"Seni her zaman koruyacağım."

779 74 50
                                    

   Bölüme başlamadan önce Japonca'daki saygı eklerinin ( - sama, - san, - chan vs ) anlamlarını size söylemem gerektiğini düşündüm ki, aklınızda soru işareti kalmasın.

- chan : Aşırı sevimlilik belirtir ve kullanan kişinin hitap ettiği kişiyi şirin bulduğu anlamına gelir.

- san : Bay, bayan gibi karşıdaki kişiye saygı duyduğunu belirtir.

- sama : - san ekinin birkaç katı diyebiliriz. Kullanan kişinin karşısındaki kişiye hayran olduğunu belirtir.

Diğer saygı eklerinin anlamlarını gerektiğinde size söyleyeceğim. Hikayede çevirisi geçen şarkı Usui Takumi - Promise i medyada bulabilirsiniz.

~ ~

   Dövüşümüz üzerinden bir hafta geçmişti. Misaki-sama sırrını kimseye söylememe karşılığında onunla dövüşlerine gidebilmeme izin vermişti. Gündüzleri kahyası, geceleri ise arkadaşı -onun gözünde daha çok sapık bir uzaylıydım- oluyordum, istese de istemese de.

   Bir gece kazandığım ödül konusunu açtığımda "Zaten dövüşlerime geliyorsun. Daha fazlasına gerek yok Sakin Şimşek" dedi. Ciddi başlayan konuşması dövüş klubünün uydurduğu lakabımı söyleyince kahkahayla sona erdi. Adımı klube söylemeyince böyle saçma bir lakabım olmuştu. Sakin Şimşek... insanda ağlama isteği uyandırıyor!

__

     Bu gece dövüş olmadığı için yatağıma yayılmış kendimi Misaki-sama'lı rüyalara bırakmak üzereydim ki rüya olamayacak kadar gerçekçi sesiyle uyandırıldım. Gözümün bir tanesini açıp ona baktığımda dövüş kıyafetiyle hazır bir halde gördüm. Sırıttım. " Sonunda cazibeme dayanamadın hım? Dürüst olmak gerekirse dövüşçü fantezisini ilk defa görüyorum. " Gece olmuştu yani kahyalık yapmama gerek yoktu!

     Yüzüme yastık yedim. " S saçmalama ve uyan!" " Bir gün gerçekten yüzüme zarar vereceksin Misaki. "

    " Sana kaç kere ilk adımı bu kadar rahat kullanma diyeceğim? Misaki-sama de demiyorum ama en azından bir saygı eki ekle" Doğruldum. " Pekala Misa-chan beni niye uyandırdın?" Yüzünü asıp homurdandı. " Hadi dövüşelim!"

   Tek kaşımı kaldırdım. " Neden?" Gözleri parladı. " Bu zamana kadar hiçbir erkeğe yenilmedim. Senin dışında. Eğer seni de yenersem mükemmel bir dövüşçü olduğum kesinleşecek! "    

" Egoist."

    " Dövüşecek misin Sakin Şimşek? " Dudaklarını birbine bastırmasından gülmemek için kendini tuttuğunu anlıyordum. Sinirle elimi saçlarıma attım. " Keşke kurt olsaydı.  Çünkü kurt rakibine karşı yeteri kadar güçlü olamasa bile yalnızca zekasını kullanarak, doğru taktikle onu alt edebilir. Tıpkı benim gibi. Gerçi ben herkesten güçlüyüm ama..."

" Egoist. "  Yatağıma geri uzandım. " Dövüşün sonundan bir şey kazanmayacağım. Ilgimi çekmedi." "O zaman..." düşünmeye başladı. " İddiaya girelim! " Kaşlarımı kaldırdım. " Dinliyorum. " Heyecanlanmıştı.

" Eğer sen kazanırsan istediğin bir şeyi yaparım. " Kıkırdadım. Isteyebileceğim şeyler gözümün önünden geçmeye başlamıştı.   Yataktan kalkıp yaklaştım. " Benim kazanacağım kesin ama eğer sen kazanırsan ne olacak?" Uzun bir süre düşündü... " Zaten seni yendiğimde ödülü almış olacağım, yine de ne isteyeceğimi buldum. Şarkı söyleyeceksin."  Yüzümü buruşturdum. " Ne kadar ilginç bir istek"

   Omuz silkti. " Aklıma başka bir şey gelmedi"

~~

    Evlerinin devasa arka bahçelerinin derinliklerine girmiştik. Burda bizi kimsenin görmeyeceğine emin olunca durduk. " Hadi başlayalım." Cümlemin bitmesiyle birlikte bana saldırmaya başladı. Her zamanki gibi saldırmıyordum. Tekme ve yumruklarından kaçıp onu sinir etmek, ona vurmaktan daha iyiydi. " Sen ancak ikinci iyi dövüşçü olabilirsin Misa-chan. " Elleri öyle hızlanmıştı ki göremiyordum ama çok sinirlendiği için beni hep ıskalıyordu. Tam tekme atmak üzereyken yerdeki ayağı kaymış ve ben ne olduğunu anlamadan yere düşmüştü.

    Telaşlanıp yaklaştığımda doğruldu. Burnu az da olsa kanıyordu. Buz kesildim. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki, bitkin düştüğünü, yığılmak üzere olduğunu yeni fark ediyordum. Içimden küfrettim.

       Arzularının önüne geçmesine izin verme.

       Damarlarımdaki kan kalbimin acıyla inlemesini sağlarken bacaklarım tutmaz olmuştu. Büyük bir kararlılıkla kolumdan tutup beni yere çarpmak üzereyken dua ediyordum.

   

    Tanrım, onun ne kadar canı acıdıysa, benim on katı kadar acısın.

    Güçlü bir şekilde sırtımı yere vurduktan sonra hareket etmedim. Bir kaç dirsek ve yumruktan sonra şaşkınlıkla doğruldu. " Yendim..." dedi mutlulukla. " Usui Takumi seni yendim! " Güçlükle ayağa kalktım. Bacaklarım hala tutmuyordu. " Burnun nasıl?" Burnundaki kanı sildi. " Kanamıyor." Kaşlarını çattı. " Bana bilerek kaybetmedin, değil mi?"

     "Hayır." Doğruydu, onu o halde gördükten sonra... zaten kaybetmiştim.

    Bileğinden çekip bana sarılmasını sağladım. " Bu olmamalıydı! Seni tutmalıydım. Aklım nerdeydi benim? "

      " Usui iyiyim. B-bırak beni" Sesi şaşkın geliyordu. Daha sıkı sarıldım, çırpınmaya devam ediyordu. Kollarımın arasından kurtulduktan sonra yüzüme bakmamaya başladı.   

      "Sana şarkı söyleyeceğim." Bana baktı. Bir şey söylemesine izin vermeden gözlerimi kapatıp mırıldanmaya başladım.

    'Öyleyse gözlerini yukarı kaldır ve benimkiyle içtenlikle selamlaş.  

Kalbinin içinde cesareti arttır.

Sana söz veriyorum seni herzaman koruyacağım. '

    Şarkının bu kısmını söylerken ellerimi yumruk yaptım. Gerçekten koruyabilecek miydim?

    Şarkımı söylemeyi bitirip gözlerimi açtığımda ağlamak üzere olan bir Misaki beklemiyordum. " Sesin çok güzel. Neden sürekli şarkı söylemiyorsun ki?"

  " Kimseye bunu duyurma ihtiyacı duymuyorum"

    "Bu sözlerin bana olmamasını umuyorum. Biliyorsun,  ben senin-"

   "Biliyorum efendim." Cümlesini bitirmesine izin veremezdim. Daha kendime itiraf edememişken reddedilmek hoş değildi.

   Gözlerini kaçırıp yürümeye başladı.  "En iyisi eve gidelim." O ileride ben geride uzun süre yürüdükten sonra durdu. " Usui." " Dinliyorum"  " Hayalet, peri gibi şeylerden çok korkarım." "Efendim? " Görmediği halde tek kaşımı kaldırdım.

    " Kimsenin bilmediği beş bilgi ödülünü unuttun mu? Birini öğrenmiş oldun. " Adımlarını hızlandırdı. Bir süre arkasından şaşkınca baktıktan sonra gülümseyip ardından gitmeye başladım.

    Tam olarak reddedilmedim, pes edemem.

Kahya Usui! (Askıda)Where stories live. Discover now