- 5 -

6.7K 404 17
                                    

Gece boyunca Enes ile nerede karşılaştığımızı hatırlamaya çalışsam da bir türlü hatırlayamamıştım.

---
"Onun yerine eğlenceli ve güzel bir teklifim var. Anlatmak yerine sen hatırlayana kadar seni bekleyeceğim. Ne dersin?"
---

"Acaba blöf mü yaptı?" diye kendi kendime söylenirken "Kim? Neyden bahsediyorsun?" diye esneyen Burcu'ya baktım. Uyku bandını yarım yamalak saçının üstüne çıkarmış ve gözlerini açmaya çalışıyordu.

"Hiç." dedim ve elimdeki omlet tavasını masaya bıraktım. "Erkencisin."

"Şirketten mail gelmiş. Çevirmem gereken bir dosya var. Yarına yetiştirmem gerek."

Başımla onayladıktan sonra Erva'yı uyandırmak için odasına girdim. Birkaç saniye onu öylece uyurken izledim. Ne olursa olsun, Erva benim kızımdı. Öyle de kalacaktı.

"Annesinin bi'tanesi! Uyan artık!"

Erva yatağında dönerken "Sadece beş dakika daha..." diye söylendi. Yanağına hafif bir öpücük kondurdum. Bir zamanlar en nefret ettiğim şeyi, şimdi ben yapıyordum.

"Hayır, şimdi!"

***

Bahçeye çıktığımda Eymen ve Toprak bizi bekliyordu. Yüzümde hafif bir tebessümle "Günaydın." diye seslendim.

"İşte şimdi gerçekten gün aydı..." diye iç geçirdi Eymen. Tuhaf, bazen aşırıya kaçabilen esprileri olsa da iyi bir çocuktu.

"Yine her zamanki gibi pek bir şakacısın Eymenciğim."

"Sen de yine her zamanki gibi buzlar kraliçesisin."

Buzlar kraliçesi?

Burcu kapının önünde kahkaha atarken "Bilmiyor muydun?" diye sordu. "Hafifçe tebessüm etmeye çalıştığında bile soğuk ve ciddisin. Eminim öğrencilerin senden korkuyordur."

Saçmalık.

Onların kıkırdamalarını görmezden gelip "Neyse arabaya geçin hadi!" diye arabaya doğru yürüdüm. 

***

Bugün son dersim sınıf öğretmeni olduğum dil sınıfı 11-D'ye idi. Rehberlik dersi olduğunu programa baktığımda fark etmiştim.

"Daha önceleri rehberlik dersinde ne yapıyordunuz?"

Kız öğrencilerden birisi "Ders çalışıyorduk. Kendi kendimize, serbest bir şekilde." diye yanıtladı.

Sabah aklıma Burcu'nun dediği şey geldi.

"Eminim öğrencilerin senden korkuyordur."

Derin bir nefes aldım. Öğretmen olmak için kişisel özelliklerimin yeterli olmadığımın farkındaydım. Açıkçası hiçbir zaman öğretmen olmak istememiştim, zorunda kalmıştım.

--- 5 Yıl Önce ---

"Gece mesailerine kalamıyorsunuz, yurtdışı iş gezilerine katılamıyorsunuz. Size ayak bağı olacak küçük bir çocuğunuz varken neden böyle büyük bir şirkete girdiniz?"

"Ben gerçekten..."

"CV'nizi gördüğümde bu şirket için gerçekten yararlı olacağınızı düşünmüştüm. Hızlı hızlı yükseleceğinizi de. Sizi ben seçmiştim, lakin yanılmışım."

--- --- ---

Büyük bir çeviri şirketinden böylece ayrılmak zorunda kaldığım aklıma geldi. Ardından girdiğim havayolu şirketinde de, ticaret şirketinde de benzer şeyler yaşanmıştı.

Karadeniz Masalı ~Where stories live. Discover now