12. Bölüm

1.7K 80 10
                                    

~12. Bölüm~

Ayaklarım beni daha fazla taşıyamayacaklarını haykırırken önünde durduğum kapının üstündeki yazıya daha fazla odaklandım. Furkan Sönmez - Derin Yılmaz

Olabilir miydi gerçekten? Bu devasa villada yaşayanlar öldüğünü zannettiğim ablam ve kocası olabilir miydi? Ya başka bir Derin Yılmaz'sa. Belki de sıradan birileridir ve ben boşuna kuruntu yapıyorumdur.

Tüm cesaretimi toplayıp elimi havaya kaldırdım ve küçük düğmeye dokunarak zil sesinin kulaklarımı doldurmasına izin verdim. Heyecanım vücudumun her yerine yayılırken bir an için yanımda Mert'in de olmasını diledim. Eğer bu gerçekse bana dayanak çıkacak birinin yanımda olması rahatlamamı sağlayabilirdi.

Gözümü bile kırpmadan olduğum yerde dimdik bahçe kapısının arkasındaki villanın kapısına bakıyordum. Bu yaşadıklarımın hayal olabilme ihtimali hoşuma gitmiyordu. Baş ve işaret parmağımı koluma batırıp sıkarak gerçeği test ettim. Acımıştı. Her şey gerçekti.

Büyük kapı gürültüyle açıldığında mini etekli bir kız dışarı çıkarak bahçe kapısına yani bana doğru yürüdü. Benim önümdeki kapı da sürgüyle sağa doğru çekildiğinde bana soru dolu gözlerle bakan kızı inceledim. Sarı uzun saçları, düzgün fiziği, uzun bacakları ve güler yüzüyle her erkeği tavlayabilecek cinstendi. Üstündeki hizmetçi önlüğüyse kadının kocasını kıskanarak hizmetçiyi kovmaya çalıştığı pembe dizileri hatırlatıyordu.

"Buyrun hanımefendi"

Böyle bir yere bar kıyafetimle değil de kot pantolonumla geldiğim için kendimi tebrik ettikten sonra yutkunarak dudaklarımı araladım. "B-burası D-derin Yılmaz'ın evi mi?"

Konuşmanın ve yıllar sonra onun ismini sesli söylemenin bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Kız yüzündeki gülümsemeyi bir an olsun bozmadan beni onayladığında ne demem gerektiğini düşündüm. Şimdi gidip başka bir gün rahat kafayla gelmeyi mi denemeliydim yoksa cesaretim yerindeyken onu görmeli miydim bilemiyordum. Ama başka bir gün cesaretimin buraya gelmeye yetecek kadar olabileceğinden emin değildim.

"Kendisi evde mi?"

"Evet evdeler efendim. Kim geldi diyeyim?"

Hiç düşünmeden "Çok yakın biri" dediğimde kız anlamayarak kaşlarını çattıktan sonra arkasını dönerek eve doğru ilerledi.

Açık bıraktığı kapıdan içeri adımımı attığımda bahçeye göz gezdirdim. Her çeşit çiçekler rengarenk ve hoş bir düzenle yerleştirilmişti. Ortada kendine hayran bıraktıracak bir süs havuzu vardı. Kenardaki köpek kulübesinin içi boştu ve etrafta köpek göremiyordum. Bu beni biraz endişelendirse de rahatlamaya çalışarak bu kez evi incelemeye başladım. Buraya ev demek hakaret olacakmış gibi hissediyordum. Hele ki benimkine ev dersek buraya bulunacak bir isim yok gibiydi. Beyaz duvarları ve ahşap süslemeleriyle görünen üç katı vardı ama eminim ki bodrum katları da vardı.

Böyle bir yerde yaşamak biraz abartılıydı bana göre. O kadar evsiz varken böylesine bir sarayda oturmak binlerce insana haksızlıktı. Burası herkesin hayalindeki evdi kabul ediyorum. Hatta benim bile hoşuma gitmişti ama...abartıydı işte.

Az önceki kız yanıma gelerek beni içeri yönlendirdiğinde heyecanım orada olduğunu hissettirmek istercesine kalbime baskı yaptı. Ürkek adımlarla kızı takip ederek içeri girdim ve bir kez daha ağzımın açık kalmasını engelleyemedim. Evin içi, dışının iki katıydı.

Kendimi toparlayarak kızın eliyle işaret ettiği dev salona doğru adım attım. İçeri girmemle bana doğru dönen kadını gördüğümde içimi bir rahatlamanın aldığını hissettim ve daha da yaklaştım. Kadın soran gözlerle bana baktığında tereddüt ederek sordum. "Siz Derin Yılmaz'sınız değil mi?"

Benim Olsan?Where stories live. Discover now