-11-

239 23 6
                                    


Yazlığa gelmeden önce markete uğrayıp biraz atıştırmalık, su, hazır yemek ve pijama almıştık. Evet Kıyıköy'de hem de bu mevsimde bulabileceğimiz en iyi alternatif zincir marketin kıyafet bölümünde satılan pijamalardı. Pantolonlarımızla uyumaktan iyiydi. 

Sezon bitip de yazlıkçılar evlerine döndüklerinde geride bozulmaması için yiyecek- içecek bırakmazlardı. Su dahi. O yüzden evde açlıktan ve soğuktan kıvranmak istemiyorsak bu alışveriş gerekli idi. Sinirimi bozan tek ayrıntı ise Arjin'in faturayı bölüşmeyi kabul etmiyor oluşu idi. 

"Ben de yiyip içmeyecek miyim bu aldıklarımızı ya? Tabii ki parasını da ödeyeceğim o zaman!" diye sitem ediyordum kasada. 

"Hepsini ben yiyeceğim, oldu mu! Çekil şimdi kenara." diyerek beni saf dışı bırakmak için uğraşıyordu Arjin, bense inatla elini kolunu çekiştirerek onu engelleme derdindeydim. Gurur meselesi falan değildi, sadece normal ve adil hayat şartları bunu gerektirirdi, durumum müsait ise her zaman payıma düşeni ödemeliydim. Ama bir türlü birbirimizi alt edemediğimiz için kasadaki görevli artık delici bakışlar atmaya başlamıştı bunu fark ettiği için kargaşaya sonn vermiştim, şimdilik.  Bundan istifade eden Arjin ise faturayı ödemiş ve kurtulmuştu alelacele. Ama inadı bırakışımın ardında bir bit yeniği aradığına da adım gibi emindim. Çünkü öylece pes etmezdim. Beni tanıyordu. 

"Hayırdır diyeceğim ama bak uyarıyorum; arabanın içinde, çantamın orasında burasında para görürsem bu sefer çok fena yaparım!" demişti aldıklarımızı poşete yerleştirirken bir yandan. Şüphelenmekte haklıydı, dediklerini yapmışlığım vardı. Küçükken zaten anne ve babalarımız bütçemizi kontrol ediyordu ve birçok şeyi de onlar alıyordu ama üniversiteye başladığımızdan beri paramızın idaresi bize verilmişti bu yüzden hesap işlerinde o zamandan beri adil paylaşmamız gerektiği konusunda ısrar ediyordum ben de. Bana ödetmediği zamanlarda da işin peşini asla bırakmıyor ve dediği gibi kendi payıma düşen kadarını bir yerlere saklıyordum. Artık fark etmişti ki bu uyarıyı yapıyordu. Yine de şansımı deneme planları yapıyordum bense.

"Haksızlık yapmasan bir yerlerden para çıkmak zorunda kalmaz." demiştim o anda burnumun dikine giderek. 

"Haksızlık falan yapmıyorum Lavin hanım, sen eve misafir götürüyorum ve misafirlerle hesap bölüşülmez." bunu söylerken poşetleri arabanın bagajına yerleştirmiş ve ona arkasından yaptığım burun kıvırma hareketini yakaladığı için burnumu sıkmıştı. 

"Haydi, bin." diye kapıyı işaret etmişti gözleri ile kendisi şoför koltuğuna yerleşirken. Dediğini yapıp ben de yerime yerleşmiştim, hava artık kararıyordu ve düşünmek istemesem de eve gittiğimizde ve tamamen yalnız kaldığımızda Arjin'i izlemeden edemeyecektim ve onu izlerken düşünmek istemediğim her şey beynime hücum edecek ve içten içe kahrolacaktım bunu yaptığıma. Biliyordum çünkü alışılmadık bir durum değildi, aşık ve zavallıydım. 

Yazlığa vardığımızda arabadaki malzemeleri içeriye taşıdıktan sonra Arjin vanaları ve elektriği açmıştı. Aylardır kullanılmadığı ve artık akşam olduğu için evin içi dışarısı kadar soğuktu. Isınması için klimayı sıcak derecelere ayarlayıp hemen açmıştık. Gece iyice soğuk olduğunda ancak ısınmış olacaktık çünkü klima geniş salonu o zamana kadar bile zor ısıtırdı. Çabuk ısınmasını sağlamak için diğer tüm kapıları kapatmıştık. Aldıklarımızı mutfağa taşıdıktan sonra hızlıca fazlalıkları dolaba yerleştirmiştim, abur cuburları da Arjin ile salona yollamıştım. Hazır köfteleri soğuk mutfakta pişirdikten sonra salondan çıkmayı planlamıyordum çünkü. Mutfak bile o kadar soğuksa üst kata nasıl çıkacaktık kestiremiyordum. Üşümek bir yandan da iyi gelmiş gibi hissettiriyordu çünkü fiziksel uğraşlar beynimi yorduğu için şu an burada olmama gerektiğini düşünüp kendime vicdan azabı çektirmiyordum.  Son köfteyi de tavada döndürürken telefonumun sesi mutfağı doldurmuştu. Cebimden çıkarmadan tahmininm Sezen'in aradığı idi ama yanılmıştım, Berrin abla arıyordu. Ne diyecektim?! Acaba Arjin benimle olduğunu söylemiş miydi? Bütün bunları daha fazla düşünürsem telefon kapanacaktı bu yüzden son anlarına yetişerek açıvermiştim. 

Liman Meyhanesi -askıda-Where stories live. Discover now