h

408 42 147
                                    

"Thalassophile."

***

Hanji kapalı jaluzilerin arasından, Mikasa ve Armin'i görmemişti. İkisine arkası dönük bir şekilde Petra'ya gülümsüyordu. Heyecanı yüzüne yansımıştı.

"Mikasa, Armin!" diye bağırdı yüksek sesle hala arkası dönükken.

İki genç, aniden hafifçe kıstıkları gözlerini kocaman açıp birbirlerinden uzaklaştılar. Mikasa bir sandalyeye çarpıp sallanmasına neden oldu. Armin de Hanji'yi gördüğü anda boğuk bir nefes verip garip bir ses çıkarmıştı.

Kıpkırmızı haldeyken,  yanlarına gelen iki kadına baktılar.

Hava kararıyordu, Armin belki yüzünün ne durumda olduğunu fark etmeyeceklerini umdu. Bekle. Ne?

Petra ayakkabısının bağcıklarını bağlamaya çalışıyordu Hanji yanlarına geldiğinde. Verdikleri tepkisizliğe göre bir şey görmemişlerdi.

Hayır. Neden tepki versinler? Sanki gizli gizli bir şey yapıyormuşuz gibi.

Mikasa'ya bakmak için yeterli cesareti topladığında kızın derin bir nefes alıp Hanji'yi dinlemeye çalıştığını gördü. Ekstra çaba sarf ettiği belli oluyordu çünkü gözlerini kaçırıp yeni sildiği masalara ya da bluzuna bakıyordu. Dikkatini toplayamıyor gibiydi.

Hanji bir anormallik sezmesin diye, araya girme ihtiyacı hissetti Armin.

Anlamıyorsun. Neden anormal olsun? Neden sanki çok yanlış bir şey yapmışız gibi davranıyorum?

"N-Ne old-- Yani--" elini alnına çakmamak için dudaklarını ısırdı. "Bir şey mi oldu, Hanji?"

Hanji Armin'e gülümsedi. Tam kadın ağzını açtığı sırada Petra Hanji'nin omuzlarından tutunup kendini hafifçe havaya kaldırdı.

"İtiraz kabul etmiyorum, baştan söyleyeyim." kıkırdaması sözünü kesti. "Pekala, sizi... Deniz kıyısında bir tatile gönderiyoruz. Dur. Armin. Kes. Bu çok önceden gözden çıkardığımız bir para. Yani, kendimiz için tatil parasıydı. Ama Hanji'nin arkadaşlarıyla gitmeye karar verdik. Bu yüzden yüklü miktarda yol ve kalacak yer parası arttı. Bizde, size vermeye karar verdik. Size. Gidip birlikte tatil yapın."

Petra sözlerini bitirdiğinde Armin ne diyeceğini bilemiyordu. Az önce yaşanılan her şeyi unutmuş gibiydi. Mikasa ile söyledikleri şarkı bile silinmeye yüz tutmuş bir anıdan ibaretti artık.

"P-Petra... Ben bunu kabul edemem. Teşekkür ederim ama zaten biriktirdiğim bir miktar--"

Kadın göz devirdi ve Mikasa'ya döndü. Kızın karşı çıkacağını biliyordu. Bu yüzden Armin kozunu oynamıştı. Mikasa'nın onu tanımak istediğini kör biri bile görebilirdi.

"Ne dersin, Mikasa? Çok uzun olmasına gerek yok. Birkaç gün. Birbirinizi uzun zamandır tanıyorsunuz. Yoksa güvensizlik mi hissediyors--"

Mikasa ellerini kaldırıp olumsuz anlamda salladı. "Hayır, hayır. Armin'e kesinlikle güveniyorum. Ama... Onun dediği gibi bunu kabul edemem."

Bir anda Armin'in mavi gözleriyle buluştu bakışları. İkisi de ne yapacağını bilemiyormuş gibi bakıyorlardı birbirlerine. Ama içten içe diğerinin evet, neden olmasın? demesini bekliyorlardı. Fakat o cesaret Armin'de yoktu. Mikasa ise sarışın çocuğun onunla birlikte denize gitmek istemeyeceğinden korkuyordu.

thalassophile Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin