52. Bölüm "Susma"

11.7K 518 103
                                    

Tabi ya ilk önce hediye sonra kaçırma. Bu kesin biyolojik babamdı. O sadece benim biyolojik olarak babamdı. Tanımadığım bir adamdı o benim için. Yüzünü bile hatırlamıyordum. Hatırlamak ve görmekte istemiyordum. Kapıya vurdum.

"Açın şu kapıyı! Kim olduğunuzu biliyorum!" dedim. Hâlâ açmıyorlardı. Gidip kameranın önüne koyduğum örtüyü çektim.

"Kim olduğunu biliyorum. Aç şu kapıyı 13 yıldır içimde biriktirdiğim her şeyi söyleyeceğim, aç şu kapıyı!" dedim. Kapıya vurdum. "Açın!!" diye bağırdım. Kapı açıldı. Yusuf karşımdaydı.

"Seni bekliyor." dedi.

"Heh şöyle ya. Odaya kapatmakta neymiş?" dedim. İlerlemeye başladım.

"Nereye gidiyorsun acaba?" dedi.

"O adamın yanına." dedim.

"Yalnız oradan değil buradan." dedi ve öbür tarafı gösterdi.

"Olabilir sanki evi ezbere biliyorum şaşırmış olabilirim." dedim.

"Tamam bir şey demedim." dedi. Gösterdiği tarafa gittim. Gittiğimiz zaman siyah kapının önüne geldim. Açıp açmamak arasında kalmıştım. Elimi kulpa koydum ama indiremedim.

"Ne oldu? Neden girmiyorsun?" dedi Yusuf.

"Korkuyorum." dedim.

"Neyden korkuyorsun?" dedi.

"Yüzleşememekten." dedim.

"Daha çok zamanın var." dedi.

"Konuşmak istemiyorum. Biraz dışarı çıkabilir miyim?" dedim.

"Yine kaçmayı denemeyeceksen çıkabilirsin." dedi. Kenardan geçip dışarı çıktım. Ayakkabılarımı çıkardım ve çimenlere bastım. En azından biraz negatif enerjimi alırdı. Buradan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Kafayı yemek üzereydim. Kendimi yere attım. Çimenlikte uzandım. Nefes alıp veriyordum. Kaçmaya çalışsam tekrardan yakalanacaktım. O adamlada yüzleşecek gücüm yoktu. Burada kalmakta istemiyordum. Yanıma biri oturdu. Kafamı çevirdiğim de Yusuf olduğunu gördüm. Yusuf benden 4-5 yaş küçük görünüyordu.

"Ne istiyor benden?" dedim.

"Sadece seni yanında istiyor." dedi.

"Böyle zorbalıkla mı? Zaten istemiyordum onu. Yüzünü bile görmek istemiyorum. Ondan nefret ediyordum şimdi daha çok nefret ediyorum." dedim.

"Annene, sevgiline, arkadaşlarına herkese seninle görüşmek istediğini söyledi ama onlar hep uzak tuttu senden." dedi.

"Bu beni terk ettiği gerçeğini değiştirmez." dedim.

"Bir sebebi vardı belki." dedi.

"Çocuğunu terk etmenin bir açıklaması sebebi olamaz. Canından öte olan çocuğunu nasıl bırakıp gidersin ki? Hem sen niye o adamı savunuyorsun? Ben kime laf anlatıyorum ki? Herkes kendi patronunu korur." dedim ve ayağa kalktım.

"Patronum değil." dedi. Arkama döndüm.

"Dur bir düşünelim onun istediğini yaptığına göre onun emri altında olduğuna göre o senin patronun." dedim. Cevap vermedi. Ayağa kalktı ve içeri girdi. Ben dışarda kalmayı tercih ediyordum. Şu an kimse olmadığına göre belki sesizce yürüyormuş gibi yapıp gidebilir miydim? Tamam bence çıkabilirdim. Ayakkabılarımı giydim. Yavaşça yürümeye başladım. Etrafa bakıyordum. Ağaçların arasına girdim. Biraz yürüdüm. Sanki bunların hiçbiri olmamış gibi sakince yürüyordum. Arkama döndüm ama hâlâ yürüyordum. Geri geri gidiyordum. Bir şeye çarptım. Arkama döndüğümde takım elbiseli biri vardı. Bana bakıyordu.

Mafya'nın Tatlı Belası (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now