2.8

2.1K 277 413
                                    


Merhaba bebeklerim sgjsg

⚪⚫⚪

“Burayı biliyor olabilir misiniz?” Önümde duran çocuğa utancımdan bakamasam bile kağıdı kaldırdım.

Ağladığım için kendimi çok kötü hissediyordum ama umarım o benim ağlamama neden olduğu için kendini kötü hissetmezdi.

“Ben biliyorum da söylesem bulabileceğine emin misin?” Kağıda doğru başımı eğdim dudaklarımı yemekten yara yapmıştım ve bu sadece bir saat içerisinde gerçekleşmişti “Gel ben seni götüreyim.”

“Y-Yok,hayır.” dedim telaşla kendimi geriye çekerek “Gereği yok.”

“Ya gel işte.” Omzumda bir kol hissedince gözlerim sonuna kadar açılmış bir şekilde ona bakakalmıştım ne yaptığını sanıyordu.

“Sakin ol.” dedi şaşkın halime gülerek “Ben Taeyong, Mark bahsetmiştir.”

Derin bir nefes bıraktığımda onu hatırlamıştım, kafenin sahibiydi.

“Hey.” dedi ve hâlâ titrek olan nefislerime tekrar güldü “Mark, bu kadar korkak olduğundan bahsetmemişti.”

“Korkmadım ben sadece.” Gözlerimi kaçırarak havaya baktım “Hava soğuk.”

“Ceketimi vermemi ister misin?” Gözlerimi sımsıkı yumdum yabancı biriyle bu kadar yakın olmak tedirgin hissettiriyordu ve Mark'ın yanımda olmasını isteyecek durumdaydım “Hayır.”

Gözlerini devirip ceketini çıkardı ve tek seferde hızlıca kollarımdan geçirdi “Sen hep böyle ince giyiniyorsan Mark ne yapıyor seninle böyle acaba?”

Fermuarı boğazıma kadar çektikten sonra kapişonu da başımdan geçirdi ve kulaklarımı ve alnımı biraz kapattı “Hasta olursun.”

“Zor hasta olan bir yapım var.” Taeyong beni biraz öne ittirip sağa doğru çevirdi “Neredeyse kapanacak göz kapakların da öyle diyordu.”

Elim istemsizce Yukhei'e vurmaktan dolayı alıştığı gibi Taeyong'un omzuna indiğinde telaş ve gerginlikle ona baktım “Özür dilerim!”

Elim açılan ağzımı kapattığında daha fazla gülüp beni başka bir sokağa doğru ittirdi “Gerçekten gücün bir bebekle eş değer.”

Sadece susmayı denedim ama eskisi kadar Taeyong'a karşı bir çekingem kalmamıştı. Açıkçası korktuğum gibi davranışları yoktu daha anaç biri gibi duruyordu.

“Sen niye yalnız bilmediğin bir yere gidiyorsun?” Yine kafamı başka yöne çevirdim ve yutkundum “Yoksa kavga mı ettiniz?”

“Nereye gittiğini biliyor ama değil mi?”

“Biliyor.” Bildiğini biliyordum ama geleceği konusunda şüphelerim vardı “Ama sanırım gelmeyecek.”

Yüzüm düşünce kafamı tutup kaldırdı “Mark gerizekalıdır.” dedi omzunu silkerken “Yani ona insan içine çıkamayacak kadar küfür etmiş olsan bile gelecektir.”

“Ben ona kötü bir söz söylemem.” Gözleri büyürken iki eliyle yanaklarımı tutup iki yana çekiştirdi “Mark'ın senin gibi minnoş bir şeyi üzdüğüne inanamıyorum.”

“Ben de.” Gözleri bir evde takılı kaldığında orasının olduğunu anlamıştım “Sakın moralin bozuk diye kendini alkole falan da vurma.”

Ciddi bir ifadesi vardı “Ben bana zarar verecek hiç bir şey kullanmıyorum.” Dudakları memnuniyetle büzüldü ama ben ansiklopedi gibi konuşmaktan rahatsızdım “Seni kaçırmadan kesinlikle Mark'la evlendirmek lazım.”

Gözlerim yerinden çıkacak gibi olduğunda ellerini havaya kaldırdı “Pekala,sustum.” Evin önüne geldiğimizde bu sefer yine bir yere odaklanmıştı bu çocuk niye sürekli bir yerlere dalıyordu “Ama sanırım onun söyleyecek bir şeyleri var.”

Arkamı dönüp Mark ile yüz yüze geldiğimde ona bakmamaya özen gösterdim ben çok oyalandığımdan o daha önce gelmişti.

Onu umursamadan zaten müstakil olan evin ziline bastım. Mark'ın evi gibi iç açıcı bir havası ve çiçekleri yoktu. Arka bahçede koltukta bir kaç tane makine duruyordu ve ne ile alakalı olduğunu anlamamıştım.

“Donghyuck, özür dilerim.” Duymamış gibi yaptığımda kapı da açılmıştı, bana görünüş olarak pek benzemeyen abim kapıyı açtığında dudaklarım gerilmişti.

Ailedeki tüm sevimli geni ben almış olmalıydım çünkü o sevimliden çok erkeksi bir vücuda sahipti, bana göre uzundu.

“Ne?!” Taeyong'un şaşkın sesini duyduğumda sinirlenmiş olmalı ki sıktığı elindeki damarları açıkça kendini belli ediyordu “Hey, Selam.”

Abim gayet sırıtarak ona bir selam verdiğinde Taeyong'un bizden gözlerini kaçırdığını gördüm “Şerefsiz!”

Hiç bir şey demeden arkasını dönüp yürümeye başladığında abim dışarıya doğru bir kaç adım attı “İstersen bir dövme daha yapabilirim güzelim.”

Gözlerim kanepeye kaydı sanırım bu makineler dövme için kullanılıyordu “Veya bir piercing söz bu sefer acıtmayacağım.”

Mark'ın endişeyle bana döndüğünü gördüm ben de abimi gördükten sonra endişelenmiştim pek sakin ve iyi niyetli biri gibi durmuyordu.

“Hoş geldin Donghyuck-ah.” Beni samimi bir şekilde içeri doğru çekti.

“Sen de siktir olup gidebilirsin çünkü seni bir daha kardeşimin yanında görmeyeceğim.”

Nedeni neydi bilmiyordum ama abim de Mark'ı pek sevmemiş gibiydi.

⚫⚪⚫

Yeeee hoşgeldin Jaeyong dgjsgd

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeeee hoşgeldin Jaeyong dgjsgd

Mesaj yorum falan bir saate hemen cevap için uçarım şimdi bu kız offline dgsjsh

⚪⚫⚪

how to train your donghyuck | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin