10. Bölüm

1.7K 91 21
                                    

~10. Bölüm~

Mert'i öylece bırakıp az önce kalktığım koltuğa doğru ilerledim. Hala orada oturuyordu. Adımlarımı sıklaştırdım. Elimdeki zarfı masaya fırlattığımda bakışlarını bana çevirdi.

"Kimsin sen!"

Gözlerini benden ayırıp zarfa ve dışarı fırlamış paralara baktıktan sonra sırtını koltuğa yasladı. "Bir an hiç anlamayacaksın zannettim."

Sinirlerimin yartışması için deri koltuğun ucuna otururken saçlarımı yolma isteğini bastırmaya çalıştım. "Neden söylemedin?"

Sesimin sakin çıkmasına ben bile şaşırmıştım ama o hala umursamıyordu. Sanki açıklama yapması gereken o değildi.

"Gerek duymadım."

Gözlerim barı taradığında her taraftan bize doğrultulmuş bakışları yakaladım. Hepsi çalışanlardı ve aralarına Mert de dahildi. Bu durumdan rahatsız olmuştum.

"Sessiz bir yerde düzgünce konuşabilir miyiz"

Başını sallayarak ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Masanın üstündeki paraları toplayıp Mert'in yanına giderek hepsini eline tutuşurdum. "Şimdilik sende dursunlar."

Şaşkın ve meraklı bakışlarına aldırmadan arkamı döndüğümde leş gibi kokan bir adamla burun buruna geldim. Umursamayıp ileri doğru bir hamle yaptığımda kolumdan tutarak kendine çekti.

"Bırak lan kızı!"

Konuşmama fırsat bile vermeden gelen sese karşı kaşlarımı çatarak sahibine baktım. Saatlerdir bende gözü olan adamdı. İşler karışacaktı galiba.

Kolumu tutan el bir anlık gevşemeden sonra daha fazla sıkmaya başladığında diğer adam da yanımıza yaklaşmıştı.

"Bırak kolumu be!" diye bağırdığımda müziğin kesildiğini ve etrafın sessizleştiğini farkettim. Cidden mi! İlk defa birilerini izleyesiniz geldi ve o ben miyim? Lanet olsun!

Mert yanımıza gelip kolumu tutan adamı ittirdiğinde adam geriye doğru sendeledi ama hala beni bırakmadı. Kolumu çekerek kurtulmaya çalışırken adama tekme attım. Bir anlık boşluğundan yararlanarak kurtulduğumda diğer kolum tutuldu ve o tarafa doğru çekildim. Bu sefer beni tutan diğer adamdı.

Mert az önceki adamı dövmekle meşgulken beni tutan bir yere doğru çekiştiriyordu. "Bıraksana ya manyak mısın!"

"Kendini çok yorma güzelim birazdan fazlasıyla yorulacaksın zaten."

Dediği laflar pis kahkahasıyla birleşince suratının ortasına tükürdüm. Gülümsemesi solarken bana öldürücü bakışlar atarak kolumu morartırcasına sıkmaya başladı. Ayaklarımı yere sabitleyerek durmaya çalışıyordum ama lanet adam fazla güçlüydü.

Mert yokluğumu farketmiş olacak ki adımı haykırdı. Duyulan yumruk sesiyle içim sızlarken canının fazla yanmamış olmasını umdum ve daha fazla debelenmeye başladım.

Etraftaki insanlara sadece izlemek yerine beni kurtarmaları gerektiğini haykırsam da hiç biri yanaşmıyordu.

Beni kurtarması gereken birine ihtiyacım vardı. Bir umutla kapıya doğru baktığımda boş olduğunu görünce tüm gücümle bağırdım. "Poyraaz!"

Neredeydi bu adam? Tam ihtiyacım olduğu sırada ortadan kaybolmuştu. Üstelik o patrondu ve mekanında çıkan kavgayı durdurması gerekirdi.

Ayakkabımın topuğuyla beni çeken adamın ayağını ezerek beni bırakmasını sağlayarak arkamı döndüm ve başkasına çarptım. "Bana mı geliyordun bebeğim?"

Şimdi de iki adamın arasında kalmıştım. Etraftaki insanlar bir çember şeklinde dizilmişlerdi ve bir adım dahi ileri gelmiyorlardı.

