BÖLÜM 5/1

12.2K 759 11
                                    


O malum gecenin üzerinden üç gün geçti ama Bora'dan ses çıkmadı. Sürekli telefona bakmaktan yorulduğum için bu sabah telefonumu Sarp'a vermiştim. O da dalga geçerek telefonumu almış, Bora'dan mesaj gelirse kendisinin cevaplayacağını söylemişti. Bunu yapmayacağını bilsem de emin olamazdım. Peşinden koşup telefonumu geri almaya çalışmıştım. Oradan oraya koştururken annem bize olan tahammülünü yitirip bağırmaya başlamıştı.

Her ne kadar ondan haber alamadığım için canım azıcık sıkkın olsa da mutluydum ve bu mutluluğumu yansıtıyordum.

Annem, mutfakta soğuk kahve yaptığım bir an beni bir başıma köşeye sıkıştırıp biriyle tanışıp tanışmadığımı sormuştu. Meraklı olsa da özel hayatımı kurcalamazdı aslında ama bu ani duygu değişimlerimden rahatsız olmamasını beklemek aptallıktı. Ona dürüstçe yanıt vermiştim. Fırat'tan haberdardı ve sürecin en berbat kısımlarına çalıştığı için tanık olamasa da kör de değildi. Benim için endişelenmesini istemezdim.

"Emin misin?" diye sordu beni salmadan önce.

"Eminim. Her şey yolunda..."

Gözlerimin içine birkaç saniye boyunca baktıktan sonra yanağımı okşadığında, şaşırmadan edemedim. Nadiren sevgisini dokunarak gösterirdi. Babamın aksine...

"Annem yanağımı okşadı. Ölüyor muyum?" diye sordum Sarp'ın odasına girerken.

"Sanmam," dedi telefonundan kafasını kaldırmadan.

"Kiminle konuşuyorsun?"

"Bora'yla," diye cevapladı monoton bir sesle. Jetonumun düşmesi zaman aldı. Kahveyi bıraktığım gibi üzerine atladım.

"O benim telefonum mu? Senden nefret ediyorum. Bırak telefonumu. Sarp!" diye çığlık attım beni üzerinden atıp ayağa kalkarken.

"Sana iyilik yapıyorum. Sen kesin gerzek bir cevap verirdin."

"Siktir git. Seni bok çuvalı! Ben de sana aynısını yaptığım zaman görürsün. O telefonunu bir saniye olsun gözünün önünden ayırmamanı tavsiye ederim!"

Eline uzanmaya çalışsam da her seferinde beni yatağa itmeye devam etti.

"Bir dur ya! Daha yeni mesaj attı. Cevabımı yollayamadım bile sayende."

"Cevabım mı? İstersen görüşmeye de sen git salak!"

"Ağzını topla bacaksız. Benden daha iyi bir kardeş bulman imkânsız, sen durmuş burada utanmadan bağırıyorsun."

"Ya bırak! İyi niyetin gözlerimi yaşarttı. Ver hadi şunu."

Yüzünde zafer dolu bir sırıtmayla telefonu uzattığında ne beklemem gerektiğinden emin değildim. Sinirle telefonu alıp mesajlara girdim. Bora'nın numarasını bile kaydetmişti çoktan.

"Issız Adam! Ciddi misin sen? Gerzek. Daha yaratıcı olamazdın değil mi?"

Kahkahalarla kendini yatağa bırakırken ismini düzeltmekle uğraşmadan mesajlara girdim.

< Dokuz gibi Geçit'in otoparkı? >

Mesaj beklenmedikti ama cevap... Neden?

< On? >

"Neden Sarp? Neden on?" diye çığırdım.

Gülerek, "Çünkü annemlerle dışarda yemek yiyeceğimize söz verdik, Ari," dedi.

O an aklıma gelmesiyle suratımı buruşturdum. "Ne yani?" dedi. "Gerçekten saçma sapan cevap vereceğime inandın mı? Bana hiç mi güvenin yok? Kalbimi kırıyorsun?"

Sen Aydınlatırsın Geceyi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now