı çıktı. Gözyaşlarım döküldü. Odama gidip eşyalarımı valize yerleştirdim. Bu sırada odaya Ada geldi.

"Ne oldu? Nereye?" dedi Ada.

"Gidiyorum." dedim.

"Neden?" dedi.

"Bitti her şey." dedim ve valizimi alıp odadan çıktım. Merdivenlerden inerek evden çıktım. Valizimle yürüdüm yürüyebileceğim kadar.  Nereye geldiğimi bilmiyordum ama bir uçurumun ucundaydım. Telefonum çaldı, baktım. O numara arıyordu yine.

"Ne istiyorsun? Rahat bırak beni." deyip telefonu kapattım. Tekrar çaldı ama açmadım. Telefonu tamamen kapattım. Uçurumun ucuna oturup ayaklarımı sallandırdım. Manzara harika görünüyordu. Demir gerçekten beni bırakmıştı. Hatta bir kadınla yatıyordu şu an. Ben niye bu kadar kötü durumdaydım? O mutluyken ben neden bu kadar üzgündüm? Beni dinlemeden yargısız infaz yapmıştı. Artık bende peşinden koşmayacaktım. Kalbim ne kadar ağrısada beni dinlememişti. Beni hiç sevmemişti. Ayağa kalkıp arkamı döndüm. Ağaçta yapıştırılmış kağıt duruyordu. Elime alıp baktım.

"Telefonunu kapatmakla benden kurtulamazsın. Şimdi aç o telefonu!" yazıyordu ama açmayacaktım.

"Açmıyorum, hatta gidip telefon numaramı değiştireceğim. Aslında iyi yaptın. Sevgilim sandığım adam aslında beni sevmiyormuş, bunu anladım!" diye bağırdım. Beni duyduğuna emindim. Valizimi alıp yürümeye başladım. Bir taksi durdurdum. Mira'nın evinin adresini verdim. Eve vardığımda taksinin ücretini ödeyip indim. Kapının önüne gidip kapıyı çaldım. Biraz bekledikten sonra kapıyı Mira açtı.

Mafya'nın Tatlı Belası (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now