Mert'in yerde kıvrandığını gördüğümde yanına koşmaya çalıştım ama iki kolum birden tutulunca kıpırdayamadım bile. Bir kolumdan biri, bir kolumdan da diğeri tutmuştu ve beni umursamadan birbirlerine ölümcül bakışlar atıyorlardı.

"Kız benim!"

"Hayır! Benim!"

"İlk ben gördüm lan!"

"Bu bir şeyi değiştirmez! Benimle geliyor."

"Hayır gelmiyor!"

Bir anda yumruklar havada uçuşmaya başladığında beni bir kenara fırlatmışlardı. Belimin acısına aldırmadan ayağa kalkıp Mert'in yanına koştum.

Yüzünü ellerimin arasına aldığımda acıyla inledi. "M-mert be.."

"Öykü git burdan. Hemen!"

Gözyaşları arasında başımı sağa sola sağladığımda güçsüz kollarıyla beni itmeye çalıştı. Onu böyle bırakıp hiç bir yere gidemezdim.

İtirazlarına aldırmadan onu ayağa kaldırdım. Sadece birkaç adım ilerlemiştik ki bileğimi saran bir el beni geriye çekti. Mert bana tutunuyor olduğu için ben geri gidince tekrar yere düştü. Kolumu tutan kişiye baktım. Anlaşılan kavgayı bırakıp benim olmadığımı fark edebilmişlerdi.

Kendimi tekrar ortalarında bulduğumda ilk adam beni vücuduna yapıştırdı. "Kız benim!" diye herkese bağırdıktan sonra ağzını kulağıma sürterek tekrar aynı cümleyi fısıldadı.

Diğer adam kolumu çekiştirmeye başladığı sırada o tanıdık sesi duyarak rahatladım.

"Bırakın kızı! Sonra da derhal mekanımı terk edin!"

Adamlar homurdanarak beni bıraktığında uzun zaman sonra nazik hareketlerle kaldırılmanın zevkini tattım. Gözyaşlarım benden izinsiz durmadan akarken Poyraz'a sokularak sakinleşmeye çalıştım. Beni kollarıyla sardığında şaşırsam da olayın tuhaflığını hatırlayarak üzerinde pek durmadım.

Birden kendimi geri çekip Mert'in yanına koştuğumda birilerinin ona yardım ettiğini görünce rahatladım. Hemen kollarımı bedenine doladığımda elleriyle sırtımı sıvazladı. "Öykü tamam ben iyiyim, sorun yok. Sen Poyraz'la eve git. Hadi."

Hiç itiraz etmeden kabul edip yanağına bir öpücük kondurdum ve Poyraz'ın kolunun altına girerek beni dışarı çıkarmasına izin verdim.

Hiç bir şey konuşmadan evime geldiğimizde arabadan inerek Poyraz'ın açmış olduğu kapıdan içeri girdim ve yatağıma oturdum. Aynı şekilde gelip yanıma oturduğunda zor tuttuğum göz yaşlarımın akmaya başladığını hissettim. Elimle sertçe silerken başımı yukarı kaldırdım. "Ağlamaktan nefret ediyorum."

Yeterince sakinleştiğimi hissettiğimde Poyraz'a döndüm. "Burada beklemene ge..Iı pardon şey..Burada beklemenize gerek yok. Poyraz Bey."

"Ben dışarı çıkınca ne oldu?"

Sorusunun bana cevap olmadığını umursamadan olanları anlattım. Ama gözyaşlarımı yine tutamamıştım.

"B-benim kimsem yok tamam mı. Ben kimsenin malı değilim."

Beni kendine çekerek sarıldığında başımı göğsüne yasladım.

"Ben kimsenin değilim!"

"Benim olsan?"

<><><><><>

Ayy yazarken bile heyecanlandım valla :Dd

Nasıldı bölüm bakalım???? Biraz kısa olmuş olabilir ama olsun artık. Bu en önemli bölümdüüü!!!!

Oy ve yorumda süper artış bekliyorumm. Hadi bakalım kırmayın beniii ;D

Ay lav yuu ♡♡

Benim Olsan?Where stories live. Discover now