BÖLÜM 8/3

10K 680 15
                                    


"Gitmeni istemiyorum," dedi Bora parmaklarını sırtımda gezdirirken.

İç çekerek ona daha çok sokuldum. Sıcacık tenlerimiz adeta birbirine yapışmış gibiydi. İkimiz de kalkıp giyinmek için herhangi bir adım atmamıştık ama ben utançtan ölmeyeyim diye üzerimize pikeyi çekerek birbirimizi sarmıştık. Mükemmeldi. Hayal edebileceğimden bile güzeldi.

"Ben de gitmek istemiyorum ama muhtemelen Sarp yarım saate arar. Şimdiye kadar aramaması bile mucize."

"O zaman kalkıp toparlansak iyi olur," dedi benden azıcık uzaklaşırken. Yüzüme bakıp gülümsedi. "Bu halinle herhangi bir şeyi gizleyebileceğini düşünmüyorum.

"Çok mu kötü?" dedim utançla kafamı yeniden göğsüne yaslayarak.

"Tam tersi..." diye mırıldandı. "Şu an aşırı seksi görünüyorsun."

Kaç erkek, karşısındakinin gözlerinin içine bakıp da bu kelimeyi kullanmıştır? En ufak bir tahminim yoktu ama bana daha önce kimse seksi olduğumu söylememişti. Ve ben bunu olgunlukla karşılayabilecek kadar gelişmiş bir canlı değildim. Tüm vücudum yeniden hızla ısınırken pikeyi etrafıma sarmaya çalışarak ondan uzaklaştım.

"Giyinsem iyi olur."

Hafif bir kahkaha attı. "Senin kadar açık sözlü birinin açık sözlülük karşısında utandığını görmek... Bunu çok sevdim."

"Yeter," dedim gülerek. "Yapma şunu."

"Tamam, ben çıkıyorum. Sen rahat rahat giyin olur mu?"

Yatak çökünce bana doğru uzandığını hissettim. Omzuma değen sıcak dudaklarıyla gözlerim mutlulukla kapanırken, aklımdan geçen tek şey yatağa dönüp, birbirimize sarılmaya devam etmekti.

"Teşekkür ederim," diye mırıldandım. Tüm dikkatiyle bana bakmaya devam ederken, karşısında giyinmem imkânsızdı. Yani... Yok, şu anda bunu yapamazdım. Nefesimi kontrol etmeyi bile zor başarıyordum, değil karşısında yeniden çırılçıplak kalmak!

Arkamı dönmedim ama üzerini hızla giyindiğini duyabiliyordum. "Tamam," dedi yeniden. "Artık bakabilirsin. Tamamen giyiniğim."

Ses tonundan benimle açıkça alay ettiğini anlayabiliyordum tabii ki. Gözüme ilişen, yerdeki ufak yastığı alıp Bora'ya fırlatırken kahkaha atarak çıktı odadan. Yastık duvara çarpıp yere düştü.

Şöyle bir etrafıma bakınca kıyafetlerimin odanın her bir yanına saçılmış olduğunu gördüm. Sutyenim ayaklarımın dibindeydi. Tişörtüm pencerenin yakınlarında. Şortum ve iç çamaşırım yatağın ayakucunda. Bora'nın tişörtü de hala yerdeydi. Çarşaf kırışmış ve yer yer ıslanmıştı. Yanaklarım ısındı. Nasıl olup da bu aşamaya gelmiştik?

Birden bir sürü duygu üzerime hücum etti. Mutluluk. Aşk. Tatmin. Heyecan. Utanç. Korku. Beklenti.

"Kahve yaptım!" diye seslendi Bora. Gülümsedim. O iyiydi. Hani gerçek anlamda, fark edilir bir değişiklik vardı üzerinde. Gülüyordu, güldürüyordu. Sesi çok daha neşeli çıkıyor ve benim için her şeyden önemlisi gözlerindeki gölgeler kayıplara karışmış gibi görünüyordu. Yeterliydi. Daha fazlası için daha uzun bir yolumuz, çokça zamanımız vardı.

"Geldim."

Pikeyi yatağın üzerine gelişigüzel atıp hızla etrafa dağılan kıyafetlerimi toparlayarak giyindim. Muhtemelen pikeyi de çarşafı da kirliye atması gerekecekti.

Aşağı inmeden önce banyoya girip ağzımı çalkaladım, yüzümü yıkadım ve son olarak saçlarıma elimden geldiğince çekidüzen verip Sarp'ın fazla soru sormasının önüne geçmeye çalıştım.

Sen Aydınlatırsın Geceyi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin