Karşı Cephe 2

294 17 44
                                    


Ben senin yazarlığına tüküreyim, sen ne biçim yazarsın, okuyucun zaten az onlara da saygı göstermiyorsun senin ben ayda yılda bir yazdığın bölüme....

Evet, haklısınız sevgili okuyucularım fazlasıyla düzensiz yazıyorum. Buna rağmen kimse bana sövmemiş ben de kendi kendime sizin sinirinizi çıkarayım dedim ^^ Şimdi size düzensiz yazmamın sebebini açıklayacağım.

Birincisi, bunu söylemek ne kadar zor olsa da... Arkadaşlar ben ineğim*... Genelde bölümlerimi planlarken araya sorular giriyor sonra bir bakıyorum yazmayı unutmuşum! O kadar yani...(*Esra arkadaşımın düzeltmesiyle double inek)

İkincisi, bu da birincisine benzer aslında... Bu sene üniversite sınavına gireceğim ve hedefim tıp. O yüzden o kadar da kendime zaman ayıramıyorum ve yine bu nedenle bu bölümü 01.50'de yazmaya başladım. O yüzden bu senelik beni affedin nolur!

Yine karşı cepheden bir bölüm olacak...

HİNATA SHİNTANİ'NİN AĞZINDAN

"Evet, hâlâ bana Usui denen pisliği tarif etmeni bekliyorum Satsuki-san." Kasabaya geleli birkaç gün olmuştu fakat Usui ve Misaki-sama'yı aramaya bugün başlayabilmiştik. Çünkü Satsuki-san hasta olmuştu.

Misaki... Yani Misaki-sama'yı küçüklüğümden beri seviyordum. O kimse benimle konuşmazken bile benimle konuşur, güzel gülümsemesiyle günümü gün ederdi. Ona duyduğum sevginin, daha önce kimse tarafından tanımlanmamış bir sevgi olduğuna o kadar eminim ki... Onların aile dostu olmamıza rağmen ben onun uşağı olmak için aileme saatlerce dil dökmüştüm. Onun istediği her şeyi yapmak benim için büyük bir onurdu. Fakat ben kendimi tamamen ona sunmuşken onun benim kısacık tatilimde bir kahyayla tanışıp aynı zamanda onunla kaçtığına hala inanamıyordum!

"Şu nefret dolu bakışlarını üstümden çekersen anlatmaya başlayacağım." dedi Satsuki-san. "Hasta olmam benim suçum değil Shintani." Nedense onun suçu gibi hissediyordum... Bakışlarımı ondan çekip etraftaki insanları incelemeye başladım. "Dinliyorum..."

"Ihm... Senden uzundu, uzun sarı saçları ve keskin gözleri vardı. Ona bakan bir daha bakıyordu resmen vücudundan hormon akı-"

"Tamam! Satsuki-san tamam." Ona ne kadar saygı duysam da şu an onu yanımızdaki süs havuzuna atmamak için kendimi zor tutuyordum. Gözlerimi kısıp etrafa bakmaya devam ederken arkamda bir grup kızın çığlık attığını duydum.

"Kyaa~ Çok tatlıı!" Satsuki-san'la hemen o tarafa döndüğümüzde uzun boylu sarışın çocuğun etrafını kızların sardığını gördüm. Çocuk gülümseyerek onlara selam veriyordu.

"Bu o..." Diye fısıldadım nefretle. "Hem Misaki'mi çalıp hem nasıl diğer kızlarla ilgilenebilir! BİTTİN SEN USUİ!"

"Shintani dur!" Satsuki-san'a aldırmadan çocuğun üstüne koşup havaya zıpladım. Ben havadayken beni fark edip gözlerime baktı. "Ne oluyor?"

"Seni öldüreceğim!" Misaki-sama'dan aldığım derslere güvenerek onu yere düşürüp yumruklarımı ardı sıra yüzüne geçirmeye başladım. Kızların çığlıkları daha da artmıştı ama umursamıyordum. "Misaki'mi bana geri ver Usui!"

Havalandığımı hissettim, birileri beni kollarımdan tutup havaya kaldırmıştı. O sıra etraftaki sesleri duymaya başladım.

"Kūga-kun!"

"Biri Kūga-kun'u kurtarsın!!"

Yere popo üstü düştüğümde insanların yüzlerine baktım. "Kūga-kun kim be?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 09, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kahya Usui! (Askıda)Where stories live. Discover now