IAM / Fingertips

93 11 1
                                    

Bir önceki günün aksine neşeli bir havanın hakim olduğu odayı on iki kızın kahkahaları dolduruyordu.

Düne göre farklı olan bir diğer şey de bu kez hepsinin aynı kuliste olmasıydı. İlk gün kulisler için de gruplara göre ayrılmışlardı fakat programdan sonra bu şekilde olmaması gerektiğine karar vermişlerdi. Şu an kendi içlerinde ayrılsalar bile hepsi de aslında bir bütünün parçasıydı ve bütünü bu şekilde bozmaktan hoşnut değillerdi. Bu yüzden iki lider arasında yapılan taş-kağıt-makas oyununun sonucunda yetkililerle konuşup kendileri için daha büyük bir kulis isteme görevi liderlerden daha küçük olanına verilmişti.

Şimdi ise verdikleri kararın ne kadar doğru olduğunu daha iyi anlamışlardı. Önceki gün oldukları gibi stresli olmamalarının en büyük sebebi buydu onlara göre. Birlikte oldukları için çok daha rahat hissediyorlardı.

Diğer grupların aksine birlikte uzun yıllar staj görmemişlerdi fakat on ikisinin de onları birleştiren ortak bir yarası vardı. Hemen hemen hepsi benzer şeyler yaşadığından birbirlerini gerçekten anlıyorlardı. Zamanında ne kadar acı verirse versin yaşadıkları onları asıl yakınlaştıran şey olmuştu ve artık geçmişe dönüp baktıklarında kaybettikleri yıllar için üzüntüden başka şeyler de hissediyorlardı çünkü yaşananlar olmasa onlar da bir arada olmazdı, bunu çok iyi biliyorlardı.

Yakınlaşmalarını sağlayan bir diğer unsur da benzer şeylerden hoşlanmalarıydı ve bu büyük bir şanstı. Genelde onları en çok güldüren şey iki maknaenin arasında geçen ufak tartışmalardı.

İkili tanıştıklarından beri sürekli ufak tefek şeyler yüzünden tartışıp bir süre sonra tekrar canım cicim hallerine bürünürlerdi ve ablaları artık buna alışmıştı. Yine de her kavgaları bir öncekinden daha eğlenceli oluyordu. Asla sıkılmadıkları gibi saçma sapan tartışma bahaneleri üretmekte de üzerlerine yoktu.

Odadan dışarıya taşan kahkaha sesleri kapının önünden geçen herkesi şaşırtıyordu. İnsanlar dünkü hallerine de şahit olmuştu sonuçta, bir günde bu denli değişebilmeleri onlar için gerçekten şaşırtıcıydı çünkü dün herhangi birinin suratında minik bir gülücük görmek bile çok zorken şu an kahkahaları yeri göğü inletiyordu.

"Ortak kulis istemekte haklılarmış," diye düşündü o sırada oradan geçmekte olan görevli. Daha sonra da grubun kendisine doğru yürüyen menajerlerine selam verdi ve yoluna devam etti.

İçlerinden biri kapıyı tıklatıp açtı ama içeri girmek yerine sol omzunu kapının pervazına yasladı. Diğeri de onu taklit ederek aynısını yapmıştı.

"Güzel anınızı bölmek istemem ama," diye söze başladı kapıyı açan. "IAM hazırsa gitmemiz gerekiyor. Fingertips de tepki odasına."

"Oppa, bir saniye bekle!" Deiji hızlıca oturduğu yerden kalkıp bulduğu ilk aynanın önüne geçti ve saçıyla makyajını kontrol etti. Sonra da arkasına dönüp gülümsedi. "Pekâlâ, gidebiliriz."

Kapıya doğru yürümeye başladığında menajerler kapıdan çekildi, grubun diğer üyeleri de gülerek Deiji'yi takip etti.

İki grubun ayrılma vakti geldiğinde birbirlerine gülümseyip 'Fighting!' işareti yaptılar ve sonra da farklı yönlere doğru ilerlemeye başladılar.

"Nınınını nınınını nınını nıı~" Yürürken bir yandan da hep bir ağızdan şarkının melodisini mırıldanıyorlardı. Düne göre çok daha rahat oldukları su götürmez bir gerçekti, önlerinden yürüyen menajer bu güzel enerjinin seyirciye de yansımasını diledi.

Sahnenin arka tarafına ulaştıklarında yan yana dizilmek yerine kümelenmiş halde duruyorlardı. Bu şekilde birbirlerinin saçlarını, makyajlarını veya kıyafetlerini daha iyi kontrol edebiliyorlardı.

girls on top [ggxaf]Where stories live. Discover now