BÖLÜM-41

2.3K 66 0
                                    

Ozan bu Selin mevzusunu kapatıp, birlikte film izlemeyi teklif etti. Ama Nehir ne kadar çok istese de onu reddederek birazdan kalkacağını söyledi, geç kalmak istemiyordu.
"Bu havada tekrar dışarı çıkmayı unut küçük hanım, sürekli hapşırıyorsun üstelik. O yüzden bakalım film kanallarımızda ne varmış," dedikten sonra Nehir'in cevap vermesini beklemeden elinde kumanda sinema kanallarında dolaşmaya başladı.
"Ben film ararken sen de arkadaşlarına haber versen iyi olur, merak etmesinler bu gece buradasın bebeğim."
"Ama.."
"Şşt... film başladı bile," diye susturdu onu. Nehir koltuktan fırlayıp çantasından telefonunu alıp bu gece Ozan'da kalacağını haber veren mesajı attıktan sonra, sesini kısıp tekrar çantasına attı telefonunu, o sırada genç adam filmi durdurmuş mutfakta fırında mısır patlatıyordu.
"Bir dakika ya, beni bu kadar çabuk burada kalmaya nasıl ikna edebildin?" Mısırların patlama sesleri arka plandan gelirken, genç adam tezgahın arkasından Nehir'e doğru yaklaşıp, "Ben seni ikna etmedim prenses, bence sen çoktan razıydın benimle kalmaya."
"Bunu da nereden çıkardın?"
"Çünkü benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyorsun."
"Bu geçerli bir sebep olamaz."
"Asıl bundan daha geçerli bir sebep olamaz ve sen de bana aşıksın ve ben kendimi senin yanında ne kadar iyi hissediyorsam, sen de kendini benim yanımda bir o kadar iyi hissediyorsun. Buna ne diyeceksin bakalım?"
Nehir ellerini iki yanından havaya kaldırarak, "Pes ediyorum," dedi.
"Bence de kabul artık bu durumu."
"Hangi durumu?"
"Hadi ama Nehir, bizden bahsediyorum tabi ki. Kendini rahat bırak biraz, birbirimizin hayatında olmamıza izin ver, bırak ne yaşamamız gerekiyorsa birlikte yaşayarak öğrenelim."
"Peki elimden geleni yapacağım, en azından deneyeceğim."
"Güzel bunu duyduğuma sevindim," mikro dalga fırından patlamış mısırları çıkarıp büyük bir kaseye boşalttıktan sonra "Haydi bakalım prenses, film bizi bekliyor," dedi ve ikisi birlikte televizyonun karşısındaki yerlerini aldılar.

Genç adam Nehir'in seveceğini düşündüğü, romantik-komedi türünde olan The Holiday isimli filmi izliyorlardı, Ozan bu kez Nehir'in yanına oturdu, üzerlerine de battaniyeyi aldılar. Filmde içinde yaşadıkları hayatlardan bunalıp, kısa süreliğine de olsa nefes almak için, evlerini internet üzerinden değiş tokuş eden iki kadının yaşadıklarını anlatıyordu. Nehir arada hapşırmaya devam ediyordu ve şimdide burnu tıkanmış nefes almakta zorlanıyordu, ama yine de izlediği film çok hoşuna gitmişti. Bir ara "Neden aşağıdaki sinema odasında izlemiyoruz, burada biraz sıkıştık sanki." diye sordu.
"Ben buna sıkışmak demezdim, birbirimize yakın oturmak derim ve bundan hiç şikayetçi değilim. Hem aşağıda izleseydik bu kadar samimi bir ortam olmazdı."
Daha sonra tekrar filme odaklandılar, Alex de ikilinin ayak ucunda battaniyenin üzerinde yatıyordu, genç adam daha önce eve gelen birisine hiç bu kadar yakın davrandığını hatırlamıyordu. Nehir'de ki bu bilinmeyen sihir ikisini de büyülemişti anlaşılan.

"Alo Eda, evden şimdi ayrıldım durum sandığımızdan da hızlı ilerliyor ve her dakika benim aleyhime işliyor."
"Selin bu işin peşini bıraksan, Ozan sen de takıntı olmuş resmen onu gerçekten sevdiğini bile sanmıyorum."
"Bana bunu nasıl söylersin? Onları gördüm diyorum sana, Ozan'ın evinde üzerinde onun pijamaları benim istediğimi benim olanı almak üzere."
"Bak Selin, Ozan hiçbir zaman sana aşkını sevgisini ilan etmedi, siz hiçbir zaman birbirinize ait olmadınız ki. Bence Nehir çoktan istediğini almış, sen de biraz mantıklı düşünsen iyi olur seni istemeyen biri için daha fazla hayatını boşa harcama."
"Eda sakın bana bir daha akıl vermeye kalkma, bu sözlerinden bana destek olamayacağını anlıyorum. Hoşça kal," dedi Selin ve telefonu kapattı. Eda bu konuşmadan sonra bu işin peşini bırakmayacağını anladı, Ozan'a bir an önce haber vermesi gerektiğine karar verdi. Ama bu hiç kolay olmayacaktı, çünkü Ozan'n bütün ilişkilerinin bitmesinde hatta başlamama sebebi bile Selin'di, ve Eda bugüne kadar ona yardım etmişi ama şimdi işlerin tehlikeli bir hal alabileceğini seziyordu. Genç adamın peşinde olan ya da tek gecelik ilişki yaşadığı kızları tehdit yoluyla ya da para teklif ederek, Ozan'ın yanından uzaklaştırmayı başarmıştı. Ozan'ın bundan haberi yoktu ama, genç adamı klişelerle dolu "Sen daha iyilerine layıksın," gibi birkaç cümle kurmaktan kurtarmıştı.

Selin şimdi Nehir denen o kızın diğerleri gibi olmadığını anladığından, en kolayı para teklif ederek onu uzaklaştıramazdı. Üzücü olansa Edan'ın söyledikleri ve onun yanında olmayışıydı. Eda arkadaşının yaptıkları ve yapabileceklerini Ozana nasıl söyleyeceğini bilmiyordu, ona anlattığı takdirde Koray da her şeyi öğrenecek ve bir daha yüzüne bakmayacaktı. Zaten son zamanlarda kendisinden iyice uzaklaşmış, ayrılmanın eşiğine gelmişlerdi. Eda daha fazla dayanamayarak konuşmaları gerektiğine dair Ozan'a mesaj attı.

İNCİ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin