- 10 -

5.3K 344 7
                                    

--- 13 Yıl Önce ---

Lise birinci sınıf. Asla hatırlamak istediğim o zamanlar... Saçlarımın uzamaya, göğüslerimin belli olmaya başladığı zamanlar...

Elimde okul formasının kravatıyla yurt binasından okul binasının önündeki sınıf sırasına doğru koştum.

"Çok şükür ki, müdür daha gelmemiş. Sıraya sonradan girseydik canımıza okurdu."

Benimle birlikte koşuşturan oda arkadaşım Bahar'a baktım ve derin bir nefes aldıktan sonra elimdeki kravatı ona uzattım.

"Şunu bağlar mısın?"

Bahar kravatımı bağlamaya başladığında okul müdürü bahçeye çıkmıştı. Geleneksel pazartesi konuşmasını yaptıktan sonra istiklal marşını okuyup sınıflarımıza girmiştik.

Okul başlayalı bir ay olmuştu. Geçen hafta edebiyat hocamız erken doğum yaptığı için artık edebiyat dersinin boş geçeceğini düşünüyorduk. Ama yanılmıştık.

Müdür içeri girdiğinde herkes şaşkınlıkla ayağa kalkmış ve üstünü başını düzeltmeye başlamıştı.

"Sema hocanız izinli sayıldığı için bu sene bizimle birlikte olamayacak. Dönem ortasında olduğumuz için de yeni öğretmen atamasının yapılmasını beklemek biraz anlamsız." diye söze başladı.

Birkaç saniye sonra sınıfa genç bir adam girdi. Birlikte aralarında kısa bir süre konuştuktan sonra genç adam bize döndü.

"Günaydın arkadaşlar. Bu sene edebiyat derslerinde birlikte olacağız."

Okulun yeni sözleşmeli edebiyat hocası kısa zaman içerisinde herkes tarafından sevilmeye başlanmıştı. Genç olduğundan olsa gerek, öğrencilerle arası oldukça iyiydi. Eğlenceli ve anlayışlıydı. Dış görünüşü de ortalamanın üstünde olduğu için özellikle kız öğrencilerin beğenisiyle popüler hoca olmuştu.

Bir gün, dersten sonra kendisine yardım etmem için beni bilgisayar odasına çağırmıştı. Kapıyı yavaşça tıkladım ve içeri girdim.

Bana baktığında "Geldin demek. Köşedeki sandalyeyi çek ve şurada duran dosyayı alıp yanıma otur. Bana tek tek okuman gerekecek." diye gülümsedi.

Dediklerini yaptım. Başta her şey normal giderken ellerimiz ara sıra çarpışmaya başladı. O an yakıştıramadım. Sadece bir yanlışlık olduğunu düşündüm.

Biraz zaman geçince eliyle yavaşça bacağıma dokunmaya başlamıştı. Ne yapacağımı bilemediğim için korkmuştum. Eliyle hafifçe okşamaya devam ederken eteğimin altına doğru ilerliyordu. Dosyayı bırakıp artık sadece benimle ilgilenmeye başlamıştı.

Hafifçe kulağıma eğilerek "Korkma, bunda yanlış olan bir şey yok. Her şey güzel olacak." diye fısıldadı.

O an, aptal olmamam gerektiğinin farkına vardım. Aniden oturduğum yerden kalktım ve masanın üzerinden aldığım birkaç şeyi üzerine fırlattım.

Gözyaşları içerisinde "Siz ne yaptığınızın farkında mısınız?" diye bağırdım.

"Selen, sen bence yanlış anladın. Otur, konuşalım." Yanlış mı anlamıştım?

Bilgisayar odasından aniden çıktığımda kapının birkaç metre gerisinde duran Akın'la karşılaştım.

Henüz o zamanlar tanışmıyorduk. Benden bir üst sınıfta olduğunu biliyordum. Birkaç kişiden soğuk bir kişiliği olduğunu ve kimseyle yakınlık kurmadığını duymuştum. Ayrı bir havası olduğu için kızlar arasında popülerdi.

Karadeniz Masalı ~Donde viven las historias. Descúbrelo ahora