BÖLÜM-30

4K 117 0
                                    

Ozan arabayı kullanırken arka koltukta oturan İpek, ayaklarının uyuştuğunu söyleyerek bacaklarını Koray'ın üzerine uzatınca "Rahatız olmam canım uzatabilirsin ayaklarını," dedi Koray.
"Çok sağol,"dedikten sonra elindeki telefonda mesajlaşmaya devam etti
"Rahat mısın kızım sen?"
"Evet çok rahatım teşekkürler."

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu genç kız, nihayet kendine gelmiş yaptıkları şeyin şokunu atlatabilmişti. "Koray, Ağva'da kalabileceğimiz bir yer ayarlar mısın?"
"Ağva mı, dostum uzak değil mi orası?"
Genç adam dikiz aynasından arkaya bakarak,"Sana ya da bana gidelim istersen,mısır patlatır film izleriz,sonra Eda ve Selin bizi basarlar falan ne dersin?"
"Film mi,ne izlesek acaba?" Genç adam bir anda direksiyonu sağa kırarak bir anda fren yaptı,"Kardeşim yarım saat önce olanları ne çabuk unuttun,ne sana ne de bana gidemeyiz en azından bu akşam.Şimdi çıkar şu telefonunu dediğimi yap," dedikten sonra arabayı tekrar yola çevirerek trafiğe karıştı.Koray'ýn yaptığı bu şaşkınlık İpek'in çok hoşuna gitmiş oturduğu yerden ona bakarak gülüyordu.Arka koltukta oturan İpek ve Koray kafa kafaya vermiş,Ağva'da kalmak için güzel bir bakıyorlardı,genç adam neyi gösterse İpek beğenmiyor nehir kenarında romantik bir yer olsun istiyordu.Nişandan ayrıldıklarından beri telefonlar susmuyor,Selin, Eda ya da Ozan'ın ailesi sürekli arıyordu.
"Bence telefonlarınızı kapatsanız iyi olur,rahat bırakmayacaklar belli,"dedi İpek.Rezervasyon yapıldıktan sonra telefonların kapatılmasıyla sonunda huzurlu bir yolculuk başladı.

Nehir camdan dışarıya bakarak radyoda çalan şarkıyı dinliyordu ama düşünceleri rahat vermedi,İpek ile birlikte yaptıkları şeyin ne kadar akıllıca olduğunu düşünüyordu.Arkadaşına dönüp baktığında ise onun keyfi yerindeydi telefonunda bir şeyler kurcalıyordu,hiçbir zaman hiçbir şeyi kafaya takmaz işleri oluruna bırakır,hayatın tadını çıkarırdı.Kendisini her zaman onun sorumluluk sahibi ayakları yere basan ablası, İpek'i yaramaz zıpır kardeşi olarak görürdü.Tekrar önüne döndüğünde Ozan'ın bakışlarıyla karşılaştı.
"Ne oldu?"
"Ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum ve sen doğru olanı yaptın."
"Bunu ancak zaman gösterir,pişman olup olmayacağımızı hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz."
"Fazla temkinli birisin sen,garanticisin yani."
"İşimi sağlama almayı severim diyelim."
Arka koltukta elinden telefon düşürmediğini gören Koray, "Baksana ne yapıyorsun iki saattir?"diye sordu.
"Pardon da sana ne bundan?" diye tersledi İpek.
"Ne demek sana ne, yer bildirimi falan yapayım deme sakın."
"Vaay içimizden biri zeki çıktı,"dedi gülerek.
"Bu neydi şimdi?"
"Hiç,hiçbir şey değil."
"Bu arada biz tanışmadık değil mi?" diyerek elini uzattı,"Ben Koray."
"Selam, ben de İpek."

Aradan bir kaç dakika sonra, "Sen de sevgiline haber ver istersen,merak etmesin sonra."
"Kimden duydun bilmiyorum ama benim bir sevgilim yok, tamamen yanlış bilgi.Ayrıca benim bir sevgilim olsa neden gelip nişanı bozayım?"
Ozan dikiz aynasından arkadaşına bakarak,"Koray bu konuda bizi aydınlatmak ister misin?" diye sordu.
"Hangi konuda kardeşim?"
"Saf ayağına yatma şimdi.Senin Nehir'in sevgilisi olduğunu söylediğin şu anda da Nehir'den duyduğum aslında kendisinin sevgilisi olmadığı hakkında mesela." "Bir dakika, bir dakika," dedi Nehir hem Koray'a hem de Ozan'a bakarak "Bu işle Koray'ın ne alakası var, Koray?"
"Eee... şöyle anlatayım Nehir'cim,kütüphanede seni birinin öptüğünü gördüm,bunu da Ozan'a söyleyince o da benim gibi senin bir sevgilin olduðu varsayımında bulundu ve bu yüzden Selin'le nişanlanmayı kabul etti." Genç kız Ozan'a dönerek "Sana inanamıyorum,Ozan gerçekten. Neden gelip bunu sormadın, saçma sapan bir sebep yüzünden şu olanlara bak,bir de peşime Koray'ı takmışsın pes yani."
"Ya ne yapsaydım küçük hanım, elim kolum bağlı otursa mıydım?"
"Keşke otursaydın Ozan ya, keşke otursaydın da ben de kimsenin nişanını basmak zorunda kalmasaydım."

"Peki ben bir eşeklik yaptım ama sen beni kurtardın,şimdi seni öpenin kim olduğunu ve nedenini söyle bana."
"Sadece bizim sınıftan bir arkadaş ders notlarımı istedi ben de tamam dedim,teşekkür etmek için öylesine bir şeydi yani,hiçbir anlamı hiçbir özelliği yoktu."
"Olamaz da zaten."
Genç kız kendini "I Feel It Coming" şarkısının ritmine bırakıp başını cama dayayarak gecenin karanlığında uzaklara dalıp gitti.Benzin istasyonunda mola vermek için durduklarında İpek ve Nehir lavaboya kendilerine çeki düzen vermeye gittiler, aynı zamanda biraz dedikodu için fırsatları vardı.
"Ozan'a karşı yumuşamıp gibisin?" diye sordu İpek. "Evet yanımda olması bana iyi geliyor,hep onun yanına olmak istiyorum aslında. Uyandığımda o var aklımda,ne yaparsam yapayım aklımdan hiç çıkmıyor, rüyalarımdan bile," derken yanakları çoktan kızarmıştı bile.
"Koray'ı peşime takmasına sinir oldum o ayrı mesele ama," diye ekledi.
Daha sonra ellerinde yiyecek torbalarıyla arabaya geri dönerken,Ozan ve Koray'ın arasındaki gerginliği hissettiler, "Ne oldu size?" diye sordu İpek. Koray resmen çocuk gibi omzunu silkeleyerek "Bilmem, ona sor," dedi.
"Küçük bir yanlış anlaşılma yüzünden yaşananları tartışıyorduk Koray beyle," diye açıkladı Ozan. Arabaya bindilerinde aldıkları bisküvileri paylaştıran Nehir,sütünü açarken "Vallahi çocuk gibisiniz," dedi. Koray savunmaya geçerek "Biz mi çocuk gibiyiz, süt içen sensin," dedi.

"Çikolatalı sütüme laf söyletmem."

İNCİ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin