BÖLÜM-18

4.2K 143 0
                                    

Nehir arkadaşlarının yanına gitmeden önce Fatma abla ile konuşmak için mutfağa uğramak istediğini söyledi. Ozan, "Tabii mutfağın yerini biliyorsun," dedi imalı bir şekilde gülümseyerek. Genç kız mutfağa gittiğinde, Fatma abla'nın siyah parlak granit kaplamalı tezgâhta kesme tahtasının üzerinde bir şeyler doğradığını görünce, "Kolay gelsin," diyerek yanına gitti.
"Buyur kızım bir şey mi istedin?" diye sordu Fatma abla elini havluya silerek.
"Sağ ol Fatma abla bir şey istemek için gelmedim. Şey yemek yapmayı öğrenemem için yardımcı olmayı kabul etmişsin Ozan söyledi, ben de sana teşekkür etmek istedim."
"Olur mu kızım ne demek, hem bence her kadın yemek yapabilmeli, kendi karnını doydurmak bir kenara sevdiğini, evladını da doyurur aynı zamanda." Nehir daha sonra yemek yapmayı öğrenmek için buraya gelip gelemeyeceğini sordu. Fakat Fatma abla, kendisin evi olup olmadığını ve neden annesinden öğrenmediğini sorunca, genç kızın yüreği üzüntü ile kaplandı. Hikâyesini anlatmaktan hoşlanmıyordu, ama bu hayatından utandığı için değil, arkasında bırakamadığı geçmişi yüreğine ağır geldiği için.

Genç kız derin bir nefes alıp, kendini bar taburesine bıraktı, Fatma abla da yanına oturdu. Nehir çok da ayrıntıya girmeden, yetiştirme yurdunda büyüdüğünü, anne ve babasını hiç tanımadığını söylerken karşısında oturan Fatma abla gözyaşlarıyla dinledi. Nehir'in anlatması bittiğinde yerinden kalkarak kucakladı genç kızı küçük bir çocuğa sarılır gibi sarıldı, "Ah benim kızım, ah benim yavrum küçücük yaşında neler gelmiş başına neler atlattın kim bilir," derken saçlarını okşayarak sevdi. Daha sonra ne zaman isterse buraya gelip beraber yemek yapabileceklerini söyleyerek birbirlerinin telefon numaralarını aldılar. Yalnız Nehir'in bir ricası vardı, "Ozan'ın burada olmadığı zaman gelsem olur mu?" Fatma abla nedenini sorgulamadan bu isteğini kabul etti.

Genç kız gözyaşlarını silerken bahçeye arkadaşlarının yanına gittiğinde, İpek onun ağladığını anlamıştı çoktan. Zaten Nehir tek bir damla gözyaşı bile dökse, gözlerinin etrafı hemen kizarır, kan çanağına dönerdi.
"Nehir ne oldu, niye ağladın sen?" "Boşboğazlığın için sağ ol yani İpek. Bir şey olmadı Fatma abla ile konuştuk biraz o kadar. Ozan ayağa fırladı hemen, "Seni üzecek bir şey mi söyledi, ya da bir şey mi yaptı?" Genç kız Ozan'ı bileğiden yakalayarak onu yerine oturttu, "Saçmalama yok öyle bir şey dedim ya, konuştuk sadece uzatmayın. Kızlar artık kalkalim bence ne dersiniz?" İpek karşı çıktı hemen, "Ayy ama çok keyifli burası gitmek istemiyorum." Nehir haklı," dedi Aslı, "Gitsek iyi olur, bu kadar aylaklık yeter, dün geceden beri yurda dönmedik müdürün gazabından korkuyorum."

Ozan onları bırakmak istediğini ama evde yapması gereken işler olduğunu, bu yüzden taksi çağırdığını söyledi. "Siz kapıda bekleyin, yukarıdan çantamı alıp geliyorum," dedi Nehir, aklında bir fikir vardı. Çantasını almaya Ozan'ın odasına gittiğinde bir not bıraktı. Taksi gelmek üzereyken, genç adam ve Fatma abla da kızların yanında Nehir'i bekliyorlardı.
"Evet, gidebiliriz," diyerek merdivenlerden indi Nehir, bahçe kapısından taksinin de geldiğini gördüler. Nehir ve arkadaşları taksiye binerken, Ozan'da şoföre parayı peşin vererek hanımların nereye gitmek isterlerse oraya bırakmasını söyledi. Genç kız itiraz etmek istese de geç kalmış geriye baktığında Ozan'ın çoktan eve girmek üzere olduğunu gördü. Sessizce geçen yolculuktan sonra nihayet yurda geri döndüklerinde hepsi nedensizce yorgun hissediyorlardı, bu yüzden herkes dinlenmek için kendi kabuğuna çekildi.

Kızlar Ozan'ın evinden ayrıldıktan sonra genç adam Fatma abla ya Nehir'in neden ağladığını sordu. O da hiç üstelememesini, kimseye söylemeyeceğine dair söz verdiğini belirtti. Sadece tek bir şey söyledi, "Nehir ile birlikte burada yemek yapacağız ama senin evde olmadığın zamanlarda, neden bilmem ama kendisi böyle istedi."
"Tamam benim için bir sakıncası yok, hatta ona 1 hafta boyunca evde olmayacağımı söyleyebilirsin.
"Nerede olduğunu sorarsa peki?" "Sormaz ama sen annemlerde olduğumu söylersin." Genç adam daha sonra odasına çıkarak arkadaşı Koray'ı arayıp 1 hafta okula gelmeyecegini, Nehir'i gözünün önünden ayırmamasını istedi.
"Bana bak Koray, nereye giderse peşinde ol kiminle görüştüğünü, ne zaman nerede olduğunu bilmek istiyorum. Seni tanımıyor ama yine de kendini fark ettirme."
"Dostum kolay bir şey istemiyorsun, Esray'a nasıl anlatacağım bu durumu, sonra Selin'e yetiştirir hemen." "Kimseye bir şey söylemek zorunda değilsin ki söyleme zaten bu kadar pısırık olma Koray, haber bekliyorum senden." dedi ve telefonu kapattı.

İNCİ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin